Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz Merhum Hikmet Altunsöz’ün Aziz hatırası için duygu ve düşüncelerinizi aşağıda yorum olarak paylaşabilirsiniz.
110 YORUMLAR
Hikmet Ağabey;
Bıkmak tükenmek bilmeyen bir enerji, her hal ve şart altında yüzündeki eksilmeyen tebessüm, muhatabı kim olursa olsun değişmeyen alçakgönüllülük ve nezaket, hiçbir şekilde mazeret üretilmeyen teşkilat şuur ve disiplini.
Ve daha nice güzel meziyetler.
Her işi hayır idi.
Camiadaki bütün STK’ların Hatay/İskenderun ayağının kurucusuydu. Kurduktan sonra, kendi ayakları üstünde durana kadar refakat eder, sonra bir gönüllüsü olarak gerektiğinde yanında, yakınında olurdu.
Hayır işlerinde hiçbir zaman hayır demezdi.
Çünkü hayrın bereketine inanır, hayır yolunda harcanan mesainin kıymetini bilirdi.
Güler yüzü ile hep takdir eder “Elinize yüreğinize sağlık der” camdan cama da candan cana da her zaman ve hep mutlu ederdi. Küçük büyük herkes onun abisi O herkesin gülen yüzlü güzel abisi. Rabbim Cennet mekan eylesin, Peygamber efendimize komşu eylesin.
Seni Allah için Seviyoruz Hikmet Kardeşim. Önce gittin, mübârek olsun. Bizde geleceğiz ve görüşeceğiz elbet. Rabbim cümlemize cennetinde toplanmayı nasip etsin, cemâliyle müşerref eylesin. [ Kadir EROL…Kocaeli ].
Mezarlardan bile yükselen bir BAHAR vardır.
Aşk celladından ne çıkar, madem ki YAR vardır.
-Sezai Karakoç-
“Mü’minlerden;
Allah’a verdiği söze sadık kalan adamlar da vardır.
Onlardan kimi sözünü yerine getirmiş,
kimi de sırasını beklemektedir.”
-Ahzab Suresi, 23.ayet-
Kaht-ı Rical’in(adam kıtlığının) olduğu bir ülkede,
gözü kapalı arkasından gidilecek
Öncü ağabeylerdendi..
Acı haberi bize ulaştığında,
Bedeni ile birlikte
kalplerimiz de kalmıştı,
o enkazın altında..
Sonra öğrendik;
Mihnet-ü meşakkat yurdundan,
Asıl yurduna göç eylemiş.
Henüz gençti,
Hak edilmiş bir Ölüm değil ama,
Hakkı verilmiş bir Ömür yaşadı.
Allah kuluna kafi ama,
Teneşirde şahitliğimizi de istiyor.
Bu dünyada gönüllerde edindiği
Makamlar gibi,
Rabbim de onu
en güzel Makamlarda ağırlasın.
Hatıralarımızda tebessüm dolu bir sima,
Bu kubbede hoş bir sada bıraktı.
Gani gani Rahmet olsun.
Başımız sağolsun.
Ardında bıraktığı vefalı dostlarına da selam olsun
Ben akrabası sayılmam hasebiyle Hikmet kardeşimin ve merhume eşinin sofrasında çok bağdaş kurmuşum..Muhabbetle çay yudumlamışım.Fikir teatisinden zevk alan kişiliği,bakışı,gülüşü,tepkisi herkesin fikrini açık yüreklilikle O’na açmasına imkan veriyordu..Aslında dertlerimizi avuçlarına dökebileceğimiz bir kardeşimizdi,sırdaşımızdı.Lakin mesafeyi koruma arzusu ve kimseyi üzmek istememesi sebebiyle pek buna fırsat bulamazdık.Dayım kızı merhume eşiyle ilişkisine ve karşılıklı saygı ve nezaketine hayrandım.Misafirperverliğinz,alicenaplığınız,akrabalarınızın,komşularınızın velhasıl cümle alemin takdirini kazanmış elhamdülillah.Üç kız babası kardeşim,Rabbim merhume Rumeysa kızın ve eşinle birlikte cennet sofralarına oturtsun sizi.Helallik almaya fırsatımız bile olmadı.Lakin yetim ve öksüz bıraktığınız iki kuzunuza bakıp hep size olan hasretimizi gidereceğiz.Nur içinde yatın kardeşim.
Hikmet Abi, bir boşluk bıraktı, yeri zor doldurulur içimizde. Allah gani gani rahmet eylesin. Yüzü hep cenneti hatırlatıyordu. Mekanı cennet, Peygamberimize komşu olsun.
Hikmet Abi öncüydü, önden gitti. Önden gidenler, sonradan giden kardeşlerini karşılarlar. Hikmet abi Allah rızası için sizleri seviyorum dediği “EhliCihan”kardeşlerini cennette de karşılar inşallah.
Hikmet Abi, büyük küçük farketmez herkese ismiyle birlikte Abi diye hitap ederdi. Cennettede bizleri öyle karşılasın.
Hikmet abi hikmetliydi, giderkende geride hikmetler bırakarak gitti. Hikmetine sual edip, hikmet alanlardan oluruz inşallah.
Hikmet Abi, ayrılmamış gibi gülen yüzü hep karşımızda bu dünyada.
Müşerref oluruz öbür dünyada!
“Ölüm bize ne uzak, ne yakın bize ölüm.
Biz ölümsüzlüğü tatmışız, ne yapsın bize ölüm.”
Ölümü öldürenler, yıldız gibidirler,
Yol göstermeye devam ederler,
Ruhun şâd olsun, Hikmet Abi!
Seni Allah rızası için çok sevdik.
Rabbimde seni, senin sevdiklerini ve seni sevenleri, iki cihanda sevsin, sevdirsin,
sevindirsin inşallah.
Cenneti hatırlar Hikmeti bilenler,
Rabbine yâr olmuş, cennet Hikmeti özler.
[Gültekin Güllü-Eskişehir]
Allah’ın yarattığı herşeyin bir hikmeti var. Bizim Hikmet’imiz sendin Hikmet abi’m.
Senin birleştirici yönün, kucaklayıcı gayretin bizi biz yapan en kıymetli yönlerindi. Neden Cihannüma var ve bir cihannümalı nasıl olunurun cevabıydın. Bölgende kayıpları buldun, buluşturdun. Birbirine kavuşturduğun teşkilat mensupları bayrağı bıraktığın yerden alıp senin götürmeyi arzuladığın yere kadar götürecektir inşallah.
Senin tebliğin gülüşünle başlardı. Yan yana geldiğimiz toplantılarda samimi muhabbetin hala hatırımda. Dilerim Efendimiz’e (sav) komşu olursun, biz de seninle cennette kavuşuruz. Biz senin salih bir kul olduğuna, salihlerle olduğuna şahidiz.
Hikmet Hocam, gayet kibar ve mütevazi bir dost idi. Her zaman Hakkın ve hakikatın yanında insanların işine koşan, yardımcı olan, haksızlığın ve zulmün karşısında hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan. Samimiyetsiz ve ihlassız, menfaatleri için her şeyi yapan Müslüman tipleri çok iyi bilen güzel bir dost idi. Cennet’te kendisiyle tekrar bir araya gelme umut ve temenniyle Rabbim, kendisinin ve ailesinin kabrini cennet eylesin inşallah. Ölüm, sevdiklerimizi alıp göturdükçe biz de ölümü seveceğiz.
Hikmet abiyle yaklaşık 30 yıllık bir dostluğumuz oldu. Öğrencilik yıllarında yaz tatilinde İskenderun MGV ailesi olarak cuma günleri Kaptan Paşa camisinde bütün dostlarla buluşur, namazı kılar ve Büyük Çarşı İş Hanındaki MGV’ye geçerdik.Herkes değişik memleketlerden gelmiş ve muhabbetin tadını çıkarırdık. O Urfa / Halfeti’deki öğrencilerini dert eder onlara kitap temin edip gönderme telaşını yaşardı. Öğrencilerini mezun etse de onlarla irtibatını koparmazdı.Ev ziyaretleri yapar , öğrencilerinin motivasyonunu arttırmak için her yoku denerdi.
1993 yılında Erbakan Hoca Antalya/ Kemer’de Cuma günü yapılan ,40 Milletvekili, il Başkanlarının katıldığı bir programda Cuma namazına gitmet için iki köye dağılınacak O. Asiltürk katılımcıları bir türlü organize edememişti. E.Hoca mikrofonu eline aldı plakası ”1 den 40 kadar olan iller şu köye, diğerleri şu köye demişti.
Hikmet hocam da bulunduğu her ortamda aynı organize rolünü üstlenirdi.İlimyayma, İHH, EBS, Cihannüma.. gibi bir çok kurumda görev aldı.Teşkilatçılığı ,sakinliği ve güler yüzü hep vardı. Kimin bir işi düşerse olması için bütün tandıkları arardı. Birçok insana faydası olmuştur.Kendisi için hiçbir şey istemedi. Cesedi enkazdan çıkarılırken bir çok dostu da oradaydı. Rabbim Rahmet eylesin.
O Urfa halfetide ki öğrencilerin den bitanesiyim evet çok çabaladı bizim için çok çok söylenecek şey var ama anlatılmaz Hikmet hocamızın eşiyle bizim için yaptıkları çok şey var ben inanıyorum bizim kalplerime çok güzel dokundular ve izleri sonsuza kadar kalacak rabbim mekanlarını cennet eylesin biz çok şanslıydık ki böyle bir hocamız oldu Hikmet hoca anlatılmaz ????????????????
“Abicim” deyip açıverirdin telefonunu. Mevzunun sonunu “adil” olmayla bağlar kapatırdın.
Müslüm Baba’nın “Uzaktan uzağa sevdim sadece” dediği gibi zoomdan zooma gül yüzünü, tebessüm eden çehreni görür mutlu olurduk. Adın gibi sözünde Hikmetliydi. Gönül tahtının sahibiydin bilemedik.
Hey gidi Beyrut doğumlu Hikmet abi. Bizi adınla ve acınla yaktın. Hey gidi İlim Yayma’dan Eğitim Bir Sen’e nice köklü kuruluşun İskenderun’daki hâdimi.
Akif’in dediği gibi “Haksızlığa ölsen tapmıyordun”. En son konuşmamız da bir memurun hakkını nasıl müdafaa ettiğini ve gasp edilmiş bir hakkı mahkeme yoluyla nasıl aldığını anlatmıştın. Çok hayır dua aldın Hikmet abi. Seni gerçekten Allah için seviyordum. Bizimde duamız odur ki Rabbim bizleri cennetinde buluştursun. Âmin.
Hikmet hocam ablamız ve kızları Rümeysa kardesimizin dünyada güzel insan olduklarına şahidiz … Rabbim herkesten çok seviyormuş yanına aldı..
Rabbim mekanlarını cennet eylesin Rasullullaha komşu eylesin inşallah…amin
Hikmet ağabeyle tanışma hukukumuz Cihanmüma çatısı altında oldu.İmanına samimiyetine teşkilatçılığına bitmez tükenmez enerjisine hoşgörüsüne şahidiz.Nasıl ki dünyada aynı sancak altında toplanmak nasip oldu.Mahşer gününde de aynı sancağın gölgesinde toplanmak nasip olur.Hakkımız sana helal olsun.Mekanın cennet olsun reis.
Değerli Reisim ve hemşehrim…Bu dünyadaki görevini tamamlamış bulunmaktasin.Cenab-ı Hak mekanını cennet eylesin.Aklımda jalan o güler yüzün diğer alemde de solmasın inşallah.
Biz razıydık Cenab-ı Allah kendisinden razı olsun hep olumlu pozitif biriydi eleştirirken dahi karşıyı kırmadan konuşurdu yaşantısı ile örnek ve fedakardı tel veya bir şekilde konuştuğumuzda ailemizi tanımadığı halde onları sorar ve ayrılırken babaya selam söyle derdi bütün iyiliklere yetişmek isterdi hiç dert yanmaz kendinden şikayetçi değildi hikmet reisin çok kişiyi tanıdığı ve konulara hakim olduğu aklımda kalmış muhabbeti güzel çocuk ile çocuk büyük ile büyük olurdu aslında onun ile ilgili çok şey yazılabilir Allah eşine kızına rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah Gerideki ailesinde sabırlar versin
Güler yüzlü Hikmet reis;
‘Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır.’ Peygamber sözünün yaşayan bir örneği olarak teşkilâtlarımızın kademelerinde hakkın hakim olması için mücadele eden yigit bir insan.
Kendisini bir teşkilat toplantısında Hatuniye Medresesinde ağırlamıştık. Güzel bir gün geçirdik. Halep yürüyüşü vesilesi ile İskenderun’da bizi ağırlamıştı. Değişik vesilelerle zaman zaman telefon görüşmeleri yaptık. Sıcak, candan, samimi, ihlaslı bir dostu dünya sürgününden ebedi aleme uğurladık. Bu fani dünyadan bir Hikmet reis geçti. Mekânı cennet makamı ali olsun.
İnsanlar, doğar, yaşar ve ömürlerini tamamlar giderler. Bu, mukadder olandır. İnsanlar bazen yaşadığı toplulukla birlikte ölümü tadsa da yine de tek kişilik tadarlar. Ölüm anına kadar ömrü vardır insanın. İşte bu muazzam süreçte insan, insan da olabilir sıradan bir canlı da. İnsan olmak, irademiz ile tercih ettiğimiz iş ve eylemler ile mümkündür. Bunların gerisinde ise o iradenin etrafından teşekkül ettiği tasalar ve tasavvurlar vardır. Bizi Hikmet Hocamız ile aynı istikamette tutan şey işte bu tasa ve ortak tasavvurlar idi. Her insan, onun gibi er ya da geç ömrünü tamamlayacaktır, lakin bazı insanlar geride kıymetli bir miras bırakıp giderler. Uğruna ömür eskittiği nice dertleri kendisine dert edinmiş nice insan geçip gitti bu alemden, Hikmet Hocam da, şahidiz ki, ömrünü güzel, iyi bir insan olarak, iyi bir Mü’min olarak tamamladı ve erkenden ayrıldı aramızdan. Ülkemizin onbinlerce canı ile birlikte gitti, (herbirine rahmet olsun) ruhlarımız birbirinde demleniyor idi seher vakitlerinde. Tam bir can dost idi. Büyüklerine candan bir kardeş, küçüklerine müşfik ve mütebessim bir ağabey, talebelerine alim bir muaallim ve insana merhametli ve adil bir şahsiyet idi. Allah’a şükürler olsun ki bu güzel insanı tanıdık, tanış olduk hep beraber. Rahmete mazhar olsun, iki cihan Serveri’ne komşu olsun. Zü’l Celal-i ve’l İkram’dan ailesi ile birlikte onlar için âlî makamı niyaz ederim.
Bende Adıyamanlıyım bu depremde Ablam ,Enistem amcaoglu ,12 yaşında kızları kayıp ettik.cok sayıda akrabam arkdas dostu kayıp ettim.Hikmet abi dahil herkese rahmet dilerim.Herkese sabır dilerim
Hikmet ağabey.
Bir müslüman da olmaması gereken; kibir ve enaniyet’ten uzak yaşayan, çevresine tebessüm sadakası dağıtan, iç rahatlatan, samimi ve vefakar bir dost…
Derdi dinleyip davasını, inancını süzgeç olarak kullanan ve her olumsuzluğu imtihana yoran iyilik timsali bir ağabey…
Azim ve gayretin mükâfatını Rabbinden dileyen, kulun eksikliğinin imtihana sebep görüp, yola devam eden di…
Tesellimiz Şehadet’i oldu…
Rabbim bizlere merhamet etsin…
Hikmet Altunsöz kardeşimizi Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi öğrencilik yıllarında tanıdım. Sevecen sıcak kanlı güler yüzlü eylem adamı olarak gözümde canlanır. Fakültemizde beş altı hazırlık sınıfı ve sonrasında A ve B şubesi vardı. Biz Hak Yol Vakfı Kalaba Şenlik Camii altındaki yurtta kalıyor Hikmetler ise MGV evlernde kalmaktaydı. Ahmet Akça, Cemil Hakyemez, Abdülkadir Aykan ve Osman Öztürk ve nice arkadaşlarla beraber şimdilerin tabiriyle ekip ruhuyla fakültemizde milli görüşün var olduğunu ve varlık felsefesinş hep canlı tuttular. Gerek derslerde yönelttikkeri sorularla ve gerekse fakültenin koridorlarında konferans salonunda yemekhanede yan yana yürüyerek birlikte oturup muhabbet ederek birlik ve beraberlik içinde İslam kardeşliğinin ruhunu hep yaşattılar. İlahiyat Kültür ve Sanat Topluluğu çatısı altında geniş bir aile olabildik.bu topluluğun kısa adıyla da (İKSAT) dergi çıkarıldı, konferanslar verildi, seminerler düzenlendi. Bir defasında ODTÜ’de bahar şenliği ve etkinlikleri varmış… Kendilerine solcu vs. diyen kendini bilmez hadsizler Müslüman gençlerin kurtuğu statlar dağıtmışlar Kur’an’ı Kerim’i satış için getirilen dini kitapları dağıtıp tezgahın başındaki gençlerimizi tartaklamışlar… Hikmet kardemiz herzaman olduğu gibi 15-20 kişilik arkadaşımızı hızla organize edeiverdi. Belediye otobüsüyle ODTÜ’ye vardık. Başka üniversiteli ancak MGV ve Hak Yol Vakfı, Hüdai vakfı ve daha sonra İBDA-C”li olduğunu öğrendiğimiz Müslüman gençleri omuz omuza vererek ve nöbet tutarak stadlarımızı ayağa kaldırdık. ODTÜ’de müslümanların var olduğunu gösterdik. Seçim zamanlarında Hamidiye genel merkezdeki eğitim çalışmalarında Hikmet kardeşimiz hep önde idi. Onun dik duruşuyla, gülümseyen yüzü ve esprili sohbetleriiyle hepsinden öte hizmetiyle hep öndeydi.mezun olduktan sonra da 95 mezunlarının her yıl bir şekilde kesintisiz toplanmasını sağlayan ekipin üyesiydi. Çünkü o MGV kimliğini saklamadan farklı meşrep klik ve partililerle de bir araya gelinebileceğini yaşayarak gösterdi. insanları şucu bucu diye ayrıştırmadan toparlamayı hep düşündü. Ben Mardin’den Hatay’a İskenderun’a yerleşmiş Beyrut’ta doğmuş bir Arabım ve Osmanlı’nın temsil ettiği Türk’üm vatandaşım derdi. O her zaman kendini bu ülkenin asli ve kurucu unsuru olduğu söylerdi. Gönül coğrafyamızın bir gün birleşeceğine olan inancı tamdı. İlim yayma eğitim birsen Cihannüma gibi STK ve sendikaların hem aranan hem de sevilen ismi oldu. Seçimi kazansak da kaybetsek de sorumluluğumuz bakidir der daima çalışmak hesap vermeye ve asıl hesap gününe hazır ve hazırlıklı olmayı önemserdi. Geleceğe umutla bakmayı Hakkın ve hakkının yanında durmayı yeğlerdi. Eleştiri yapmadan hele öz eleştiri yapmadan olmaz derdi. Allah amellerini makbul eylesin Hikmet kardeşim. Mekanın cennet olsun
Mütebessim çehresiyle en solgun anlarda, filizlenen bir fikirle sözü yükselttiğinde yeniden “Bismillah” demenin habercisi, refikiydi. Müslümanca duruş, mücadale azmi, tükenmek bilmeyen heyacanı ile ümmetin değerelerini, haklarını her alanda koruyan, tarafını her durumda izhar eden dava adamıydı.
2014 yılında İlim Yayma Cemiyeti İskenderun Şubesinin kuruluşuna öncülük ederek ilim irfan sahibi, manevi ve ahlaki değerlerle benzenmiş bir neslin yetişmesindeki gayretine şahit olduk. 8 yıllık teşrik-i mesaimiz oldu, yakın çalıştık. Yük olan değil, yük alan bir teşkilatçı, tez canlı, gayretli, daima yarına odaklanan bir bakışla etrafına şevk veren bir muallimdi. Allah’ın nazlı kulları, özel eğitim gereken muhacir çocuklara Ensar oldu. Yaptığı güzel işlere bizi de ortak etti.
Her görüşmemizde “abim” diyerek yaşça küçük olmama rağmen büyütmesi, tevazu ehli bir dervişin samimi yansımasıydı üzerimize. Rabbim ondan razı olsun.
Biz kendisini Allah için sevdik ve O, hoş bir seda bırakarak Rabbine kavuştu…
Öldü. Bu sözü söylemekten yorulanların yaşadığı şehir Hatay. Ulaşamıyorum diye aradık önce. Sonra ulaşabildiniz mi diye aradık, Sonra son bir umut diye aradık. Oysa biz diyemedik. Son Umut tükenene kadar diyemedik. Acı yürek yakan haber geldi sonrasında.
Her bölge ve il anılınca her insan kendi yaşam tarzına göre bir şahsiyeti müsemma gösterip öyle kanarmış. Şahsım olarak akrabalarıma olmasına rağmen, Hatay İskenderun denilince hikmet abi gelir hep aklıma. Bu bölgeleri gönlüme güzel gösteren hikmet abi… Debremden dokuz saat önce Diriliş kampından Mustafa Şen reisle tıkalaşırken ben ve Adana yönetimden rahmete kavuşan İsmail inan abinin fotoğrafını attım WhatsApp’tan “Belgeleri konuşturmayalım şimdi” dedi sonra “fotoğraftaki ölenlere Allah rahmet eylesin İsmail abi çok iyi bir insandı dedi” ama sildi orda vefaat eden bir kişiydi yani kendi ede rahmet diledi Rabbim bizlere de rahmet etsin inşaAllah. Özelde istişarelerimizde çok özel ve güzel eleştiri ve istişarelerimizde oldu. Rabbim rahmetiyle merhametiyle şehitler zümresinde kılsın Reisimizi inşaAllah….
Öldü. Bu sözü söylemekten yorulanların yaşadığı şehir Hatay. Ulaşamıyorum diye aradık önce. Sonra ulaşabildiniz mi diye aradık, Sonra son bir umut diye aradık. Oysa biz diyemedik. Son Umut tükenene kadar diyemedik. Acı yürek yakan haber geldi sonrasında.
Her bölge ve il anılınca her insan kendi yaşam tarzına göre bir şahsiyeti müsemma gösterip öyle kanarmış. Şahsım olarak akrabalarıma olmasına rağmen, Hatay İskenderun denilince hikmet abi gelir hep aklıma. Bu bölgeleri gönlüme güzel gösteren hikmet abi… Debremden dokuz saat önce Diriliş kampından Mustafa Şen reisle tıkalaşırken ben ve Adana yönetimden rahmete kavuşan İsmail inan abinin fotoğrafını attım WhatsApp’tan “Belgeleri konuşturmayalım şimdi” dedi sonra “fotoğraftaki ölenlere Allah rahmet eylesin İsmail abi çok iyi bir insandı dedi” ama sildi orda vefaat eden bir kişiydi yani kendinede rahmet diledi. Rabbim bizlere de rahmet etsin inşaAllah. Özelde istişarelerimizde çok özel ve güzel eleştiri ve istişarelerimizde oldu. Rabbim rahmetiyle merhametiyle şehitler zümresinde kılsın Reisimizi inşaAllah….
2013 ten bu zamana çok anılar var yazacak aslında, kitaplara sığmayan dostluklar var aramızda Allah eksik etmesin bereket ihsan etsin inşaAllah.
Şunuda teyit etttikki vefa Ahde vefa cihannüma’nın diğer adıymış… Selametle hürmetle duam sizlerle….
Hikmet hocam… Birlikte olmaktan, aynı yolda yürümekten mutluluk ve gurur duyduğum abim…
Sözü ve özü bir, hesabi değil hasbi olan klas adam…
Dünyalık bir çıkar beklentisi içinde olmadan gönül kazanan ve fedakarlık yapan…
Mücadele etme azmini ve gayretini her daim gösteren, kınayıcının kınamasından çekinmeyen harbi dost…
Kaht-ı rical günlerinde adam gibi adam…
Haksızlığa ve zulme karşı duruşu dik, tavrı net, sesi gür olan…
Nesep, renk, sınıf, dil, statü, meslek, meşrep ayrımı yapmadan insanlara dokunan, öğrencilerinin yüreğine girmeyi başaran…
Mesleğini ibadet aşkıyla yapan…
Cemaat, teşkilat ve sivil toplum örgütleri konusunda vizyon sahibi bir lider…
Şu acı günlerde en fazla aranan isim…
Hülasa…
Bize Allah’ı hatırlatan yüreği güzel insan…
Biz ondan razıydık, Allah’ta hocamızdan ve vefat eden aile ehlinden razı olsun.
Benim güleryüzlü canim dayım..Yüreğimizi yaktın..Bir sarsıntı mı aldı seni , sen gittin diye mi sarsıldık muamma …Artık buralarda işler sensiz nasıl yoluna girer bilmiyorum.Hele şu durumda, tam da sana ihtiyaç varken.Nasıl güzel organize ederdin herşeyi…Kimin neye ihtiyacı olduğunu en iyi sen bilirdin. Hızır gibi yetişirdin…Ne güzel bir öğretmendin sen…Sadece görev yaptığın okulda değil, heryerde her koşulda öğrettin..Doğruyu tam yerinde söylemekten hiç bir zaman çekinmedin… Korkmadın…Oturdukları koltuğun hakkını veremeyenlerin yüzlerine haykırdın yanlışlarını… Bundan böyle çar çakala haddini kim bildirecek Dayı… Dayı kim düzeltecek yanlışları..Kim öğretecek doğruları… Sen bizim dağımızdın… Ama ben senin öğrettiklerini kazıdım zihnime… Haramzedelere söyleyecek çok şeyin vardı… Duruşun yüreklerine korku salardı…Hepsini haykıracağım yüzlerine…Sevenlerinle kucaklaşıp acımızı birlikte hafifleteceğiz inşallah.Seni unutmayacağız..Öğrettiklerini de … Şehit gibi yaşadın şehit gibi Rabbimin rahmetine kavuştun.. Mekanın cennet olsun Canım dayım…
Ağabey, dost, arkadaş, yoldaş…
Hikmet Hocam;
İskenderun AGD MGV’nin yaz ve kış kamplarında hocamızdı. Benim kafamda 40 tane tilki var hiçbirinin kuyruğu birbirine değmez derdi. Haklıydı, muhteşem çalışan bir beyin…
Üniversiteye gittiğim dönemde de desteklerini hiç esirgemedi. Kilometrelerce öteden uzatırdı elini. Bir çok başarıma hocamın yön verdiğimi söyleyebilirim. Üniversiteden memlekete döndüğümde atanana kadar ücretli öğretmenlik yapmak istediğimi söylemiştim ona. Yarın gel yurtta başla dedi. 🙂 Böylede tez canlıydı. Ben yurtçuluğu bilmem hocam dediğimde, bende bilmiyorum ki dedi. 🙂 Ve dört yıl İskenderun İYC Erkek Yurdunda profesyonel çalışma imkanı buldum kendisiyle. Hem hocam, hem çalışma arkadaşım olmuştu. Yurtta çalışırken şahit oldum ki Hikmet hocam hakikaten Ümmetin Ağabeyiydi.
Depremden hemen sonra yurtla alakalı malumat vermek için mesaj attım. Yurt tahliye edildi, tüm öğrenciler iyi ve güvendeler diye.
Cevabını bekledim bir kaç saat… Cevap gelmedi. Aradım hatlardan ötürü ulaşamadım sandım.
Annemden öğrendim sonra felaket haberi.
Enkazın başına gittiğimde bizim camianın enkazdan onu kurtarmak için nasıl canla başla çalıştığına şahit oldum.
Yine toplamıştı işte herkesi yanı başında. Bunca dokunduğun gencin, yaşlının hatrına Rabbim seni bize bağışlasın dedim.
Rabbim seni bize, islama, memlekete bağışladı hocam…
Rabbim seni şehitlerden yazsın.
Bazı insanlar son zamanlarında onu üzdü, yordu, yıprattı, onu hiçbir zaman anlamadılar. Memleket mücadelesine şahit oldukları halde hemde. Onlar senin dostluğunu bile haketmedilerki hocam!
Onlara son kez hakikatleri haykırarak gittin.
Ne mutlu sana!
Ne yazık onlara!
En son Erbakan hocam vefat ettiğinde böyle hissetmiştim.
Sizi çok özledik.
Mekanın cennet olsun.
…
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Bismillah…
Nasıl başlasam bilmiyorum… Çaresizlik… Hüzün ve bomboş bir dünya… Rıza-i İlahi yaşamı anlamlandıran tek şey…
80 li yıllar…İskenderun İmam Hatip te, şehri, hayatı hatta davayı tanımaya çalışan, yoksul, henüz bıyıkları yeni terlemeye başlamış bir avuç delikanlı… Bıyıkları yeni terlese de omuzlarında ki yük, ellerinin nasırlarında ve gözlerinin ışıltısının zayıflığında hissediliyor…
Tıpkı diğer arkadaşlar gibi Hikmet de şehrin varoşlarında gecekondu denilebilecek bir evin 14 kardeşinden birisi… Tamirhanelerin olduğu bölgeye yakın ikamet etmelerinden öbürü sadece hafta sonları değil, hafta içi sabahın erken saatlerinde simit tepsisini kafasında ki havlunun üzerine koyup, zaten hazır ve onu bekleyen tamircilere kahvaltılık simitleri satıp, bitirdikten sonra okula gelirdi….
Sadece aynı sınıfı değil, aynı sıraları da paylaştık kardeşim Hikmetle… İmam Hatipli yıllar bir çok hatıra, mücadele, bisikletlerimizle kaçamak deniz yüzmelerimizle 1989 yılına kadar devam etti. Gerek bizim dönem gerekse bizim döneme yakın dönemlerin mezunları şehrin hatta ülkenin kaderini hatta dünyanın kaderini değiştirecek güç ve enerji ile mezun oluyoruz İmam Hatipten. Dönemin okul yöneticilerine ve öğretmenlerimize yeniden şükran ve hürmetlerimi sunuyorum.. Allah hepimizi cennetinde buluştursun inşaallah…
89 yılı üniversite sınavları, Hikmet kardeşim ile şehirlerimizi, kaldırımlarımızı değiştise de dostluğumuzu kardeşliğimizi yıpratamadı. Hele hele aramızda kozmopolit şehir olarak nitelendirdiğimiz İskenderun da davanın bayrağını, bir avuç hacı amca ve yine bir avuç delikanlı ile hep ileriye taşımaya adeta yeminli idik. Hem MGV hem yerel vakfımız Hizmet Vakfı hem Parti… ev ev video dinletim ziyaretleri vb..
Sonra şartlar 92 li yıllarda özel Radyoculuğu davaya hizmet için gerekli kılmaya başladı. Kimsenin kafasına yatma sa da Reşat, Hikmet, Mehmet ve ben MGV kontrollü radyo kurmayı başardık. Hikmetin kuruluş aşamasında ki işlerin takibi ve disiplinli yol alışı işimizi kolaylaştırdı… Artık Selam Radyo ile sadece İskenderun a değil, Çukurova ya kafa tutup, meydan okuyorduk. Adeta Çukurova ve Amik ovasına “Hak Yol İslam” yazmakta kararlıydık..
Bitmeyen dava kardeşliğinin yanında meğersem Hikmet, kardeşliği perçinlemek adına evimizin küçüğü, canımız, biriciğimize Selmamıza talip oldu. İyide olmuş…
Görebildiğim en uyumlu en mutlu aile oldular…Hep aynı hedefe birbirlerinin ayak izlerini takip ederek koştular…Rıza-i Baki İlahiye adanmış bir hayat… Ne de güzel hizmetler ne de güzel bir mutluluk idi. Ne komşu ne anne baba, ne akraba ne Agd ne ihh, ne Cihannüma,ne ilim Yayma ne sendika ne hapishane ne okul, hiç bir alanı boş bırakmadılar… Evliklerinden 3 kızımız oldu, Küçücüğümüz Rümeysamızı da alıp götürdüler cennte…başarılı, tıp okuyacak netleri ile üniversiteye hazırlanıyordu.
Hikmet ailenin iaşesini Din Kültürü öğretmeni olarakTosçelik Fen lisesinde eğitimden kazanıyor idi.
Din Kültürü Fen lisesinde ne kadar rağbet görebilirdi ki? İşte tam da burada Hikmet gibi bir Muallim öğrencilerin tamamının en popüler dersi yapıyor Din Kültürünü. Zira o sadece sınıfında müfredatta değil, çocukların hayatının her alanında bir eğitim koçu oluyor. Okuyor deli gibi ve okutuyor… yurtlar burslar ayarlıyor…sırdaş oluyor, yoldaş oluyorrr… Sadece öğrencilerin değil ailemizin ailesinin hepimizin sırdaşı…
Kim olursa olsun karşıda ki bakanda başkanda fark etmez, sözü eğip bükmeden söyler..Hakikati hiç ama hiç ceketinin asdarı içerisinde gizleyenlerden olmadı.
Hem davasında eksiklik bırakmadan dava adamı olamayı hemde ailesine eksiklik bırakmadan iyi bir baba olmayı başardı. Dünyalık hiçbir hesabı olmadı. Öğretmenliği mesleğinin asli ve zirvesi olarak görüyor idareciliği ret ediyordu…
Ahhhhh kardeşimmm ahhhh… Rabbimin takdiri boynumuz kıldan ince… Selmam, Hikmetin e Rümeysammm Cennettesiniz inanıyor, iman ediyorum. O kadar da çok dostluklar bıraktınız ki geride kalan Meryem ve Feyza kızlarımızı bizden önce sahiplendiler, şemsiye tuttular… kan bağlarının dava kardeşliğinin gerisinde kaldığına bir kez daha şahit olduk… Yetim ve Öksüzlerimin dayısı olarak 3 oğlum bir kızım var idi, şimdi 3 oğlum ve 3 kızım oldu.
İmrenilecek bir dünya hayatınızın karşılığı imrenilecek bir ebedi hayatınız olduğundan hiç şüphem yok
Rabbım tüm dava dostları, tüm aile bireyleri ile sonsuz mutluluk cennetinde buluştursun inşaallah… Güle güle kardeşlerim yiğenim…
Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah iyi bir insan olarak bildim tanıdım gördüm samimiyetle gayretle tevazu ile hayır hasenat Allah rızası için gereken her ne varsa koşturmaktan yorulmadın gönül kirmadı gönüller aldin tanıyan herkes seni iyi bildi rabbimiz razı olduğu kullarından eylesin ailesine yakınlarına sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum mekanı cennet olsun inşallah
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, cümlelerin bağlanamadığı, boğazınıza bir şeyin düğümlenip oturduğu o an…
Nefes bile alamadığınız sadece hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğiniz, ama ağlayamadığınız dermansız dert… Ölüm!.. İnsanoğlunun var olduğu günden beri çaresini bulamadığı “İnnalillahi ve inna ileyhi raciun” emri şerifinin sırrına boyun eğdiği İlahî lütuf…
“Her nefis ölümü tadacaktır” ayet-i kerimesinde ikram olunan sonsuz huzur ve şahadet gerçeği…Asırların ötesini düşünen insanlar ölümsüzlüğü kazanmışlardır, şehittirler…
Ve şehitler ölmez! İdealleriyle, eserleriyle, yaptıklarıyla yaşarlar… O yaşıyor…
Her zaman denildiği gibi asıl ‘bizlerin başı sağ olsun!…’
Çünkü daha yapacak çok işimiz var…
Sevgili Hikmet hocamı 20 yıla yakın tanıyorum.Tanıdığım en dürüst,en çalışkan insandı.Haksızlığı karşı o sağ elini kaldırıp sallayışını hiç unutmam…Karşısındaki kim olursa olsun elini sallayarak her biri mermi gibi olan tane tane sözleri hala aklımda.Biz senden memnunduk başkanım ..Seni çok özleyeceğiz mekanın cennet olsun nur içinde yat…
“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” Ahzâb / 23
Sevgili hemşehrim (Mardin/İskenderun) değerli dava arkadaşım, İskenderun İHL’den alt devrem, kardeşim Hikmet Altunsöz’ü anlatmaya hakikaten yeterli cümle bulmaktan acizim.
İslam davasına adanmışlığın en güzel örneklerinden biri olan Hikmet hocamız Hakk’ı üstün tutup kaldıran feraseti ve mücadeleci kişiliğiyle ömrüne çok güzel hizmetler sığdıran hakiki bir dava adamıydı. Onu tanıyan tüm akraba, dost ve arkadaşları gibi bendeniz de sayısız güzelliklerine şahitlik etmişimdir hamdolsun. Osmaniye TOBB Fen Lisesinde öğretmenlik yaparken onu İskenderun Tosçelik Fen Lisesinde çalışmaya teşvik ettiğimi, İlim Yayma Cemiyeti İskenderun Şubesinin kurulmasına ve başkanlığına talip olmasına istişarelerimiz neticesinde ikna ettiğimi ve bunlar vesilesiyle yaptığı kıymetli hizmetleri acizane şeref madalyası olarak kalbimde saklayacağım ömrüm boyunca..
2007 yılında Almanya Milli Görüş Teşkilatının gönderdiği öğrencilerle civar illerden gelen öğrenciler için İskenderun Hizmet Vakfı Yurdunda düzenlediğimiz yaz Kuran kursundaki efsane hizmetlerini, yardımlarını ve nicelerini saymaya gerçekten acizim. Çalışkandı, çözüm odaklıydı,samimiydi..
Twitter profilindeki açıklamasında Sezai Karakoç’un “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.” sözünü nakleden Hikmet Altunsöz kardeşim gerçek bir hakikat sevdalısıydı..Zalimin hasmıydı amma çok severdi mazlumu şahidiz..
9 Aralık 2022 tarihli bir Tweet’inde:
“Diyorlar ki: Zülfü yâre dokunma!
Dokunmazsam vicdanıma dokunur.
Bir yerde bir yanlış gördüğüm zaman,
Sessiz kalmak irfanıma dokunur…”
[Abdurrahim Karakoç]
Diyerek kanayan bir yara gördü mü ta ciğerinin yanacağını, Hakk’ı üstün tutmanın erdemine sahip olduğunu haykırıyordu.. ve hep haykırdı şahidiz.
İlim Yayma Cemiyeti Osmaniye Şube Başkanlığı yaptığım yıllar boyunca en çok istişare ettiğim değerli başkanımın çalışkanlığına, üretkenliğine, pratikliğine, özgüvenine hep hayran olmuşumdur.. Rabbim mekanını cennet etsin.
Abim abim deyişini asla unutmayacağım güzel kardeşim.
Rabbim seni, değerli eşini ve kızını rahmetiyle kuşatsın.. Mekanınız cennettir gönülden inanıyorum.
Rabbim bizleri cennetinde buluştursun..
Orhan ATEŞ
Öncelikle bu hatıra etkinliğini organize eden Cihannümaya, sonrasında hatıralarını paylaşıp acımızı hafifleten dostlara, abilere,kardeşlere selam olsun….
***Evet bu dünyadan bir HİKMET ALTUNSÖZ geçti ve gitti…
Buna şahit olmak,yaşamak,aynı soyadını taşımak benim için gurur verici bir o kadar da tarifi imkansız bir duygu….
Gerçekten yaşamak lazım, bunu yaşatan rabbime şükürler olsun…
Dayıdan öte,Ailenin Maestrosu,şefi, lideri velhasılı herşeyiydi… Kıvrak zekasıyla bizleri motive edişi, birleştirici kimliği ile bir okadarda kalabalık bir aileyi bir arada tutmak etrafta ve çevrede ALTUNSÖZ ailesinin örnek aile gösterilmesi gıpta ile bakılması onun eseri.
Eserini yaşatmak boynumuzun borcu…
Abim yoktu mesala ama abimdi sırdaşımdı iyi günümde kötü günümde kritik kararlar alacağım zaman istişare merciiğimdi..
Kendine haksızlık yapıldığında bile yufka yüreğini ortaya koyar bizler ahiret gününe inanan insanlarız deyip bizleri teskin ederdi
Hiç bir gücün karşısında kelamını esirgemedi dik durdu hakkı tuttu ve haklıyı savundu.
Çünkü gelecek kaygısı mevki makam koltuk sevdası yoktu…..
O yüzdendirki;
***” Siyasi entrikalar karşısında sözünü esirgemez keskin kılıcını kalemini ve kelamını hak ve adalet için savururdu…..
Son dönemlerde kendisine yapılan haksızlıklar kendisini yıpratmıştı buna birebir şahit olduğum için sessiz kalamıyor gerekenlere cevabını veriyordum burada bile yufka yüreği ile beni tabiri caiz ise frenliyordu..
Velhasılı;
Onu anlatacak sayfalar kalemler yetmez
Eyvallah,bravo, işte bu, deyişin kulaklarımda yankılanıyor daha ????
Açtığı yol yolumuz olacak
Emanetleri emanetimiz olacak
Rabbim bizleri cennetinde buluşturur insallah
Müslüman yürekler bilirim daha
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
Eller bilirim haşin hoyrat mert
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
Her kırışığı sorulacak bir hesabı
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.
Alnı ak, yüreği pak
Hikmet Ehli, Altun Sözlü
Samimi mü’min, Güzel İnsan
Uzatılmadı, Dünya sürgünün
Rahmet olsun sana
Komşu olasın Rasulullah’a
Ânı yaşayan bir kardeşin olarak
Çağırsana beni de yanına
Seni hep Allah Rızası İçin Sevdik ve Sevmeye de Devam Edeceğiz İnşaAllah.
Sırtımızda küfürlerle gezeriz bir ömür boyu. Bazılarımızın dünyalıktır yükü, bazılarımızın dünyayı kurtaracak merhamet. 30 yılı aşkındır sırtında taşındıklarına şahitliğimiz. Sırtındakiler mi taşıdı onu? o mu sırtındakileri, şimdi daha iyi anladık. İnsanız ve her gün birçok şeyle yoğrularak yaşarız. Geldiğimiz noktalar bazen yolun bittiği yer, bazen Sözün bittiği yer, bazen gözyaşının bittiği yer olur. Biz bir haber aldık 6 Şubat sabahında, yol da bitti, söz de bitti gözyaşı da.
Bir avuçtuk, göklere sığmıyorduk. Cennete olan susuzluğumuzu, Vakıf binalarımızda, kitap evlerimizde gideriyorduk. Sonra büyüdük, Üniversiteli olduk, dağıldık her birimiz yurdun farklı şehirlerine. Dağılan bedellerimizdi, oysa kalplerimiz, Aşkımız dediğimiz İskenderun’unumuzun atardamarlarında atıyordu. Toplanırdık bir vesileyle, bazen yaz tatiline, bazen bayramlara gün sayarak. Gerçek şuki; her toplantımızın merkezinde ep İskenderun’un HİKMET’i olurdu, o varsa toplanmışlığın bir anlamı olurdu, o yoksa eksik olurdu herbir şey. Şimdi anlatabildim mi Neden yolun tükendiği yerde olduğumuzu? şimdi anlatabildim mi neden sözün tükendiği yerde olduğumuzu? şimdi anlatabildim mi neden gözyaşlarının tükendiği yerde olduğumuzu?
Şimdi sen inşaallah Rahman’ın cennetinde, Mavi Marmara destanının aziz şehidi Cengiz ile buluşmanın mutluluğundayken, ben/biz/hepimiz anılarınla avunmaya çalışıyoruz.
Rahmet ola kardeşim, mekanın cennet, makamın âli ola…
Bezm-i elestte ki ruhlar beden içre yaşa durur.
Kimi başın arşa tutmuş, kimi başın taşa vurur.
Kimi gaflet uykusunda, kimi boşa gezer olmuş,
Ahde vefâ kaygusunda üç beş kişi koşa durur. (Merhum, Şevket Kazan)
Allah cc. Hikmet abiye rahmet eylesin. İnşâallah şehiddir. Bizler onun mü’min, muvahhid ve ahdine vefa gösteren bir mücâhid olduğuna şahidiz. Mekânı cennet, makâmı âli olsun….
Hikmet reisimizi yakından tanıma imkanı bulamamanın hüznünü, şehadetinin ardından kendisini tanıyan reislerimizin yorumlarını gördükten sonra daha derinden yaşadım.
Sonrasında Allah’ tan kendim için de böyle bir hayatın sona ermesinin ardından bu şekilde güzel anılmayı murad ettim.
Reisimize Allah’ tan rahmet, kederli ailesine ve Cihannüma ailesine sabırlar diliyorum.
Yola çıkmıştık dünya denilen gezegende nerede ne zaman nasıl başlayacağı bizim seçimimiz değildi. Hayatın baharında kesişmişti yolumuz milli gençlik ortamında Sanki ruhlarımız bezm’i alemde tanışmışta bir birini arayıp bulmuş gibi kaynaşmıştı. Kaderimiz Torosların eteklerinde nimeti bol, külfeti zor koşullarda yoğrulmuş, daha ergen olmadan adam olmayı öğretti bize. Hayalimiz okuyarak büyümek, adam olmak, bize emek, ekmek veren memleketimize hizmet etmekti. Önce insan olmak sonra iyi bir müslüman olmaktan başka bir gayemizde yoktu.
Değerli dostum
zamanını ve mekanını Rabbimizin takdir ettiği dünya yolculunda tanışmaktan, birlikte yol yürümekten, sohbet etmekten onur duydum.Senin yaşamının
ve ölümünün “Hikmeti “ bizlere rehber oldu olmaya devam edecek.Sen deprem nedeniyle erken çıktın yola şüphe yok bizde geleceğiz ardından yine buluşcağız son Peygamberin kılavuzluğunda. Rabbim Rahmetini, Merhametini esirgemesin mekanın Cennet olsun. Peygamberlere komşu olasın.
Yola çıkmıştık dünya denilen gezegende nerede ne zaman nasıl başlayacağı bizim seçimimiz değildi. Hayatın baharında kesişmişti yolumuz milli gençlik ortamında Sanki ruhlarımız bezm’i alemde tanışmışta bir birini arayıp bulmuş gibi kaynaşmıştı. Kaderimiz Torosların eteklerinde nimeti bol, külfeti zor koşullarda yoğrulmuş, daha ergen olmadan adam olmayı öğretti bize. Hayalimiz okuyarak büyümek, adam olmak, bize emek, ekmek veren memleketimize hizmet etmekti. Önce insan olmak sonra iyi bir müslüman olmaktan başka bir gayemizde yoktu.
Değerli dostum
zamanını ve mekanını Rabbimizin takdir ettiği dünya yolculunda tanışmaktan, birlikte yol yürümekten, sohbet etmekten onur duydum.Senin yaşamının
ve ölümünün “Hikmeti “ bizlere rehber oldu olmaya devam edecek. Rabbim Rahmetini, Merhametini esirgemesin mekanın Cennet olsun.
Mehmet Uysal
26.02.2023
Cihannüma ailesinin kıymetli bir değerliydin be abi.Cumartesi akşamı zoom üzerinden Hasbihal etmiştik,nereden bilebilirdik bunun son görüşmemiz olacağını.Bizler senden razı idik Rabbim de razı olsun.Cihannüma ailemize,senin ailene sevenlerine Rabbim sabır versin.Mekanın Cennet,makamın âlî olsun.Daima gükeryüzlü hatırlayacağız seni ve dualarımızda unutmayacağız.
Hikmet kardeşimi Cihannüma Derneğimizin kuruluş çalışmaları vesilesi ile 2013 yılında tanıdım. Ben İstanbul Milli Gençlik Vakfı, o da Ankara Milli Gençlik Vakfı tedrisatından geçtiği için yıllardır tanışıyormuşuz gibiydik. Bu da yetiştiğimiz ocağımızın bizlere sağladığı güzel bir hasletti.
Herkesin üzerinde ittifak ettiği mütebessim çehresi ile hep hatırlayacağız onu. Yine hayırlı işlerde öncü olması, dava adamlığı, gençlere adanmışlığı, mütevazi ve sade bir hayatı tercih etmesi gibi güzel ve örnek hasletlerinden dolayı, dilden dile, gönülden gönüle, nesilden nesile aktarılmayı hak ediyor.
2018 yılındaki genel seçimlerde aday olan Abdülkadir ÖZEL kardeşimizin seçim çalışmalarına destek ve moral için İskenderun’a gittik. Tabi ki Hikmet kardeşimi aradım, geleceğimizi söyledim. Bizi havalimanından aldılar, gün boyu ilgilendiler, o bölgenin bir lezzet durağında ikramda bulunup, akşam da havalimanına bizi bıraktılar. Dediğim gibi aramızda daha önce güçlü bir ilişki olmamasına rağmen, benim geliyoruz demem yetti.
Hikmet, whatsupp grubumuzda oldukça aktifti. Yine daha önce tanımadığı Levent Ali YILDIZ ilede bu mecrada tanışıp, kırk yıllık arkadaş gibi birbirlerine takılmaları, muhabbet etmeleri dikkatimi çekmişti.
İskenderun ziyaretimiz esnasında yemek yerken bu durumu -Levent Ali’yle daha önce tanışık olup olmadığını – kendisine sordum. Oda WhatsApp üzerinden tanıştığını bana söyledi. Biz de bir hatıra olsun diye yemeğin videosunu çekip Levent Ali’ye göndermiştik. Amerikaya giden bir arkadaşını Newyork’da ikamet eden Levent Ali’ye yönlendirdiğini, bu vesile ile iletişimlerinin güçlendiğini söylemişti. Birbirimizi daha yeni tanımamıza rağmen, ortak tanıdıklarımız ortak duygularımız, MGV, Erbakan hoca sevgimiz birbirimizi yıllarca tanıyormuş gibi hareket etmemize vesile olmuştu.
Şimdi kendime kızıyorum. Neden en az haftada bir kez de olsa kendisi ile telefon ile hasbihal etmediğime, yarenlik etmediğime…
Ah be Hikmet abi; her güzel insan gibi erken gittin bu zalim dünyadan.
Yirmili yaşlarımızdaki en büyük arzumuza kavuştun, şehadet şerbetini içerek gittin,
Yarin ile gittin,
Can paren ile gittin,
Bu depremde vefat eden vatandaşlarımız içerisinde en yakinen tanıdığım sendin,
Yüreğimizi yakıpta gittin…
Sen önden gittin…
Orta okul ve lise yıllarımızda bize hem öğretmenlik hem abilik hemde babalık yapan zorda olana kol kanat geren yüreğide kendi gibi güzel merhamet dolu koca yürekli hocam Bize doğru yolu göstermek için elinden gelenin fazlasını yapan ender insanlardan biriydi.Allah senden de ailenden de razı olsun insallah Hikmet hocam mekanınız cennet olsun inşallah amin
Hikmet hoca, Selma hoca.. kıymetleri, değerleri kelimeler ile zor anlatılır.. Haklarında yazılacak çok şey var. Rabbim onlara rahmet eylesin.
Ailemiz için bayramlarda, büyüklerimiz ziyaretlerinde ilk sıralardalardı. Samimiyetleri ve duruşları ile bizlere canlı örneklerdi. Allah onlardan razı olsun.
Hikmet hoca, ziyaretler için sözleştiğimizde kapı önünde beni bekletmeyen ama ben her toplantıya geç kaldığımda işte gerçek MGV’li geldi esprisini patlatan, İYC yurduna AGD ekibi olarak gittiğimizde ‘Eyvah yıkım ekibi geldi’ esprisini her defasında esirgemeyen, zamanımızı kıymetli kılan değerli abimiz.
Yazılacak çok şey var, ne kelime yeter ne cümleler..Ben cümleleri toparlamakta çok güçlük çekiyorum. Bizler onlardan razıyız.. İnşallah onlarda bizden razılardır.. Rabbim bizleri cennetinde tekrar kavuşturur inşallah..
Bitti dünya sürgünleri Hem Selma hocamızın hem Hikmet hocamızın .Vardılar bu dünyada varmak için uğraştıkları yere,ne güzel insanlardiniz ,hayatıma sihirli değnekle bile dokunulsa sizin biraktiginiz kadar iz birakamayacak,Biz sizden razıydık Rabbim de sizden razı olsun inşallah,sizi görünce Allah ,peygamber geliyor aklımıza derdik yine tebessüm edip yine espiri patlatirdiniz,2000 Yukarıgoklu lisesinde yön verdiğiniz tüm bir sınıf sayenizde üniversite sınavını kazanmıştı,Sizin olmadığınız bir dünyaya güneş her sabah doğarken içimi tarifsiz acılar kaplıyor .
Hikmet Abim,
Sürekli görüştüğüm ve dertleştiğim güzel ağabeyim.
Her görüşmeden sonra o kadar mutlu oluyordum ki anlatamam.
Yeri doldurulmaz bir insan ve ağabey.
Allah rahmet eylesin,Mekanı cennet olsun.
HİKMET EHLİ
“Selam” cümlesi ile başlamış ve “Abim, bizim öğrencilerden bir tanesi Altındağ Boyacı Ali Camii’nde gözlüğünü unutmuş, camii hocasının telefonunu bulabilir miyiz” şeklinde talebi iletince, kendisine şaka yoluyla takılmış “Hatıra olarak anlatmak için bunu not almak lazım” demiştim. Hatırayı aktarmak şimdiye nasipmiş.
Cihannüma olarak uzun dönem yürüttüğümüz görev hasebiyle çok sık görüşmelerimiz olurdu kendisi ile. Ezber bozan “kaynak geliştirme”lere katkısı oldu hep. “Kısıtlı imkanlarla üşenmeden, ertelemeden vazgeçmeden ve küçük/büyük, fazla/az demeden elinden geleni değil gereğini yapan Hatay” dediğimizde teşekkür cümlelerini unutmak mümkün değil elbette.
“İlim Yayma”nın gönül iklimindeki hoş bir esintide yürüdü hep Hikmet Altunsöz. İnsanlığa karşı sorumluluk bilincini yerine getirme, hayırlı insan olma, bir gayeye bağlanma, içinde bulunduğu topluma değer katma ihtiyacını hissederek; “Zorlukla beraber kolaylık vardır” anlayışını benimseyen ve Rabbinin rızasını her şeyin üstünde gören bir insan olarak yaşadı. “Vefa insana verilmiş en büyük nimettir” sözü çerçevesinde bir arada olduğumuz buluşmalara, “vefa”yı içinde hissederek katıldı, dile getirdi.
Yolda olmak ile yoldan geçmek arasındaki büyük farkı bilerek Cihannüma içinde görevler aldı. Üniversite yıllarında Ankara’da yürüttüğü ortaöğretim çalışmalarıyla, gençlerin “Önce ahlak ve maneviyat” ikliminde yetişmesine vesile oldu. Milli Gençlik kuşağında; “Her şey hayalle başlar, bunun temelinde inanç yatar” diyen Erbakan Hocamızdan aldığımız ilhamla; fikri, iradesi, söyleyecek sözü olan, 2071 ve 2453 hedefindeki “bir binanın tuğlaları gibi” omuz omuza yola koyulan kardeşlerle yürüdü.
Uzak şehirlerde olsa bile, gözlüğünü camide unutan öğrencisini sevindirmenin derdini taşıyan, yetiştirmek için gayret gösterdiği öğrencilerin sadece eğitimleriyle ilgilenmeyen, ihtiyaç sahiplerinin sadece karnını doyurmanın yetmediğini bilen bir kardeşimizdi Hikmet Altunsöz…
İnsanların aklını ve gönlünü de doyurmayı hedefleyerek; yardımsever insanları, dünya meselelerine sadece cüzdanlarıyla değil, gönüllüleriyle de bakmaya çağırdı sözüyle, yaptıklarıyla, hayatı ile…
Sorumluluk sahibi olmayı; yaşadığı topraklardan başlamak üzere, mazlum coğrafyaların yürek çırpıntılarını duymak olarak anladı. Taviz vermeyen dava inadını yol azığı yapıp, dinleri değiştirilmeye çalışılan mazlumlara, ekmek, su ve sağlık götürülen mazlum coğrafyalara, ilim, fikir, doğru düşünce ve sağlam bakış açısı da taşıdı.
Davasının delisi bir kardeşimizdi Hikmet; “Öğretmem” değil, “Öğretmen” idi. Gelecek nesillere “yerli ve millî” olmanın, bağımsız ve sömürüye karşı durmanın gereğini hatırlattı hep…
“Soğuk nevale” ve “Sinameki” ifadesi, Hikmet Kardeşimizin o güzel tebessümünde bütün anlamlarını yitiriyordu.
En kritik, toplantılarda, genel kurullarda, yüz yüze ya da online sohbetlerde tebessümü eksik etmeyen, ismi ile müsemma Hikmet’in bizde bıraktığı izlenimlerden birkaç tanesi bunlar…
Cihannüma Genel Merkezimizdeki salonun kapısına, tebessüm eden resmi ile “Hikmet Altunsöz Salonu” tabelasını astığımızda; “Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi” ayet-i kerimesini hayatına yansıttığına bir kez daha şahit olmuştuk.
Hikmet Altunsöz, şairin ifadesiyle; “Esas meselemiz, her yönüyle Müslümanca bir hayatı göze alıp, sonuna kadar götürebilecek inanç kuvvetini elde bulundurmaktır” cümlesinin karşılık bulduğu insandı biiznillah. “Gönülleri fethetme gayretiyle sürdürmeli hayatını insan”, “İyi insan olmalı ama bunu ispatlamaya çalışmamalı” anlayışında, “Zorla birini sevemeyeceği gibi, sevmediği kişilere de seviyormuş gibi davranmamalı” harbiliğinde, çözüm yolunun “Merhamet, fedakârlık, infak ve dayanışmadan geçtiğini” bilerek yaşadı…
Cihannüma Dernek tüzüğümüzün ikinci maddesinde ifade edildiği gibi; Adalet, Ahlak, Hikmet, Emniyet, Hürriyet “zaman ve mekândan bağımsız olarak ulaşmayı amaçladığımız” ortak hedeflerdir. Adın da adındaki anlam da hemen yanı başımızda… Yanı sıra sabır, şükür, ümit, vefa… Bunlar bizim evimizdir, özümüzdür, sözümüzdür.
Senin ve ailenin mekanı cennet bahçeleri olsun.
Rabbim bizleri de hayrı ile yaşayan ve hayrı ile hatırlananlardan etsin.
24 gün oldu yitikten bu ana.. 24 yıl gibi uzun süren 24 gün… kısa süreli uykularımızda oldu uzun süren dalmalarımızda.. yerde, arabada, çadırda, konteynırda, sağda-solda, farklı şehirde yatakta da uyuduk.. değişmeyen tek şey var; gözlerim kapanırken yüreğimdeki sızı, Hikmet Hocamın çok hoşuna giden bir espriden sonraki kesik kesik samimi gülüşü, Rümeysa’nın çocukken utanarak gözünü kaçırıp gülüşü, Selma Hocam, Hilal, Kutay, Ayhan abi, İbrahim, İsmet Uğur Amca, Serdar abi… şerit… bitmeyen şerit… acı şeridi… ve rüyalar.. insan bilinçliyken kendini durdurabiliyor.. başka konuyu düşünmeye çalışıyorsun ve başarıyorsun.. ama bilinçaltı öyle değil ki.. rüyalara sözün geçmiyor.. kelimeler düğümleniyor..
Vay Hikmet Hocam.. şöyle bir baktımda hakkında yazılanlara Yiğitti demişler.. Vallahi yiğittin.. zaman mekan gözetmeksizin, karşındakinin makamından, gücünden etkilenmeksizin doğru olanı KÜT KÜT söylerdin.. eğmeden-bükmeden-eğilmeden-bükülmeden… “Bir dakka ya o öyle değil” dediğin an herkes bilirdiki o öyle değil…
çok zekiydi, organize ediverirdi demişler.. Vallahi inanılmaz bir ince zekaya ve organize kabiliyetine sahiptin.. bir çok yapacağımız işi istişare ederdik öncesinde ve öngörülerin hep tutardı..
hiç hesabı, beklentisi olmazdı demişler.. Vallahi hesap yapmadan bir beklenti içerisinde olmadan Sevdin DAVANI ve DAVAN için Sevdiklerini.. Hocamızın dediği gibi “ne yaptıysan Allah Rızası için yaptın” biz şahidiz.. o gayretlerinden maddi bir amaç gütseydin ardından servetini konuşuyor olurduk.. mevki makamları defalarca elinin tersi ile nasıl ittiğini gören şanslı kullardanız.. bizlere inanılmaz büyük dersleri miras bıraktın..
Haksızlığa ve zulme karşı duruşu dik, tavrı net, sesi gür demişler.. Vallahi öyleydi şahidiz.. Siz Umredeyken bir yürüyüş tertip etmiştik ve yürüyüş sonunda attığımız sloganlardan rahatsız olan bazı arkadaşlar terslik yapmıştı.. geldiğinizde bu olayı öğrenip çok kızmıştınız ve eğer ben orada olsaydım size bu lafları söylettirmezdim, o meydanı onların kafasına geçirirdim demiştiniz.. varlığınız GÜÇTÜ bize, yokluğunuz çok güç..
Dün bir kermes gördük, depremzedeler için yapmışlar.. hanım ağlamaktan konuşamadı uzun süre.. Selma Hoca olmadan nasıl kermes olur ki, nasıl sohbet yaparız, nasıl toplantı yapılabilir, nasıl yaşarız.. yaşananları unutup yaşayabilecek miyiz bir daha? Sizlerin yokluğunu kabullenip normal olabilecek miyiz acaba? Bu yüreğimizdeki acı geçecek mi hiç? Gidelim Ankara’ya Suna teyzeye İdris Amcaya gidelim bir görelim ellerini öpelim diyor. Meryem’e Feyza’ya gidelim diyor.. nasıl gidilir ki.. nasıl göz göze gelebileceğiz ki onlarla? Nasıl söyleyebileceğiz ki içimizdeki fırtınaları onlara? Ben iskenderunda denedim. Sait abiyle bir şey olmamış gibi yaptım sıkıca elini tuttum.. cesaretimi topladım Yusuf abiyi de aradım.. bir vesile Beşir amcaya da sarıldım ama Babana gidemedim Hocam.. tam yanına vardım kalbim daha fazla yaklaşamayacağımı haykırdı bana.. arabaya koştum hızla uzaklaştım sanayiye doğru son sürat..
Ya Rabbi! Ben Hikmet Hocamın da Selma Hocamın da tertemiz Rümeysa kızımızın da i’lâ-yi kelimetullah için gayret ettiğine ŞAHİDİM.. Mallarıyla Canlarıyla yoluna kurban olduklarına ŞAHİDİM.. Ümmetin derdiyle dertlendiklerine ŞAHİDİM..
Onların kabirlerini Cennet Bahçesi eyle.. bizlerin de canını onlar gibi İSTİKAMET üzerindeyken al Ya Rabbi.. onlar o pazartesi kalkabilselerdi hergün yaptıkları gibi Senin rızan için bir kalbe dokunmaya çalışacaklardı, bir ilim meclisinde Hakkı tavsiye edeceklerdi, bir zulmü yok edebilmenin, bir mazluma sahip çıkabilmenin hesabını yapacaklardı..
MERYEM – FEYZA:
ANNENİZ sadece sizin değil Ümmetin gençlerinin ANNESİYDİ, ABLASIYDI.. BABANIZ sadece sizin değil Ümmetin Gençlerinin BABASIYDI, AĞABEYİYDİ.. Rabbim Cennetinde buluştursun inşallah…
Özledikçe yazılanları okuyorum, okudukça elhamdulillah son güne kadar beraberdik diyorum. Yiğitliği , dik duruşu , davası , kibarlığı ve en çok da şehitliğe olan sevdası. Sen hayaline kavuştun biz ise boşluktayız . Depremden 16 gün önce son buluşmamızda İskenderun’daki gerçek dostlar diye bana bahsettigin 4-5 kişi ilk andan itibaren enkazın başındaydı. Sen olacakları bilir gibi o gün herşeyden bahsetmiştin. Ben ise hayırdır abi vedalaşıyor muyuz devir mi ediyoruz dediğimde sadece gülmüştün. Evimiz ağır hasarlı ne yapacağımız nerde yaşayıp nerde çalışacağımız belirsiz en zoru da arayıp abi ne yapalım diye soramıyoruz . Senin sorunlara bakışın hep farklıydı.
Abi kaybederiz dediğimde kaybedersek mağlup olan biz olmayız demiştin. Şimdi biz seni kaybettik reis vallahi gözümden yaş akarken utanıyorum. Sen en büyük hayaline , herkesin bu adam hangi makamın peşinde diye merak ettiği tek makama kavuştun elhamdulillah. Sen böyle mutluyken bize ağlamak yakışmıyor kızma , kaybettik ama mağlup olmadık. Yengemiz selma hanımın da yeri hepimizde ayrıdır . Hakkına çok girip abimizi meşgul ettik . Ya rabbi Rümeysa kardeşimizin de şehitliğini kabul eyle ben en çok da Rümeysa olmak isterdim . Dünya iyisi anne baba ile cennet yolculuğuna da birlikte çıkmak ne büyük şeref. Geride kalan Meryem ile Feyza ise aynı Hikmet ile Selma gibi zorluğa karşı dimdik ayakta elhamdulillah. Bize senden geriye o naif gülüşün ve hatıran kaldı. Hakkını helal et şehidim . Her zamanki gibi hadi Allah’a emanet selamın aleyküm.
Rabbım rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Hikmet reis 5şubat saat 15.00 sıralarında mesaj göndermişti.Vefa ziyaretlerini ihmal etmeyelim diye. Bizde arkadaslarla ziyaretteydık. Aradım kendısını. Müsaitsen reis ikinci ziyerettte görüntülü arasam olurmu dedım. Hay hay tabı bekliyorum dedı. Yarım saat sonra bir ögretmen emeklisi abımızı zıyarete girdik.Aradık görüntülü konustuk. Doyamamıstık muhabbete. On dk gıbı olmustu. Gülen yüzü tatlı dili.nasıl unutulurkı.O gece sabaha karsı hikmet reisden paylaşım bekledım. Olmadı malesef. Uzun sürdü bekleyiş bir süre sonra malum haber paylasıldı.Gözyaşlarımla duamı birleştirdim. Rabbım cennetinde bulustursun bizleri
Kıymetli Hikmet hocama Allah’tan rahmet diliyorum. Buraya çok uzun yazmalıyım ama onun gibi değerli, kaliteli bir hocamızı anlatmaya kelimeler yetmez. Tebessümü, nezaketi, samimiyeti ve yardımseverliği asla unutulmaz. Ondan çok şey öğrendik. Biz ondan razıydık, Allah da razı olsun bize kattıkları için, ülkeye kattıkları için. Onun ışık saçtığı yollarda binlerce genç yürümeye devam ediyor, devam edecek. Mekânı cennet olsun. Her zaman kalbimizde olacak.
Kıymetli Hikmet abime ve ailesine Allah’tan rahmet dilerim. Rabbım mekânlarını cennet, makamlarını alî kılsın. Orhan Ateş Hocam vasıtasıyla tanıştığım dava adamı, yardım sever, dirayetli bir dosttu. Biz ondan razı idik, Allah(cc) da razı olsun. Rabbim Hz peygambere komşu eylesin.
Hikmet Ağabeyim, canım abim. Güler yüzlü abim.
Seni bu güzel camia içinde tanıdım, sonrasında Cihannüma yönetimin de daha da yakından tanıma fırsatı buldum. Her zaman verdiğin fikirler ve yerinde söylediğin sözlerinle örnek oluyordun. Güler yüzün hiç eksilmiyordu. “Malik Kardeş”diye sözlere başlaman babacan tavrın, hep aklımda. Ahh hikmet abim ah.. Rıza reisim ile beraber Karaman,Mersin,Adana ve Hatay ziyaretlerin de sana misafir olmuş herşeyi ince düşünmüştün. En son havalimanında bizi yolcu ederken Koca Reis kendisine verilen hediyeyi sana vermek istemişti ve sen “ hayatım da ilk defa içinde bulunduğum STKlardan hediye veren değil hediye alan oldum Malik Kardeş bu anı hatıra olarak çekermisin” demiştin; ve o anki mutluluğun da gözlerimin önünde.
Depremin olduğu sabah Kahramanmaraştaki akrabalarımı aradıktan sonra sen geldin aklıma. Aradım. Telefonun çalıyordu. Uzun uzun çaldırdım sonra dedim ki Hikmet abi şimdi koşturuyordur o nede olsa dönüş yapar demiştim ve 5 dk sonrasında gruplarımızdan geldi haberin.
Dua ettim, dua ettik, ama buluşmamız cennete kaldı abim. Allah senden ebeden razı olsun. Rabbim mekanını cennet eylesin. İnşallah cennette de bir arada oluruz. Emanetlerin emanetimizdir.
Üniversite yurdunda tanıştım Meryemle. Her evden gelişinde iki üç gün hüzünlü gezerdi. Yurtta bol bol sohbet ederdik, herkes ailesini anlatırdı işte o sohbetlerde tanıdım Hikmet abiyi Selma ablayı Rümeysamızı. Meryem gözleri parlayarak anlatırdı, hepimiz maşallah çekerek hayranlıkla dinlerdik. Yurdumuzun favori ailesiydi. Zamanla Meryemle sıkı dost olduk,kardeş olduk Allah’a hamdolsun. O anlattıkça sadece aile bağlarının kuvvetli oluşuna değil Hikmet abinin Selma ablanın davalarına olan tutkularına, yorulmak nedir bilmeden çalışmalarına, herkese her yere yetişmek için koşturmalarına hayran kaldım. Yüz yüze tanışmayı rabbim bana nasip etti, şükürler olsun. Evlerinden taşan samimiyeti hangi kelimelerle anlatsam eksik kalır. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi karşılandım. Ailenin bir üyesiymişim gibi muamele gördüm, hiç unutamıyorum. Selma ablamın insanı rahatlatan ses tonu, sıcacık muhabbeti hâlâ kulaklarımda. O akşam muhabbet ederken Hikmet abi elinde iki kitapla girdi odaya. Kitapları çok sevdiğimi duymuş, unutmamış, şaşırdığım bir incelikle bana hediye etti. Meryem’in ince düşünceli hali anne ve babasından geçmiş meğerse. Ömrümde onlar kadar gönlü zengin insan tanımadım. Evlilik kararı aldığımda bana bir ihtiyacın var mı biz burdayız demişlerdi. Hiç unutamıyorum. Ben kızlarının arkadaşıydım ve sadece bir kere yüz yüze görüşmüştük. Ellerinin yetiştiği herkese yardım etme derdine düşmüş mükemmel insanlardı. Tek gayeleri Allah’ı anlatmak onun rızası için yaşamaktı. Pandemide daralan yüreğimizin imdadına Selma ablamın sohbetleri yetişti. İçimizi açtığı gibi bir de sohbet sonunda katılan herkese ismen teşekkür edecek kadar nezaket sahibiydi. Rabbim bu nasıl bir nahiflik. Bende bıraktıkları etki öyle güçlüydü ki kendimi sorgulamama nasıl yaşamam gerektiğini düşünmeme vesile oldu. Yıllarını birlikte geçirdiği halde hayatına hiçbir etkisi olmayan insanlar olduğu gibi bir de sadece duruşlarıyla, yaptıklarıyla, bir cümleleriyle hayatına dokunan bambaşka bir pencere açan insanlar vardır. İşte bu ikincisi olma hayalini Hikmet abi ve Selma abladan öğrendim. Rabbim onlardan razı olsun. Sohbetleriyle, esprileriyle insanın gönlünde sevgi bağı kuran, davalarına olan bağlılıklarıyla, müslümanca yaşamaya örnek halleriyle kurdukları bu sevgi bağını Allah’a yönelten yegâne insanlardı. Vefat haberlerini okuduğumda inşallah şehit olduklarından bir gram şüphe etmedim. Böylesine değerli bir hayat ancak bu güzel makamla uğurlanmayı hak ederdi. Ümmet için çırpınışlarına biz şahidiz. Mevlam mekanlarını cennet eylesin. Bıraktıkları boşluğun derinliğini bildiklerinden belki de, her anlamda kopyaları olan iki güzel evlat bıraktılar, ikisi de benim kardeşim. Rabbim cennetinde buluşmayı nasip etsin bizlere. Amin.
Onu sadece 3 yıl tanıdım ama tanıdığım günden itibaren ona çok büyük bir saygı duydum. Bu 3 yıllık süreçte verdiği öğütler bir tecrübe ağacından meyve koparmak gibi hissettiriyordu. Hikmet Hoca bana bu kısa süreçte bir idol ve yol gösteren oldu. Allah rahmet eylesin, eksiği kapanmaz.
Sevgili hocam, değerli öğretmenim;
Size elveda demiyorum,bilâkis görüşmek üzere. Yüce Rahman’ın huzurunda,hiçbir hüznün olmadığı o esenlik diyarında. Dilerdim ki bu dünya hayatında sizinle ve Selma ablamla daha çok görüşelim,ailecek daha çok vakit geçirelim. Depremden henüz bir hafta önce bizdeydiniz.Bir dahaki sefere sizin evinizde görüşmek üzere ayrılmıştık. Sizleri son görüşüm olduğunu nereden bilebilirdim… Bu dünya güzel insanların muhabbetine doyabilmek için fazla kısa. Rabbimden cennet bahçelerinde sizlerle doya doya muhabbet edebilmeyi diliyorum.
Fen lisesinde okurken bir din kültürü öğretmeninden çok gençlere rehber niteliğindeydiniz.Odak noktası dersler ve notlar olan bir okulda bunu başarmak herkesin harcı değildir. Sürekli okurdunuz,geniş bir dünya görüşünüz vardi.Sizi elinizden eksik olmayan, en fazla 3 4 günde bitirip yenisine başladığınız kitaplarınızla ve mütebessim,güven beren çehrenizle hatırlıyorum. Sınıfa her zaman selâm aleyküm diyerek girerdiniz.Hâlâ kulaklarımda yankılanıyor. Ayağa kalkmamiza izin vermezdiniz,yalnızca Allah’ın huzurunda kıyamda durmamızı istediğinizden mi? Çok kişinin hayatına ve kalbine dokundunuz. Söylediğiniz sonsuzluk türküsü o hayatlara miras kaldı.
Canım hocam, ne söylesem eksik kalır. Sizler dünya uykusundan ahirete uyandınız Selma ablam ve Rümeysa ile.Meryem ve Feyza bize emanetiniz. Mütevazilikleri ve mümin duruşları sizi ve Selma ablami hatırlatıyor. Bizim de dünya uykumuz bittiğinde cennet bahçelerinde buluşmayı diliyorum…
‘ Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim …’
TOSÇELİK Fen Lisesi denilince akla gelen ilk isim: Hikmet ALTUNSÖZ. Kıymetli Hocam, sizin için yazacak o kadar çok şey var ki nereden başlasam bilmiyorum. Fransız düşünür Voltaire ” Senin gibi düşünmüyorum ama düşüncelerini özgürce ifade edebilmen için elimden geleni yaparım.” demişti 19. yy. da . İşte siz hem okulumuzun hem bölgemizin Voltaire’ i oldunuz. Entelektüel birikiminiz, insancıllığınız, dostluğunuz, yardımseverliğiniz, yetişebildiğinize Hızır gibi yetişmeniz… Sizinle dünyaya farklı pencerelerden bakıyorduk ancak baktığımız açıdan görmek ve bulmak istediğimiz noktada insan vardı. İnsan , ortak noktamızdı. Ve ortak noktası insan olan bireylerin uzlaşmaması mümkün değildi. Uzlaşıyorduk. Sizinle on dört yıl çalıştık, on dört yıl boyunca her sohbetinden bir şeyler öğrendiğim, düşünce dünyamı zorlayan, geliştiren nadir insanlardan biriydiniz. Hocam , Hikmet Hocam, kitap, film , dizi, yazı önerilerinizi artık yapmayacak mısınız? Kırmadan, incitmeden artık eleştirmeyecek misiniz? Bilmiyorum gidişiniz çok ağır oldu. Gidişinizle yaratmış olduğunuz boşluk doldurulabilecek bir boşluk değil. Dünya kıymetli bir sakinini, eğitim camiası önemli bir üyesini, okulum özverili bir öğretmenini, öğrencilerim doğru bir rehberini kaybetti, ben ise çok sevdiğim ve saydığım bir dostumu kaybettim. Yattığınız yer incitmesin , Allah’ın rahmetinde olasınız Hikmet Hocam.????
Sevgili Hikmet hocamız onun kıymetini anlatacak kadar güzel kelimeler sarfedebilirmiyiz bilemiyorum.Halfeti Yukarigöklu lisesine geldiğinde hepimiz sanki bir karanliktaymisizda gelişi ile bizi aydınlattı o körpe yıllarımizda sevgili eşi Selma ablamizla bize rehber oldular arkadaş oldular ışık oldular yüreğimizde öyle yer ettiler ki yıllar geçse de ilk günkü gibiydi yüreğimizdeki yerleri o yüzden gidişleri bizi bir o kadar üzdü.Ama kendisi ve eşi öyle güzel insanlardaki davalarina o kadar sadiklardi ki Rabbım onlara insAllah şehitlik bir makamda bu dünyadan aldı.Ne yazsam kifayetsiz kalacak biliyorum hem hüznümüzu anlatmaya hem de kıymetlerini anlatmaya sözü yormadan Rabbimden niyazim duam Hikmet hocamizi eşini ve sevgili kızını cennetinin en güzel yerinde ağırlasin bizi de onlarla komşu eylesin .(Amin)Rahmetle ,sevgiyle, saygıyla hep anılacak hocamız.
Çok kıymetli Hikmet hocam ve Selma abla. Okulda bir çok öğrenci ile fotoğrafını çeken biri olarak her fotoğrafta yüzünde tebessümü eksik olmazdı. Öğretmenimizdi ama kasaba da (Yukarıgöklü Lisesi) bir çok kişinin gönlünü kazanmış abimiz gibiydi. Onun öğrencisi olmak bir onur. İyi ki bizim hocamız oldu. İyi ki yollarımız kesişti. Söz verdim sizi ziyarete gelirim diye. Gelemedim, içimde tarifsiz bir burukluk. Ertemek çok acı verdi…
İki kelam duayı sevdirip öğreten canım hocam. Biz senin hakkını ödeyebilir miyiz bilmem. Biz razı idik senden. Rabbim de senden razı olsun. Selma abla ile de tanışma fırsatım oldu.
Öğrencileri için çok emek ederdi. Sürekli verme taraftarı idi. Hayatlara dokunma… Çok şükür bizlerde hocamızdan öğrendiğimiz gibi hayatlara dokunmaya gayret ediyoruz. Bazen bir karıncanın minik adımları gibi. Ama niyetimiz belli.
Bu güzel yorumların hatıra olarak kalması için vesile olanlara teşekkür ederim.
Meryemciğim, sana ve kardeşine sabırlar diliyorum.
Rabbim, kıymetli hocamı, Selma ablamızı ve kızlarını rahmeti ile kuşatsın.
Hocam, çiçeklerini koluna takmış cennette koşuyorsun……….
Hikmet hocam, ne zaman telefon açsak gelir, bir bardak çayla muhabbetin dibine vururduk anımızı kıymetlendirirdi ne güzel insandın Hikmet hocam hala da öylesin öyle de kalacaksın emanetlerin emanetimizdir seni çok arayacağız hocam dualarımız sizinle yattığınız yer cennet mekan olsun peygamberimize komşu eylesin rabbim sizi
Selam, cümle dostlara, kardeşlere…
Hikmet Altınsöz hocamla 2000 yılında, İskenderun’da, Murat Erdoğan kardeşimizin babasının baharatçı dükkanının önünde yine onun vesilesiyle tanışmıştık. İlk aklımda kalan elinde bir kitap vardı. Daha sonra bu tanışıklık dostluğa dönüştü. Ne zaman bir derdimiz olsa, Allah ondan ve onu yetiştirenlerden razı olsun, imdadımıza yetişir, halledebilirse kendisi halleder, değilse yol gösterir, delalette bulunurdu. Bir şekilde muhakkak yardımcı olurdu. Belki de ailesinden daha çok dostları, arkadaşları için yaşamıştır desek yanlış olmaz. Evine çok geç gitmesi, belki ailesini bir parça ihmal etmesi bundandır dense yeridir.
Çok cömertti, her fırsatta yemek yedirmeyi severdi. Herkesin özelliğini, o anki ihtiyacını bilir, başkalarının haberi olmadan, o kişiye yardım ederdi. Verdiğini geri almak için değil, öylesine verirdi. Kerîmdi. Ondan hep iyilik ve yardım gördük.
Bir sorun gördüğünde, yoldan geçerken bile olsa, insanlık adına muhakkak müdahale ederdi. Adam aldırma çek git demezdi. En olmaz gibi görünen müşkülleri bile bir selamla, bir espriyle tatlıya bağladığı, hallettiği müşahede ettiğimiz ona özgü karakteristik bir özellikti. En kritik zamanlarda, zor durumlarda, ordaki insanları organize edip işleri normalleştirir, ortamı düzenlerdi.
Karşısındaki kim olursa olsun, haksızklık gördüğünde muhakkak kalkıp sözünü söylerdi. Bir şerh düşerdi. Bazıları bundan rahatsız olsa bile o bu özelliğini hiç bırakmadı. Bu yönüyle de cesur bir insandı.
Espriyi sever, insanlarla bu sayede hemen kaynaşırdı. Son esprisini de dünyayı bize bırakarak yaptı. Allah ondan razı olsun ona, eşine, kızına ve cümle geçmişlerine rahmet eylesin.
Ölümünden sanırım üç gün sonra onu rüyamda gördüm. Görüşemeden gittiği için üzülüyordum.
Bu rüyadan uyanınca elhamdülillah dedim, çok ferahladım. Rüya şöyle:
Depremden sonraki günlerden Allahu alem 3.gün sabah bir rüya gördüm. Dediler ki Hikmet hocam sabah 7.20 de filanca yerden arabaya binecekmiş.her sabah bizim okulunun önünden yürüyerek anayola iner ordan arkadaşının arabasına binerdi. Bazen selamlaşır, konuşurduk hakikatte de. Onu göremediğim için üzülüyordum. Dedim ben onu orda gider görürüm. Sonra birden Hikmet hocam peyda oldu, sarıldık, kucaklaştık. Yüzü hep mütebessim. Sonra ayrıldı gidiyordu. Arkasından seslendim, Hocam dedim hep böyle yapıyorsun, bırakıp gidiyorsun( espri ve nazdı benimkisi). Ben böyle deyince geri döndü yüzü hep gülüyor. Cebinden iki anahtar çıkartıp bana verdi ve yine gülerek yürüdü gitti.( Rahimehumullah ecmain.)
Rüyamı anlattığım halam, iki anahtarı, geride bıraltığı iki kızı olarak yorumladılar.
21/03/2023
Muhammet Yiğit
Paşa Karaca AİH. Lisesi
Meslek Dersleri Öğretmeni.
İskenderun / HATAY
Öğrencilerinin kalbine, zihnine girmeyi her şekilde başaran, onların kitaplardan tutun da izlenmesi gerekli film önerileri ile hayatta doğru yolu bulmaları konusunda ışıkları olan, vizyon sahibi misyonlarını yüklenmiş birer birey olmaları yolunda öğretmenliğini ibadet aşkıyla yapmayı meslek edinmiş,
dava adamı olarak gönlümüzdesin.
Yüzündeki eksilmeyen tebessüm, karşısında kim olursa olsun değişmeyen nezaket ile her şartta mazeretsiz, çözüm odaklı düşünen, sonuçlar ortaya çıkarabilen, birleştirici bir karakter, haksızlığın ve zulmün karşısında hiç korkmayan,
eylem adamı olarak gönlümüzdesin.
“Safta durur iken farklılık yok, farklılıklar icraatlar da” diye konuştuğumuz omurgasız duruşların ortadan kalkabilmesi için hep dimdik durduğumuz Allah yolunda yaptığımız çalışmalarda safları toparlayıp güçlendiren, İnsanların her işine koşan ve sıkıntılarının çözülmesine yardımcı olan,
teşkilat adamı olarak gönlümüzdesin.
Dava yolunda herkesten çok çalıştın çok yoruldun. Arkadaşlığı, dostluğu, kardeşliği seninle yaşamak bize bu kadar nasipmiş kardeşim. Dünya sürgünü tamamladın. Rahmana kavuştun. Biz senden razı idik. Rabbimde senden, kıymetli eşin ve değerli evladından razı olsun Mekânınız cennet olsun.
Ben Milletim uğruna adamışım kendimi
Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.
Zulüm Azrail olsa, hep Hakk’ı tutacağım
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.
Selam olsun şehidimize ve şehidemize. sen 1998yılında yukarı göklüye bir işik gibi doğdun bende bu ışık dan payıma düşeni almak istedim ve bir öğrencisi olan Vakkas maviğök aracılığı ile tanıştık o andan itibaren başladı.bu dostluk beraber bir çok gençin yüreğine dokunduk ders halkalarımızla pikniklerle gezilerle kitap okutarak ok şuyorduk o minik kalpleri bir çok genç katıldı bu nurlu kervana hiç unutman bir Ramazan yardim kolisi yaptık fakirler için herkes namazda iken bizler ekipler halinde dağıtıyorduk benle hocam da benim arabamlaydık birden bir ses hükmet koli dağıtıyor dedi biz başladık gülmeye Hikmet hoca diye hükmet hoca diyordu kadın bizler günlerce hükmet hoca diye espiri yaptık daha nice anılar yüreklere dokunmak nasıl olmalı derseniz cennet kardeşim Hikmet altunsöze sormalı derim yüzün tebessüm eksik olmayan asla kırıcı olmayan dostluk kardeşlik islam adına ne ararsanız ona vermiş rabbim biz ailecek görüşürüz biz ondan razı olduk rabbim de ondan razı olsun deprem sabahı ilk aradıklarım dan di ama telefon çalıyor açılmıyor bu defalarca sürdü aklıma Said kardeşi geldi aradım ikincisinde açtı o an yüreğim yerinden fırlayacak sandim hüzünlü bir ses tonu ve o an yıkıldım hiç kırık çöktü boğazıma ve bıraktım kendimi boğuk ağlamaya insan dostunu arkadaşını kardeşini kayıp edinçe çok garip bir düşünce o an ilk düşündüğüm yarabbi beni onunla cennet arkadaş eyle çünkü insan dostuna doymayınca ebedi hayattaki cennete bırakır muhabbetin eksik kalanını son olarak sizlerle depremden önce konuştuğumuz bir konuyu anlatacak sendika secimi vardı aradım kayıp ettiğini söyledi boş ver dedim ama o çok güvendiğim arkadaşlar dan dolayı kayıp ettim dedi çok dokunmuştu bu ona biraz teselli ettim ama işte arkadaştan yana alınan yara insanı yıkıyor kendini dünya için satanlar menfaat için satanlarla dolu makam için satanlar dedim evet dedi yarama tuz bastın dedi ama dost açi söyler dedi iyiki dertleştik dedi o an bende en az o nun Kadar üzüldüm ihanet çok kötü gerçekten bizde hesabi ahirete bıraktık işte böyle dostluklar ebedidir iyi ki hayatımıza ğirdiniz güzel insanlar ayrıca geride bıraktığınız Meryem ve Feyza da inşallah bizlere emanetler cennet kardeşim Hikmet altunsöz biz sizlerden razı idik rabbim de sizlerden razı olsun inşallah cennete buluşuruz kardeşim
Hikmet hoca Yukarıgöklü lisesinde 2000 yılında tanıştık. Şuan düşünüyorumda böyle bir insan dersime girip hocam olduğu için çok büyük bir kısmet olmuş bana. Bazen keşke daha erken ortaokul yada ilkokulda tanışsaydık. Ufkumuz daha erken açılır daha
farklı olabilirdi. Ama bunada şükür hiç olmayabilirdide.
Rotamızı bulmada müdahale etmeden nasıl öncü rehber olunur. Görerek yaşadık.
Seni Allah için sevdik razı olduk. Allah ta seni sevsin razı olsun inşallah
Hikmet hocamı 2001 yılında y.goklu lisesinde tanıdım.sayesinde ilk defa camide bir ders halkası dersine girmiştim.Bir gün bana bir soru sordu
Şahin bir şeyi öğrendiğinde ilk olarak ne öğrenmiş oluyorsun dedi
Cevaplayamamıştım.
Ilk olarak daha önce bunu bilmediğini ogreniyorsun dedi.sınıfça gülmüştük. Hocam çok felsefik oldu dedik.Ayreten çok gayretlı olduğunu zamanla fark ettim.Çünkü o kısıtlı imkanlarla bize dünyanın evrende ne kadar yer kapladığını ve Allahın sonsuz kudretini anlatabilmek için babamın yanında gazeteden bir uzay haritasını almak için kupon biriktirmişti.
Vefat ettigi icin degil ondan öncede gercekten ara ara bir cok ortamda isminden bahsettiren bir hocamızdi Mekani cennet olsun
Tüm dostlara selam olsun. Ben HİKMET kardeşimi geç tanıdım. 1999 yılında Doğu hizmetimi tamamlayıp memlekete/ İskenderun’a geldiğimde Hikmet gibi bizi erken bırakıp giden Murat Erdoğan kardeşimin vasıtasıyla tanıştım. Benim için kısa süren bu 23 yıllık dostluk ve kardeşliğe , bir çok anı sığdırdık Elhamdülillah.
Hem meslektaşım, hemde Sivil Toplum Kuruluşlarında ki yol arkadaşlığından dolayı hep mutlu oldum. Dünya telaşından çok sık görüşemesekte onun bu şehirde olduğunu , lazım olduğunda hazır olduğunu bilmek bana hep güven vermiştir.
İHH ‘da iken bir çok programda beraber hazırlık yaptık. İHH ‘ nın YETİM İSTİŞARE Toplantısı için Samsun yolculuğumuz ise unutulmaz anılarımdan biri olarak kalacak.
Bir çok dostu onun için çok güzel ifadelerde bulundular. Arkadaşları Hikmet için neye şahitlik ettilerse bende tümüne şahitlik ederim.
Güzel ,onurlu ve Müslümanca yaşadı. Allah’ın izniyle Cennet ile mükafatlandırıldı. Ne desem az. Sözün bittiği yerdeyim. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun, bizleri de cennetinde tekrar bir araya getirsin İnşallah.
Abdullah MÜFTÜOĞLU
Paşa Karaca İHL Matematik Öğretmeni
Rabbim mekanınızı cennet eylesin inşallah Hikmet Hocam, eminim ki seni tanıyan dostlardan hiç kimse “İşte çok şükür bizim aileden, akrabalardan kimse vefat etmedi çok şükür.” diyememiştir bir yumruk olup oturmuştur gırtlağına o cümle, çünkü bizim abimiz, kıymetlimiz En Sevgilisine kavuştu. Biz senden razıydık Rabbim de sizden razı olsun. Her yönüyle bir entellektüel, bir aksiyoner, bir düşünce adamı, bir dost, ağabey. Ne mutlu ki senin gibi güzel bir can ile yollarımız buluşmuş, her duamızda sana da bir yer var. Sana selam olsun, seni çok arayacağız ağabey.
Her insanın yaşamı boyunca iyiki dedikleri olmalı,işte benimde iyikilerime eklediğim en büyük değer adı gibi hikmet sahibi HIKMET ALTINSÖZ..Böyle muhteşem bir insanı nasıl anlatırım bilmem bir abi bir baba kaybettik tek tesellimiz ise şehit olarak bu hayatta veda etmesidir ..mekanın cennet olsun HIKMET hocam iyki yollarımız kesismiş
Neler yaşadık beraber, neler öğrendim sizden, ne zorluklar atlattık beraber, nasıl savundunuz beni her yerde her koşulda, nasıl değer verdiniz bana, nasıl da öğrettiniz bize doğruyu, iyiyi, güzeli… Biliyorsunuz pek dindar bir insan olamadim ama bildiğim her şeyi de sizden öğrendim. Ne zaman aklıma kötü birşey gelse kulağımda sizin seniniz `Bize yakışmaz`.
Nasıl öderim hakkınızı? Mümkün mü böyle bişey? Hangi dinde, kültürde, gelenekte böyle bir hak ödenir? Nasıl teşekkür edebilirim ki size? Bir değil bin sayfa yazsam yetmez. Neye, hangi birine teşekkür edebilirim ki? Boğazım düğüm düğüm, yüreğim ciğerim yanıyor, söner mi, sanmam. İşte sizin öğrettiğiniz gibi bize düşen güzel bir sabır ve teslimiyettir.
Demek ki insanlar böyle ölümsüz oluyormuş. Birilerinin hayatına dokununca, hayatlarını değiştirince, doğruyu güzeli öğretince kalplerde yaşanıyormuş. Nerede olursam olayım, ne yaparsam yapayım sizin sözleriniz hep kulağımda olacak ve ömrümün sonuna kadar size minnettar olacağım.
Selamunaleykum
Söze başlamak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yazamadım bi türlü elim gitmedi. Ama hep okudum. Tekrar tekrar okudum. Okudukça ferahladım. Hamd ettim. En çok da gurur duydum. Tanıyordum, biliyordum ve en
yakından şahittim yaşayışlarına fakat başkalarından dinlemek,okumak bu süreçteki
en büyük tesellimiz oldu. O yüzden bu fikri
ortaya atanlardan da, zaman ayırıp
yazanlardan da Allah razı olsun.
Sözün sonu nereye gider bilmiyorum ama
bunca yazılanlar arasında nasıl bir baba olduğundan bahsedilmezse eksik kalırmış
gibi hissediyorum.
Çok yoğundu, davası büyüktü, çok koşturdu
çok yoruldu yarım asırlık ömrünü yüz yıl gibi yaşadı. Peki bu süreçte ailesine nasıl vakit
ayırdı?Onun zaman kavramı çok başkaydı.
Aynı âna çok fazla şeyi sığdırmayı başarırdı.
Hani boş durmazdı ya müslüman.. Tam olarak öyle yaşadı. Onun bomboş durduğu tek bir an görmedim. Enkazdan çıkarıldığı an hariç! Battaniyeye sarılı getirdiklerinde ilk defa öyle gördüm onu. Hikmet Altunsöz böyle yatmaz dedim! Hem de ona en ihtiyaç duyulan
zamanda. Kalk babam dedim. Sana çok ihtiyacımız var.. Kalkmadı. Ama kalkmayan cesediydi.Eminim o güzel ruhu telaş içinde
yine bir şeylerle meşguldü…
Çok iyi bi dinleyiciydi. Bunca yoğunluğunun arasında saatlerce bir şeyler anlatsak dinlerdi. Gözlerimizin içine bakardı dinlerken. Çok basit
bir şey bile anlatsak üzerine çok güzel tespitler yaparak yorumlardı. Öyle kıymetli hissettirirdi
ki bize kendimizi..
En güzel rehberdi. Her şeyimizi danışırdık ona. Her konuda yol gösterirdi. Gösterdiği yollar
hep güzelliklere çıkar, en doğru kararları yine o verirdi. Günlük kıyafet kombinini babasına danışan kaç kız sayabiliriz ki mesela 🙂 Nice önemli zoom toplantılarının ardında gösterdiğim kombineleri işaret diliyle yorumlamışlığı vardır.
“Kızım sonra bakarız” da diyebilirdi. Ama hiç ertelemedi bizi. Hep önemsedi.
Çok güzel sır tutardı. En yakın arkadaşlarımıza anlatamadığımızı bile anlatırdık ona. Öyle rahatlardık ki sonrasında gerek bile kalmazdı başkasına. Biz anlatmadan bile anlardı bazen. “Meri gel bakalım” diye seslendiğinde karşısına oturtur “anlat” derdi. “Neyi?” diye soramazdım bile. İlkokulda sıra arkadaşımla yaptığımız yer kavgasını bile anlatmışlığım var 🙂 ciddiyetle dinleyişini ardından okuluma gelip arkadaşımla konuşup aramızı düzeltişini asla unutamam mesela..
Çok okurdu. Kolilerle kitap alıp okumadan kitaplığa yerleştirmezdi. En fazla 3-4 güne bir kitap bitirirdi. Enkazdan da en çok kitapları çıktı zaten. Ufkunun,vizyonunun bu kadar geniş olmasının sebebi de buydu muhakkak.
Onun gibi bi öğretmen olmaktı en büyük hayalim. Öğrencilerine olan ilgisine hayran kalır,bazen de kıskanırdım. Ufacık sorunlarını bile kendine dert edinir ve mutlaka bi çözüm yolu bulurdu. Şimdi o öğrencileri bize kol kanat geriyor. Abla,abi,kardeş oluyor. Öyle anılarını anlatıyorlar ki şaşıp kalıyorum. Nasıl bu kadar fedakar olabilir bi insan diyorum.
Üniversite tercihi dönemleri evimiz dolar,babamın telefonu hiç susmazdı.Tercihini yapmış olduğu hiç bir öğrencinin mutsuz olduğuna şahit olmadım. Öğrencileri gittikten sonra da bırakmaz gittikleri yerde mutlu olmaları için çabalardı.
Üniversiteden tatile memlekete gelen öğrencilerinden evlerine uğramadan bize geldiklerine de çok şahit olduk mesela.
Ömer Faruk abimiz vardı (Allah rahmet eylesin) vefat ettiğinde babamın ilk defa sesli bir şekilde ağladığına şahit olmuştum. Uzun süre etkisinden çıkamamıştı,çıkamamıştık. Ben ölsem kaç öğretmenim bu şekilde ağlar diye düşünmüştüm. Ancak bir baba evladı için böyle ağlayabilirdi çünkü. Öğrencileri de manevi evlatlarıydı zaten..
Dostluğunu anlatmaya lüzum yok çünkü burada çok güzel bahsedilmiş. Sadece şunu söylemek isterim ki her çocuğun en büyük güvencesi ailesidir. Babasıdır. Baba yoksa endişeler artar. Ama bizim endişemiz de yok elhamdulillah. Sanki ölmeden önce tek tek arayıp bizi bir çok kişiye emanet etmiş gibi hissediyoruz. Öyle güzel dostluklar kurmuş ki her bir dostunu gördüğümüzde onu görmüş gibi oluyoruz. Endişelerimiz azalıyor ve güvende hissediyoruz. Bir baba evlatlarına daha güzel ne bırakabilir ki?
Hamza yürekliydi. Her daim hakkı savunurdu. Kimseyle tartıştığını görmedim ama eğer tartışmışsa muhakkak ortada bi adaletsizlik, haksızlık olurdu. Kimseyle nefsi için tartışmazdı. Karşısındakinin makamını(!) asla önemsemezdi.Doğru bildiğinden şaşmaz karşısındakine göre şekil almazdı.Tüm uyuyanları uyandırmaya tek bir uyanık yeterdi ya hani babam o uyanıklardan biriydi. Hazır ol da değildi rahat da durmadı!En basitinden ben KPSS’ye girdiğimde sınav Hatay merkezdeydi ve bu Hatay’ın diğer ilçelerindeki insanlara büyük bir eziyetti. Belen’de trafik olması sebebiyle bir çok kişi sınava girememişti. Sadece benim sınava girdiğim okulun önünde en az on öğrencinin sınava geç kaldığını görünce ben sınavdayken hemen bi radyo programına konuk olmuş acilen bu problemin çözülmesi gerektiğini ifade etmiş. Ardından da peşini bırakmayıp sınavların İskenderun’da yapılmasını sağlamıştı. “Bir yerde bir yanlış gördüğü zaman, sessiz kalmak irfanına dokunur”du çünkü.
Tüm bu telaşlarının içinde ailesini asla ihmal etmezdi. Her yaz Türkiye’nin belli bölgelerini gezdirirdi. Rotayı oluşturur şehirleri belirler bizden de o şehirleri araştırmamızı ister şehri gezdirdikten sonra da şehir hakkında bir şeyler yazmamızı isterdi. Kendi boş durmadığı gibi bize de bunu aşılamaya çalışırdı. Şehirleri bomboş gezmenin bi anlamı yok Bakarken görebilmek mühim derdi. Herkes bakar çünkü. Görebilmek çok başka..
Bazen çok yorulurduk. Acelemiz ne derdik. Onun acelesi varmış meğer..
Nasıl bir baba derken diğer rollerine de değinmeden edemedim. Çünkü tüm rollerinde en iyisiydi. Birinden bahsedince diğerleri eksik kalırdı. Mesela nasıl bi eş olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez . Bir defa olsun birbirlerine kırıcı bir söz söylediklerine şahit olmadım. Elbet ufak tefek tartışmaları oluyordur ama bize hiç yansıtmadılar. Çok sevdiler birbirlerini. Birlikte gitmek istediler hep. Öyle de oldu. Öyle güzel bi sevgi mirası bıraktılar ki bize kendileri gitse bile bizim sürgünümüz bitene dek yeter bize sevgileri hamd olsun.
Dünyanın en şanslı kız çocuklarıydık.
Annem eş konusunda “Ahlak-ı Muhammedi ile vasıflanmış, evsaf-ı Muhammedi ile evsaflanmış…” diye dua edermiş. Anneciğimin kabul olmuş en güzel duasıymış bence babam. Çünkü bize davranışı Efendimiz’in(sav) Fatıma’sına (as) davranışından farksızdı elhamdulillah. Üç kızım var cenneti garantiledim inşallah derdi bi kızını da alıp gitti Refîk-i Âlâ’ya..
Rabbim cennetinde sevdiği,örnek aldığı Peygamberimize ve Ashab-ı Güzin’e komşu eylesin. Bizlere de onlar gibi bir ömür yaşayıp onlar gibi dünya sürgünümüzü tamamlamayı nasip etsin. Son olarak merak edip sormaya çekinen dostları için şunu söylemek istiyorum.
-Biz çok sorguladık çünkü- Nasıl öldüler, canları yandı mı ,bi şey hissettiler mi son sözleri neydi gibi…
Allahualem elbette ama uykularında gitmişler.
Yataktan hiç kalkmamış,uyku pozisyonları dahi değişmemişti. Öyle bir sallantıda uykusu çok hafif olan babam için bu mümkün değildi. İlk günler bunun nasıl olabildiğini sorgulayıp dururken Allah razı olsun dayıcığım Zümer suresinden bi ayeti hatırlattı bize:
“Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında (bilinç kaybına uğratır). Ölümüne hükmettiklerinin canlarını alır, diğer canları da belli bir süreye kadar bedenlerine salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır.”
Ders alabilenlerden olalım inşallah.Rabbim sürekli bize “ Siz ölümlerine değil yaşamlarına odaklanın!” mesajını gönderdi zaten. Yerle bir olmuş enkazdan sadece ufak tefek sıyrıklarla burnumuz bile kanamadan çıktıysak elbet bir sebebi var. Bu hayat yeniden bize bahşedilmişse bir sebebi var. O sebeplere layık olabiliriz inşallah. Feyza’mla birlikte dua eder,dua bekleriz…
Vesselam.
Selamunaleyküm Güzel anneciğiniz benim için çok kıymetli onu tüm kalbimle çok seviyorum.. bana kuran okumaya öğreten namaz kılmayı.. güzel ahlakı ve yaşayışı ile örnek olan çok değerli canım ablam ???? annesiz büyüyen bir kız çocuğu olarak 30 yaşımda bile imrendiğim hayal ettiğim güzel bir anneydi rabbim ondan razı olsun. Canım Meryem acınızı kalbimde hissediyorum her daim aklımda ve dualarımdasınız.. yine güzel günlerde hayırlı işlerde bir arada olabilmek duasıyla.. Meryem Feyza sizi Rabbime emanet ediyorum canlarım. ????
Sevgili kardeşim , meslektaşım sendeki huy güzelliğinin nereden geldiğini yazılanları okuyunca daha da iyi anladım.Ne mutlu ki böyle güzel bir aile de yetişmişsin.Allah annene babana kardeşine cennet kapılarını açsın sana ve kardeşine de sabırlar versin.
Hikmet Altunsöz…
Ayrı ana Ayrı babadan abimm 10 yıldır tanıdığım 5 yıldır yol yürüdüğüm verdiği kararlardan emin olduğum Ayrı bir değer nadir kişilik …bizleri yetiştirmek için az emek vermemiştir. Çocuklarımın Hikmet amcası eşimin Hikmet abisi..nasıl anlatsam şaşırdım yasanmisligimiz o kadar çok ki her olayda her zaman diliminde farklı bir ders çıkardık bakış açısından. Dava adamıydı vesselam Allah ın dinini Resulullahin sünnetini Islamin sancağını kendine dava edinmiş bu yolda bir ömür tüketmiş hassas bir Müslümandı Rabbım sorduğunda biz şahidiz ..
Yine bana en güze meziyeti nedir deseler
Bildiği ve inandığı doğruları savunmak için makam mevki hatır kar zarar hesabı yapmadan fikrinin ve zikrini arkasında sonuna kadar durmasiydi derim..eğilip bükülmeden
Son olarak
Ben bu depremde öz abimi yengemi ve yeğenlerimi kaybettim aynı zamanda Hikmet abimi de kaybettim şöyle bir bakıyorum içime acilarinda eksik fazla yok aynı derece de acıtıyor
Rabbim çok sevdiğin Hz.Peygamber efendimize komşu eylesin..
Sevgili Hikmet hocam, düşüncelerinizle bizi aydınlattınız, bizlere yol gösterdiniz. Şu hayatta kendime örnek olarak aldığım nadir insanlardan birisiniz. Biz Tosçelik Fen Lisesi olarak size çok şey borçluyuz. Gidişiniz çok ağır oldu bizim için. Sizin yokluğunuz
her zaman hissedilecek. Umarım kabriniz aydınlık olur. Rabbim mekanınızı cennetin en güzel köşesi eylesin. Dualarımız sizinle.
Deprem mi ağır geldi senin gidişin mi bilmiyorum. Bir kaç gün aramayınca büyüklere düşer aramak deyip ince ince gülüşünü özlüyorum. La oğlum bir gün senle nasıl kavga edeceğiz biz merak ediyorum derdin. Yalan dünyada bir kavga bile edemedik. Göçtün gittin. Arkanda bize bıraktığın bir sürü nasihat,birazcık akıl,bitmez bir ağıt.
Elhamdülillah. Ömrünün son döneminde sana yoldaş,kardeş olmayı Rabbim nasip etti bize.
İnsanın hem yüreğine hem aklına dokunan birileri, birisi daha gelir mi bilmem ama kötülüğün ruhuna işlediği bu şehirlere diğergamlığı bayrak edinmiş Hikmet daha gelmez.
Kötülüğün ekser iyiliğin ender olduğu bu topraklarda senin gibi kuyruğu dik,yüreği temiz dahiliğini Hakka adamış deliyi çok arayacağım,arayacağız.
Müslümanız Elhamdülillah elbette yaşamak kadar ölüm de hak.
Yaşıyoruz dostuna dost düşmanına düşman.
Bıraktığın yerde .
Rabbim bizi cennetinde de kardeş etsin
Hikmet Hocam, Canımız hocamız. Okula daha kayıt yaptırdığım gün yanımdaydınız. Attığımız her adımda, başarımızda başarısızlığımızda, hastalığımızda, en ufak canımız sıkkın olsa yanımıza gelir yardım ederdiniz. Sadece hocamız değil babamız gibi ilgilenirdiniz bizimle. Hep yanımızdaydınız şimdi de kalbimizde nereye gitsek bizimle geliyorsunuz. Allah sizden razı olsun, biz sizden çok razıydık. Sizi asla unutmayacağım.
Sizle ilk defa 10. sınıfın başında karşılaşmıştık hocam. Derslerimizi hep sizinle birlikte işleyeceğimizi düşünüyordum. Hayat her en değişebilen bir değişken olduğunu unutmuşum. Eğer 2. döneme başlayabilseydik normal bir şekilde pazartesi ilk iki saatimiz sizeydi. Sizinle konuşmalarımız, bizim isteklerimizi elinizden geldiğince yapmaya çalışmanız, sorunlarımızı dinleyişiniz… Hocam biz sizden razıyıdık her zaman da razı olacağız. Sizinle okulda bir daha görüşemesek de sizi asla unutmayacağız. Okula ve bize bıraktığınız izler çok büyük. Rabbim mekanınız cennet eylesin. Dualarımız sizinle hocam. Sizi çok özleyeceğiz
Tanıdığım birisini bana sorarsanız onu size anlatırım.Nasıl.l birisi olduğunu,nelerden hoslandığını,adını,sanını…
Ama konu Hikmet hoca olursa insan sarrafı da olsanız maalesef elinizden bir şey gelmez.Hikmet hocayı anlatamazsınız.Onunla muhabbet etmemiş,onunla tartışmamış,onunla beraber kafa kafaya verip düşünmemişseniz tanıyamazsınız.Hikmet hoca adete bir güneş gibidir.Hayatınıza girdiği anda aydınlık güzel bir sabahla karşılar sizi.Sıcacık ve bı o kadar büyük birisidir.İnsana o denli huzur verir ki yeni doğmuş yavru kuşlar bile onun elindeyken titremezler.O kadar yumuşaktır ki Hikmet Hoca pamuklar bile ona hayrandırlar.Onu bir çiçeğe benzetemezsiniz o topraktır her bir çiçek artık ondan sonra yetişir onunla beslenir.Bizler de çičeğiz artık ama bu bizim iyi insanlar olmamızdan değildir çünkü toprağımız Hikmet Hocadır.Her gündüzün bir gecesi vardır en güzel günlerin bile bitimi.Maalesef ki bizler en güzel günümüzün gecesine girdik.Artık o güzel güneş gökyüzünde değil belki.Belki güneş hiçbir zaman bir daha o denli sıcak olmayacak ama kalbimizi ısıtan güzel insan kalbimiz hiçbir zaman soğumayacak senin yerin her zaman ışıklar içinde olacak.Bize ışık olduğun için teşekkür ederiz.Işıklar içerisinde uyumam dileğiyle…
Merhaba, ben Hikmet hocanın en son görev yaptığı lisede son sınıf öğrencisiyim. Kendisiyle en son okullar tatil olmadan birkaç gün önce tamamen tevafuk eseri kütüphanede ders çalışmak istediğimde karşılaştım. Son sınıf olduğumuzdan dolayı çoğu arkadaşım dershanelere gidiyor okula gelmiyorlardı. Bende kimse olmayınca kütüphaneye inmek istemiştim bu arada Hikmet hoca kütüphaneden sorumlu hocamızdı. En son orada konuştuk. Son dersti çıkmadan önce tahtaya birkaç şey yazmak istemiştim. Yazdığım şeyler de inanıyorum ki tevafuğun birer kanıtıdır. ” Birazdan ölürüz belki sen her yazdığımı veda say. Şehit Abdulkadir Güler, Kuş ölür sen uçuşu hatırla. Füruh Ferruhzad. ” Bu iki sözü yazmıştım. Bunların üstüne başka hiçbir şey yazmak istemiyorum. Sadece şunu söyleyeceğim hocam. Söylediğin şeyler aklımda. Asla da unutmayacağım. Sen hayatın anlamını çözdün ve öyle gittin. Hayatın anlamı sana yazılan tüm satırlarda gizli. Sen arkanda çok güzel seyler bırakarak gittin. Aslolan şey de budur. Evet, seni çok özledik bu bir gerçek ama bir gün benim de erişmek istediğim makama erişip şehit olduğun için mutluyum hocam. Nurlar içinde uyu.
Sevgili Hikmet Hocam, sizin ölüm haberinizi duyunca inanmakta çok güçlük çektim çünkü hep aklımda Tosçelikten mezun olunca ziyarete geleceğiz sizle olan anılarımızı anlatacağız gülüp sarılacağız olarak hayal ederdim.Hayatımıza çok güzel düşünceler, amaçlar bıraktınız. 2 yıl boyunca sınıf öğretmenimizdiniz ve o kadar güzel rehberlik derslerimiz olurdu ki. Herkesle ilgilenmeye çalışır, sorunlarımıza çözüm arardınız. Sizi unutmayacağız. Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun.
Hocam,ilk öncelikle her şey için teşekkür ederek başlamak istiyorum size. Çevrenizdeki herkes için gösterdiğiniz çaba o kadar hayran olunasıydı ki her zaman güzel bir şekilde hatırlanacağınıza eminim. Gidişiniz çok beklenmedik çok yaralayıcıydı. Sizin için mutlu olduğum bir konu ise her zaman yaşadığınız süre boyunca elinizden geldiğinin en iyisini yapmak oldu,her konuda… Biliyorum ki gittiğiniz yerde mutlu olacaksınız çünkü bunun için çok çabaladınız,huzurla uyuyun.
Çok kıymetli büyüğümüz. Abimiz. Hocamız. Canımız. Sensiz bir değil bin eksiğiz. Her daim bilgi ve birikimlerini heycanla merakla dinlediğimiz. İdol abimiz. Bu deprem seni aramızdan aldı ama sen hep gönlümüzde olacaksın. Belki birgün bir daha karşılaşacağız. Ve kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sohbetine bilgisine doyamadığımız can hocamız. Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun güzel insan…
Haberi aldığımda gerçek olduğunu anlayamadım.
Sizinle sadece bir dönem ders işledik fakat hayatıma çok fazla şey kattınız. Derslerinizde yaptığınız sohbetler, bizi teşvik ettiğiniz araştırmalar, özellikle de beni adımla değil de uzun saçlı diye çağırmanızı asla unutamayacağım. Bu sene önümüzdeki sene sizinle ders işleyeceğimiz için çok mutluydum fakat nasip olmadı. Dilerim gittiğiniz yerde mutlu olursunuz. Eminim ki mutlusunuzdur da…
Sizi çok özleyeceğiz…
Görmüştüm onu ,Hikmet Altınsözü kütüphanede.
Bizi etütdeyken bir sunum için çağırmışlardı. Bu sunum günümüzde pek olmayan meslekler hakkındaydı. Sunumu yapan da oydu. Gözlerindeki ışıltılı mutlu sesi tüm kütüphaneye yayılmıştı. Konu konuyu açtı kitaplara geldi. O kadar önem veriyordu ki kitaplara resmen bütün serileri , kitapları almaya çalışmıştı. Kitapları alıp getirmeyenler olmuştu, ona rağmen yeniden alırdı kitapları. Sırf diğerleri de okusun diye.
Ama şimdi
Alamayacak bize kitap.
Diğerlerine de kitap okusun diye yardım edemeyecek belki,
Gözlerindeki ışıltı ile anlatamayacak bir daha o kitapları okumamızı istediğini
Çünkü artık başka bir yerde
Fakat
Tosçelik onu unutmayacak , onun kitabını yazacak , kitaplar okuyacak ve Hikmet Altınsözü’nü saygıyla anacak..
Görmüştüm onu ,Hikmet Altınsözü kütüphanede.
Bizi etütdeyken bir sunum için çağırmışlardı. Bu sunum günümüzde pek olmayan meslekler hakkındaydı. Sunumu yapan da oydu. Gözlerindeki ışıltılı mutlu sesi tüm kütüphaneye yayılmıştı. Konu konuyu açtı kitaplara geldi. O kadar önem veriyordu ki kitaplara resmen bütün serileri , kitapları almaya çalışmıştı. Kitapları alıp getirmeyenler olmuştu, ona rağmen yeniden alırdı kitapları. Sırf diğerleri de okusun diye.
Ama şimdi
Alamayacak bize kitap.
Diğerlerine de kitap okusun diye yardım edemeyecek belki,
Gözlerindeki ışıltı ile anlatamayacak bir daha o kitapları okumamızı istediğini
Çünkü artık başka bir yerde
Fakat
Tosçelik onu unutmayacak , onun kitabını yazacak , kitaplar okuyacak ve Hikmet Altınsözü’nü saygıyla anacak..
Hikmet Hocam ,
hayatımda yapı taşı insanlardan biriydiniz. Sizi ilk tanıdığım da böyle iyi biri olabileceğiniz aklımın ucundan bile geçmezken kudretinize ve şefkatinize gönülden inanmıştım bundandır ki sonradan size olan inancım arttı. Sıradan bir insanın asla yapmayacaklarını yapabilen birisinden bahsediyoruz. Yaptıklarınıza çoğu kez “Nasıl yahu?” dedim ,yaptıklarınıza aklım bile ikna olamıyordu. Sanki tüm dünyayı karşınıza ; hikmetinizi,şefkatinizi ve iyiliği de arkanıza almış bu kutsal değerleri asil bir savaşçı gibi koruyordunuz. Önyargıların hayatımızdan kaldırılması gerektiğini sizden öğrendim. Kötü olan şeyleri iyiye kullanmayı, iyiyi koruyabilmeyi, doğru yolu göstermeyi sizden öğrendim. Daha sizden öğreneceğim çok şey vardı..
Şimdi bildiğim tek şey hayatımda bir daha sizin gibi büyük bir insanla tanışamayacak olmam. Mekanınız cennet bunu biliyorum , gönlünüz de hoş olsun hocam biz sizden razıydık. Selametle…
Çok kıymetli hocam , başkanım.. Çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun . Hikmet hocamın huzur veren sesi ,güven veren yüzü her zaman bellegimizde olacak . Rabbim kalanlarına sabırlar versin . Meryem’im güzel kızım acını tüm kalbimle hissediyorum . Rabbim sana ve kizkardesine tez zamanda güc kuvvet şifa nasip etsin . Şunu bildiğine eminim güzel Meryem’im anne ve baba bir çocuk için en büyük kısmettir . Kendini böyle teselli et güzel kızım . Sen doyamadın blirim ama bu noktada ne kadarda şansliydin . Sana bakıp işte Hikmet hocamın kızı :Hikmet hocama bakip işte Meryem’in babası dedigim bir sürü hatıram var
Ne güzel bir aile reisi ne güzel bir baba ne güzel bir öğretmen ve ne şifa gibi bir abi idi .. Ruhu şad olsun .
Allah bazen karşınıza öyle insanlar çıkarır ki varlıklarına şükür edersin biz hep Altunsöz ailesiyle komşu olduğumuz için şükür ettik…Allah un bizler onlardan razıydık sende razı ol inşallah.. Mekânları cennet ruhları şad olsun…
Allah bazen karşınıza öyle insanlar çıkarır ki varlıklarına şükür edersin biz hep Altunsöz ailesiyle komşu olduğumuz için şükür ettik…Allah ım bizler onlardan razıydık sende razı ol inşallah.. Mekânları cennet ruhları şad olsun…
Hikmet Hocama…
Kıymetli hocamla tanışıklığımız 2,5 sene evveline yani yeni atandığım dönemlere denk geliyor. O zamanlar benim için yeni atanmış öğretmenlere yardım etmeye çalışan sendika başkanıydı. Bu süreçte kimi mesaj kimi arama yoluyla birkaç kez konuşma fırsatım olmuştu. Hocamı asıl tanıma sürecim 2022 yılında norm nedeniyle Necip Fazıl Kısakürek Ortaokuluna gidişimle başladı. Bu okulda ilk başlarda Hikmet Hoca’nın kızı sonralarında ise en yakın arkadaşım diye tanımladığım Meryem’imle tanıştım. Zamanla ilerleyen arkadaşlığımızda o hep ailesini anlattı ben hayranlıkla dinledim. Benim gözümde kusursuz mükemmel bir aile. Evlerine misafir oldukça bunu gördüm ve aile yapılarına imrendim. Birbirlerine karşı saygıları sevgileri anlatılamayacak kadar güzeldi. Hikmet Hoca’yı Meryem’den dinlemek kadar güzel başka bir şey varsa o da Hikmet hocayla karşılıklı sohbet etmektir. Baba kız ilişkileri her genç kızın hayalini kurduğu bir ilişki belki de kat kat fazlasıydı. Güler yüzü, sıcacık, samimi dili, insana huzur veren ses tonu hep akıllarda kalacak cinstendi. Ben onun sonsuz bir merhamet ve şefkatten oluştuğunu düşünürdüm. Elinde olsa herkesi kucaklayabilecek kadar koca yürekli biriydi. Bu kısa süreçte gerek yüzyüze gerek Meryem aracılığıyla kıymetli tavsiyelerini, tesellilerini hiç eksik etmedi. Yarıyıl tatiline girmeden son kez misafir oldum evlerine, kendimi ailemin yanında hissettiğim şahane saatlerdi ve son kez olduğunu bilmeden bol sohbetli kahkahalı muhabbetimizi ettik. Ve benim için çok değerli bir hediyesi oldu hayatım boyunca kitaplığımın en güzel yerinde duracak bir hediye. Tatil dönüşü kitabı okuyup üzerinde sohbet ederiz diye kendi kendime planlar yapmıştım. Hayat bir kez daha planlar yapacak kadar uzun olmadığını gösterdi bize. O yüzdendir ki kıymetli hocamın boşa gitmiş tek bir dakikası olmamış, Meryem anlattıkça şaşkınlıkla dinler ben yorulurdum bir günde yaptığı işlere. Bu dünyadan bir Hikmet Altunsöz geçti ve ne mutlu ki tanışmak, sohbet etmek bana da nasip oldu. Hayatımıza öyle ya da böyle dokunduğu için, en çok da Meryem gibi dört dörtlük bir evlat yetiştirdiği için sonsuz teşekkürler. Acınız bir yakınımdan daha az yakmadı canımı, bundan sonraki varlığınız da hep dualarımda olacak. Rabbim mekanınızı cennet etsin Hikmet amcam, Selma teyzem ve Rümeysa kardeşim????????…
Kim demiş her şeyin bitişi ölüm,
Destanlar yayılır mezarımızdan…
-Mehmet Akif İnan-
Bir öğretmenden daha fazlasıydı Hikmet hocam. Kimi zaman abi, kimi zaman lider… Abimin okuldan hocasıydı ben daha o zamanlar küçüktüm ama adını hep duyardım. Acaba bir gün benim de öğretmenim olur mu, diye düşünürdüm bazenleri. Oldu da nitekim. Bütün öğrencilerinin gönlünü fethetmişti. Gönlü zengin, yüzü her zaman güleçti. Belki çok fazla vakit geçirme fırsatım olmadı ama gidişine inanmak da, yokluğuna alışmak da çok zor bizim için.
Bu dönemin sonunda vedalaşırken “Görüşmek üzere hocam.” demiştim, onu son görüşüm olduğunu bilmeden. Evet, belki Hikmet hocamı bu dünyada göremeyeceğim. Ama o, kalplerimizde yaşamaya devam ediyor. Onu hiçbir zaman unutmayacağız.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun…
Söyleyin ona kardeşin özler seni
Konuğu oldun düşlerinin
İkram edermiş sana hasretlerini
Billuru oldun gözlerinin
Çocukluk çağlarımda bu ezgiyi her dinlediğimde Hikmet abimi hatırlar ve hüzünlenirdim daha tam olarak şehadet nedir şehit nedir bilmeden …
Ah, diyor deyin, ah ben de olabilsem
Şimdi kardeşimin yanında
Sarılsam ona ve yüzüm sürüversem
Komşu olsam inci tahtına
Fakat O’nun ölümüyle de bize ders vereceğine ölümünün normal olmayacağına dair düşünce hep kafamda yer etmiştir nedense ….
Kendisine en çok benzetilen kardeşi olarak övünç kaynağımdı kendimi tanıtmadan sen Hikmet’in kardeşimisin dendiği zaman kanatlanır uçardım…
Arkadaşım kelimesini çok kullanırdı öfkelendiğinde (d ) harfini düşürerek söylerdi çoğu zaman. Arkasına taş olacak onu tahkim edecek insanlar biriktirmek için o hep arkadaş oldu onu yanında gören daha dik durdu maalesef ki arkadaş dedikleri onu arkadan vurdu bu arada konu şahsi değil haa konu dava konu memleket konu insanlık kendi şahsı için hiç kaygısı olmadı çok şükür mevzu insan seçememek te değil bilesiniz çünkü insan bi şansı daha hak eder derdi bU şahsa niye prim veriyorsun dediğimizde.
Terzi gibiydi yani her seferinde yeniden ölçü alırdı defterinde defalarca ölçüsü alınmış olmasına rağmen …
2 yıl önceydi İstanbul’dan dönüş kararımızı netleştirmemizi sağlamıştı yani dönüşümüzde de bir Hikmet vardı geldiğimizin ilk yılının sonunda Annemizi uğurladık dar ı bekaya dedik ki Hikmeti buymuş dönüşümüzün meğer daha neler bekliyormuş bizleri …
Her derdimizle dertlendi risk aldı ve başardı. Saidsem bunda bir Hikmet vardır dediğim zaman hüzünlenmişti, kimsenin güvenmediği anda güvenendi o, yaralı atları vururlar derdi fakat yaralı atları tedavi etmekten geri durmazdı …
Evimizin yerinin belirlenmesine varana kadar ilgilendi kendi binalarında daire ayarlamasını istediğimde boşver deyip geçiştirmişti onda da bir HİKMET varmış nihayetinde kendi evine yakın bir ev kiraladık.
O gece olanları bilmek istersiniz diye düşündüm dilim döndüğünce anlatayım Deprem gecesi sarsıntı durduğu anda ailemle aşağıya indik çocukları arabaya yerleştirdik Yusuf abimin çocuklarını kontrol edip Hikmet abimlerin binasına doğru koştum aramızda 1 sokak ve bir cadde var ve maalesef yıkıntı ile karşılaştım olabildiğince hızlı bir şekilde aile grubumuza ve dostların olduğu gruplara yazıp organize olmaya çalıştık kendi imkanlarımızla Meryem ve Feyza’yı çıkardık sonrasında HİKMET abimlere yoğunlaştık yoğunlaştık derken elimizde bir çekiç ve demir parçasından yaptığımız murç ile ….
Amma ve lakin
Enkaz başında ve telefon başında dua edip hayırlı haber bekleyen dostları da unutmamak lazım Allah onlardan razı olsun haklarını helal etsinler …
“her zorlukta bir kolaylık vardır” ayetinin bu olaydaki karşılığı olarak düşündüğüm konudan Meryem bahsetmiş evet uykularında yakalanmışlar bu bizi biraz olsun teselli etti …
Abimi yengemi ve yeğenimi defnettikten hemen sonra aile olarak sahaya indik ve dedik ki O olsaydı böyle yapardı …
Çalışmaları acımıza merhem ettik ve dokunmaya çalıştık insanlara. Acımızı kalbimize gömdük tenhada ağladık kimseyi kırmamak için çünkü bizim abimiz olduğu kadar belki de daha fazla ümmetin abisi idi O …
Akçeli işlerden uzak durmamızı tembihler 3 günlük dünya için kıvırmaya gerek olmadığını anlatırdı bunu sadece bize değil her zaman ve mekânda her kademede ki yetkililere de haykırırdı, şimdi bize düşen bu bayrağı devralıp haykırmaya devam etmek …
Bizleri uyaranın vefatı bizlere bir uyarı değil midir? ALLAH Bu vefattan ders çıkarmak nasib etsin âmin.
Böyle bir insan ile 42 sene yaşamak nasib eden karındaş olmak ikram eden Allah’a sonsuz şükürler olsun ve cennetinde buluşmak nasib etsin âmin…
Paşa Karaca Öğretmen Lisesinde öğrencinizdim. Mersin’de üniversite okurken de, İskenderun’da göreve başlayınca da desteklerinizle, ilginizle yanımızdaydınız. Güler yüzünüzle sizi hatırlayacağım. Ailenize ve sevenlerinize sabırlar diliyorum hocam.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun! Samimi bir abimdi. Ondan çok şey öğrendik. Hem dik duruşu, fikrini açıkça ifade etmesi hem de engin bir anlayışı vardı. Çok değişik sohbet, sosyal çalışma ortamlarında bulunduk. Çok değerli şeyler öğretti bize.
Ama benim en hoşuma giden yanı her halükarda ışıl ışıl parlayan samimi bakışları ve onunla beraber gülmesiydi.
Birgün 2000’li yılların başlarında AGD’de sohbetler yapıyoruz. Ben yeni bir öğretmenim. Stajyetlere çok iş veriyorlar. Sabah 07.00 akşam 17.00’ye kadar okulda yorulmuşum. Akşam AGD’de sohbetteyken öylece uyuya kalmışım. Biraz uyuduktan sonra uyanınca ilk Hikmet Abiyi gördüm. Yıne o pırıltılı gözler ve tatlı gülümsemesiyle takıldı bana. Oradakilere ellemeyin bırakın uyusun demiş.
İşte benim Hikmet Abim!
Selamünaleyküm
Söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Her şeyden önce canım abim için yazdığınız duygu dolu sözler, güzel düşünceleriniz için hepinize çok teşekkür ederim. Eskilerden başlayayım: Üniversite yıllarında Ankara’da okurken her gelişi bize bayram olurdu. Kitap okumayı sevdiğim için bana kitap getirirdi. O kadar mutlu olurdum ki… Sabahlara kadar sohbet ederdik. Her derdimizle dertlenir sevincimizle sevinirdi. İlk zamanlar görev yeri Ceyhan’dı. O zamanlar nişanlıydı. Ben ve kız kardeşim bekardık. Onun yanında kalırdık. Birlikte o kadar mutlu anılarımız var ki… Yeri geldi annemize diyemediğimizi onunla paylaştık. Anne oldu, baba oldu canım abim bize. Evlendim kuşağımı o bağladı. Bundan 9 ay önce kızım evlendi nikâhını o kıydı, dualarla evden o çıkardı. Hayatımın her karesinde mutlaka o vardı. Ne zaman başım sıkışsa bir telefonla gelirdi. Bakardım kapıda gülen o güzel yüzüyle… Benim kocaman gördüğüm üstesinden gelemediğim sorunu iki kelimeyle tatlıya bağlar, esprisini de yapar, tamam benim işim bitti der ve hızlıca çıkar giderdi ona ve sohbetine doymadan. Bu sefer de veda etmeden, bize gülmeden hızlıca aramızdan ayrılıp gitti. Hem de en az onun kadar sevdiğimiz Selma’mız ve Rümeysa’mızla beraber… Biz onlardan razıydık. Rabbim şehadetlerini kabul etsin, cennetinde bizleri kavuştursun inşallah. Tek temennimiz bu. Bizlere büyük bir miras bıraktılar; canlarım Meryem’im ve Feyza’m… Gülen yüzlerini onlarda göreceğiz inşallah. Bir nebze de olsa yüreğimize su serpilir inşallah. Allah’a emanet olun.
Tarih:1 Nisan 2023
Konum:İstanbul, Fatih Merkez Kütüphanesi(TFL’de öğretmenler odasındaki dolap kartınız şu an önümde, kitabımın arasında, üzerinde fotoğrafınız..)
Bazı fotoğraflar da kitap ayracınız olur, kaldığınız yeri hatırlatır..
Sırdaşım, öğretmenim yol gösterenim
O kadar kıymetli bir eşlikçiydiniz ki hangi sıfatı koysam adınızın önüne eksik kalıyor
Şu an bir kütüphanedeyim sizinle değil
Çay içiyorum ama sizin demlediğiniz değil
Muhabbet desen?Yoksunuz..
Birbirini sevmeyenler bile severdi sizi, inanırdı güvenirdi
Doğum gününüzde aldığım bir “kara kadeh” vardı kulpu kırılmıştı ama hala saklıyordunuz
Bugün de doğum gününüz, arayamıyorum bile
6 şubat çok şeyi aldı götürdü herkesten
Yerine de hiç dolmayacak boşluklar bıraktı..
Ben yasımı, yaşamımı anlamlandırmaya çalışarak yaşıyordum, kimse anlamadı
Siz burda olsanız anlardınız değil mi?
Öyle ya benim bile kendimle ilgili anlamadıklarıma ayna oluyordunuz
Bir insanın hem öğretmen, hem dost
Hem gülmekten konuşamadığı hem sorgulamaktan alıkoyamadığı sohbetleri olan birini bulması ÇOK ZOR hocam.
En az kaybetmesi kadar..
İyi ki doğdunuz..
“Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?” diye sorduklarında avazımız çıktığı kadar “ İyi bilirdikk!” diye hep birlikte bağırdığımızı duyar gibiyim. “Her ölüm erken ölümdür.” demiş Cemal Süreya ama Hikmet Hocamın gidişi gerçekten öyle oldu. Nurlar içinde uyu güzel insan. Seni tanımak, senden öğrenmek bizim için onurdu.
Kütüphanede oturduğumuz bir gün konu nerden oraya geldi anlamadığım şekilde “İlayda öldüğümüz ve tabutumuzun taşındığı o gün anlarsın demişti”. Neye dedi niye dedi ne diye dedi bilemedim. Sadece gözüm dolmuştu. Yüzünüze sizi ne kadar sevdiğimi hiç söylemedim. Rüyalarıma sürekli girdiniz ve ben korkumdan hiçbirini anlatamadım. Sessizce ve derinden çok öncesinden bir hüzün vardı içimde. Bir varoluşu bırakıyor olma sürecinin hüznüdür belki de.
“Bir kuşu çok seveceksin o kadar erdemli seveceksin ki zamanı geldiğinde onu usulca bırakacaksın..mutlulukla..yüzündeki o gülümsemeyle..”
O kuş artık özgür ve üstündeki cismiyeti attı!
O kuş artık uçuyor!
O kuşun ardından ağlanmaz!
O kuş Allah’ın vâdettiği o yerde!
I¦ve learn several excellent stuff here. Definitely value bookmarking for revisiting. I surprise how a lot attempt you set to create this type of great informative web site.
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla. 29 Kasım 1998’de Birecikte eşimle evlendiğimde eşim ben nişanlanmadan önce halfetinin göklü kasabasına gidip orada iş yerini kurmuş ayaklarının üstünde durma mücadelesine orada başlamış ve sol görüşlerin hakim olduğu o kasabada bir milat başlatmıştı. Orada İslami hassasiyete sahip bir grup öğretmen arkadaşlarıyla güzel bir ortam kurmuştu ve halkın içinden de İslami hassasiyete sahip kişilerle ders grupları oluşturmuştu.Biz 1997’de nişanlandık bir yıl nişanlı kaldık bir yıl ki zamanda eşim güzel bir çevre oluşturmuştu.Evlendikten sonra evimize misafirlerimiz gelecekti ve bunların başında hikmet hoca ve diğer öğretmen arkadaşlar eşleriyle gelecekti. Büyük bir heyecanla misafirlerimize hazırlık yaptım ve Pazar günü geldiler. Bayanlardan Yavuz hocanın eşi Ulviye vardı ve birkaç kişi daha ama Hikmet hocanın eşi Selma gelmemişti. Çocukları hasta diye gelememişti sonra geleceği söylendi hemen misafirlerim ile tanıştım ve çok sevdim eşimin bahsettiği kadar güzel insanlarla bir ortam oluşturmuştuk çünkü biz evlendikten 6 ay sonra göklüye taşınacaktık ve ben çok tedirgin oluyordum üzülüyordum , yalnız başıma o köyde nasıl yaşayacağım ve kimlerle arkadaşlık kuracağım diye üzülüyordum. Eşim sürekli beni teselli ediyor ve çok güzel insanlar seni bekliyor pişman olmayacaksın diyordu. Nihayet biz Selma ile tanışacaktık bizi evlerine davet etmişlerdi. Birecik’ten daha taşınmamıştık bir pazartesi sabahı eşim beni Selmalara götürdü kapıyı Selma açtı ve güler yüzü, samimi duruşu,sıcak ve yakın davranışları beni mutlu etmişti. Eve girince titiz ve temiz bir bayan oluşu evin düzeninden çok belli oluyordu. Tanıştık muhabbet ettik içimden eşimin haklı olduğu çok güzel insanlarla arkadaşlık ettiğini görünce bir kat daha mutlu oldum. Selma o gün bize çok güzel sofralar hazırladı ve akşamına da diğer arkadaşların hanımları geldi. Tanıştık güzel bir sohbet ortamı olmuştu yaklaşık 6 ay sonra Göklü’ye taşındık ve 2 yıl göklüde beraberdik. Selma’yı çok sevmiştim bir çok yönlerimiz birbirine benziyordu. Hikmet hoca ile o kadar uyumlu ve birbirlerine çok bağlı büyük bir muhabbeti olan çiftlerdi. Selma hem hamarat hem becerikli hem titiz hem de davasında da aynı hassasiyetlere sahipti ondan çok şey öğrendim. Arkadaşlar birbirlerini eğitmeli ve birbirinin aynısı olmalıdırlar. Hikmet hoca ve Selma bizim yanımızda ap ayrı yere sahiptiler. Ben yaşça Selma’dan 4 yaş küçüktüm , yeni evlendiğimizde ikimizde çok genç ve evliliklerimiz baharındaydık. Selmaların 3 yaşlarında Meryem isimli kızları vardı. Yaklaşık göklü de 2 yıl beraberdik. Bütün herkes tarafından sevilen takdir gören bir çiftlerdi. Beraber onlarla ders halkaları oluşturduk nereye gitsek beraberdik. Biz kendimize ahiret dostları ve kardeşleri edinmiştik. Tayin istedikleri zaman çok üzüldük ve İskenderun’a gittiler. Hiç kimse onların yerini doldurmuyordu ve büyük bir boşluk oluştu bizde. Selma ve Hikmet hocanın samimiyetini ve sıcaklığını kimse vermiyordu. Çok ağladım onlar gidince yalnız kalmıştım ama mesafeler uzak olsa da gönüller birdi telefonda sık sık görüşüyorduk. Yaklaşık bir yıl sonra İskenderun’a ziyaretlerine gittik , Feyzaları olmuştu aradan zaman geçti ve onlar da bizi ziyarete geldi ve gönül bağlarımız kopmadı. Aradan yıllar geçti ve çocuklarımız büyüdü ve sorumluluklarımız büyüdü. Anne ve Babalarımız yaşlandı ama ne Selma ne de Hikmet hoca hiçbir zaman davalarından vazgeçmediler. Hatırlamıyorum zamanı bir telefon görüşmemizde Selma bana çok yorulduğunu artık kendinin yaşlandığını hissediyorum demişti.Ben de olur mu canım sen hep aynısın demiştim o da hayır göründüğü gibi değil demişti. Mavi marmara olayında geçirdiği kaza sonucu çok kötü ve zor günlerden geçmişti Selma. Ziyaretine gittiğim de yine onun naif sesi ve kibarlığı hanım efendiliği davasında ki hizmet aşkı beni bir daha hayran bırakmıştı ona ihlas sahibi müminler her zaman aynı istikamette olurlar ve hiç değişmezlerdi işte Selma ve Hikmet hocada bu insanlardandı.Samimi , içten ve öncü olmaya talip müminlerdendiler.Birbirlerine bağlılıkları , sevgileri ve fedakarlıkları büyük örnek teşkil ediyordu. Çünkü Hikmet hoca Selma kaza geçirdiğinde Selma yatalak vaziyetteydi ve eşi bu zor süreçte onun yanında olmuş ve ilgilenmişti. En büyük vefa örneğiydi. İskenderun da oldukları sürece o sohbetten ders halkaları gençlik çalışmaları ve daha bashedemediğim nice güzel çalışmların altında Selma ve Hikmet hoca vardı. Gecelerini gündüzlerini birbirine katıp canla başla çalıştılar. Selma çok vefakar ve hayırlı bir evlattı aynı zamanda yaşlı anne ve babasının işlerini görüyor onlara hizmet edip yalnız bırakmıyordu. Yüz çevirmezdi ne zaman arasam onlardan bahseder ve çok yaşlandıklarını ve yalnız bırakamadığından bahsederdi ki ta 6 Şubat sabahına kadar. Deprem olduğunda bizler de dahil büyük bir felaket yaşamıştık. Depremin ilk şokunu atlattıktan sonra ilk aradığımız dostlarımızın başında Hikmet hoca gelmişti. Eşim aradığında ulaşamağını söylüyordu ve Selmayı da arıyor ulaşamıyorduk endişelenmeye başlamıştık. Maalesef korktugumuz şey olmuştu Hikmet hocanın ve ailesinin en kaz altında kaldıklarını öğrendik. Dualarımızı hiç eksik etmedik kötü bir haber gelmemesi için ama korkunun ecele faydası yoktu. Hikmet hocanın vefat haberini aldık ve yıkıldık. O an Ya Rab ne olur Selma ve çocuklarından kötü bir haber almamak için dua ediyorduk bir yandan da Selma yaşıyorsa Hikmet hocanın acısına dayanamaz diyorum ve ağlıyordum. Hikmet hoca Selma kaza geçirdiğinde yaşadıklarını bize anlatmıştı ve bu sebeple Selma bu acıyı kaldıramaz Hikmet hoca olmadan nasıl yapacak diye karışık duygular yaşıyordum. Çok sürmeden Selmanın da vefat haberini aldık. Yıkıldık , yıkıldım duygularımın tarifi yoktu bu iki güzel insanı ve bir evladını kaybetmiştik. Ya Rabbi dedim bu iki güzel insanı ölüm ayırmadı sana beraber geldiler. Birbirlerini ve senin davanı çok seviyorlardı, ölümlerini şehadet eyle onları şehitlerle beraber eyle tek gayeleri dini mümin islam hizmetiydi. Biz şahidiz Ya Rab bu temiz ve naif gönüllü insanların makamlarını ali mekanlarını cennet eyle. Biz onları seviyoruz sen de sev biz onlardan razıydık sende razı ol.
Şanlıurfa/Birecik
Ayşe İNCEDAL
Öğrencilik yıllarımda verdiği 45 dakikalık haftalık sohbetler terapi gibi gelirdi. Şuan gözyaşı dökülüyor aylar sonra O’nun için gözlerimden. Depremde kaybettiğim akrabalara dökülemeyen yaşlar… O İyi biri değildi O “Aktif bir iyiydi” Şehadet herkese nasip olmuyor. Hayatını imanına şahit kılmıştı. Allah rahmet eylesin kalanlarına sabırlar diliyorum
Hikmet Ağabey;
Bıkmak tükenmek bilmeyen bir enerji, her hal ve şart altında yüzündeki eksilmeyen tebessüm, muhatabı kim olursa olsun değişmeyen alçakgönüllülük ve nezaket, hiçbir şekilde mazeret üretilmeyen teşkilat şuur ve disiplini.
Ve daha nice güzel meziyetler.
Her işi hayır idi.
Camiadaki bütün STK’ların Hatay/İskenderun ayağının kurucusuydu. Kurduktan sonra, kendi ayakları üstünde durana kadar refakat eder, sonra bir gönüllüsü olarak gerektiğinde yanında, yakınında olurdu.
Hayır işlerinde hiçbir zaman hayır demezdi.
Çünkü hayrın bereketine inanır, hayır yolunda harcanan mesainin kıymetini bilirdi.
Teşkilat Hikmet abi,
İdlib Hikmet abi,
Reyhanlı Hikmet abi,
Toplantı Hikmet abi,
İlim Yayma, Eğitim-Bir ve Cihannüma’mızın il temsilcisiydi.
Son görüşmemizi yine teşkilat münasebetiyle depremden 18 saat önce yapmıştık.
O’nu belki de en verimli çağında kaybetmenin acısını yüreğimizde hissediyoruz.
Adın gönüllerimizde ve derneğimizin salonunda yaşayacak.
Öyle güzel yakıştı ki salona ismin ve güleryüzün.
İçeri giren herkes aynı pozitif enerjiye sahip olsun, hikmetli, altın gibi sözler konuşulsun der gibi.
Vefatınla bile bu teşkilata örnek oldun be abim.
Geride bıraktığın emanetlerin emanetimizdir.
Allah, bizleri cennetinde buluştursun.
Mümin’in alameti, nur halesi yüz O’nda,
Dostuna güven veren, bakış O’nda, göz O’nda,
Hak yolunda engel yok, dağlar bile düz O’nda,
Yarabbi esirgeme üzerinde rahmeti,
Resule komşu eyle cennetinde Hikmet’i.
Rıza Yorulmaz
Genel Başkan
Biz şahidiz. YaRabbim onu peygamberlerle salihlerle haşr eyle. Ruhuna El Fatiha
Güler yüzü ile hep takdir eder “Elinize yüreğinize sağlık der” camdan cama da candan cana da her zaman ve hep mutlu ederdi. Küçük büyük herkes onun abisi O herkesin gülen yüzlü güzel abisi. Rabbim Cennet mekan eylesin, Peygamber efendimize komşu eylesin.
Seni Allah için Seviyoruz Hikmet Kardeşim. Önce gittin, mübârek olsun. Bizde geleceğiz ve görüşeceğiz elbet. Rabbim cümlemize cennetinde toplanmayı nasip etsin, cemâliyle müşerref eylesin. [ Kadir EROL…Kocaeli ].
Mezarlardan bile yükselen bir BAHAR vardır.
Aşk celladından ne çıkar, madem ki YAR vardır.
-Sezai Karakoç-
“Mü’minlerden;
Allah’a verdiği söze sadık kalan adamlar da vardır.
Onlardan kimi sözünü yerine getirmiş,
kimi de sırasını beklemektedir.”
-Ahzab Suresi, 23.ayet-
Kaht-ı Rical’in(adam kıtlığının) olduğu bir ülkede,
gözü kapalı arkasından gidilecek
Öncü ağabeylerdendi..
Acı haberi bize ulaştığında,
Bedeni ile birlikte
kalplerimiz de kalmıştı,
o enkazın altında..
Sonra öğrendik;
Mihnet-ü meşakkat yurdundan,
Asıl yurduna göç eylemiş.
Henüz gençti,
Hak edilmiş bir Ölüm değil ama,
Hakkı verilmiş bir Ömür yaşadı.
Allah kuluna kafi ama,
Teneşirde şahitliğimizi de istiyor.
Bu dünyada gönüllerde edindiği
Makamlar gibi,
Rabbim de onu
en güzel Makamlarda ağırlasın.
Hatıralarımızda tebessüm dolu bir sima,
Bu kubbede hoş bir sada bıraktı.
Gani gani Rahmet olsun.
Başımız sağolsun.
Ardında bıraktığı vefalı dostlarına da selam olsun
-Mustafa Karahancı
Ben akrabası sayılmam hasebiyle Hikmet kardeşimin ve merhume eşinin sofrasında çok bağdaş kurmuşum..Muhabbetle çay yudumlamışım.Fikir teatisinden zevk alan kişiliği,bakışı,gülüşü,tepkisi herkesin fikrini açık yüreklilikle O’na açmasına imkan veriyordu..Aslında dertlerimizi avuçlarına dökebileceğimiz bir kardeşimizdi,sırdaşımızdı.Lakin mesafeyi koruma arzusu ve kimseyi üzmek istememesi sebebiyle pek buna fırsat bulamazdık.Dayım kızı merhume eşiyle ilişkisine ve karşılıklı saygı ve nezaketine hayrandım.Misafirperverliğinz,alicenaplığınız,akrabalarınızın,komşularınızın velhasıl cümle alemin takdirini kazanmış elhamdülillah.Üç kız babası kardeşim,Rabbim merhume Rumeysa kızın ve eşinle birlikte cennet sofralarına oturtsun sizi.Helallik almaya fırsatımız bile olmadı.Lakin yetim ve öksüz bıraktığınız iki kuzunuza bakıp hep size olan hasretimizi gidereceğiz.Nur içinde yatın kardeşim.
Hikmet Abi, bir boşluk bıraktı, yeri zor doldurulur içimizde. Allah gani gani rahmet eylesin. Yüzü hep cenneti hatırlatıyordu. Mekanı cennet, Peygamberimize komşu olsun.
Hikmet Abi öncüydü, önden gitti. Önden gidenler, sonradan giden kardeşlerini karşılarlar. Hikmet abi Allah rızası için sizleri seviyorum dediği “EhliCihan”kardeşlerini cennette de karşılar inşallah.
Hikmet Abi, büyük küçük farketmez herkese ismiyle birlikte Abi diye hitap ederdi. Cennettede bizleri öyle karşılasın.
Hikmet abi hikmetliydi, giderkende geride hikmetler bırakarak gitti. Hikmetine sual edip, hikmet alanlardan oluruz inşallah.
Hikmet Abi, ayrılmamış gibi gülen yüzü hep karşımızda bu dünyada.
Müşerref oluruz öbür dünyada!
“Ölüm bize ne uzak, ne yakın bize ölüm.
Biz ölümsüzlüğü tatmışız, ne yapsın bize ölüm.”
Ölümü öldürenler, yıldız gibidirler,
Yol göstermeye devam ederler,
Ruhun şâd olsun, Hikmet Abi!
Seni Allah rızası için çok sevdik.
Rabbimde seni, senin sevdiklerini ve seni sevenleri, iki cihanda sevsin, sevdirsin,
sevindirsin inşallah.
Cenneti hatırlar Hikmeti bilenler,
Rabbine yâr olmuş, cennet Hikmeti özler.
[Gültekin Güllü-Eskişehir]
Allah’ın yarattığı herşeyin bir hikmeti var. Bizim Hikmet’imiz sendin Hikmet abi’m.
Senin birleştirici yönün, kucaklayıcı gayretin bizi biz yapan en kıymetli yönlerindi. Neden Cihannüma var ve bir cihannümalı nasıl olunurun cevabıydın. Bölgende kayıpları buldun, buluşturdun. Birbirine kavuşturduğun teşkilat mensupları bayrağı bıraktığın yerden alıp senin götürmeyi arzuladığın yere kadar götürecektir inşallah.
Senin tebliğin gülüşünle başlardı. Yan yana geldiğimiz toplantılarda samimi muhabbetin hala hatırımda. Dilerim Efendimiz’e (sav) komşu olursun, biz de seninle cennette kavuşuruz. Biz senin salih bir kul olduğuna, salihlerle olduğuna şahidiz.
Allah rahmet eylesin.
Hikmet Reis denince aklıma gelenler;
– Her durumda tebessüm
– Yüksek bir tevazu
– Her işinde tedbirli
– Her yönüyle sâde
Güzel bir Abimizdi.
Hikmet Hocam, gayet kibar ve mütevazi bir dost idi. Her zaman Hakkın ve hakikatın yanında insanların işine koşan, yardımcı olan, haksızlığın ve zulmün karşısında hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan. Samimiyetsiz ve ihlassız, menfaatleri için her şeyi yapan Müslüman tipleri çok iyi bilen güzel bir dost idi. Cennet’te kendisiyle tekrar bir araya gelme umut ve temenniyle Rabbim, kendisinin ve ailesinin kabrini cennet eylesin inşallah. Ölüm, sevdiklerimizi alıp göturdükçe biz de ölümü seveceğiz.
Hikmet abiyle yaklaşık 30 yıllık bir dostluğumuz oldu. Öğrencilik yıllarında yaz tatilinde İskenderun MGV ailesi olarak cuma günleri Kaptan Paşa camisinde bütün dostlarla buluşur, namazı kılar ve Büyük Çarşı İş Hanındaki MGV’ye geçerdik.Herkes değişik memleketlerden gelmiş ve muhabbetin tadını çıkarırdık. O Urfa / Halfeti’deki öğrencilerini dert eder onlara kitap temin edip gönderme telaşını yaşardı. Öğrencilerini mezun etse de onlarla irtibatını koparmazdı.Ev ziyaretleri yapar , öğrencilerinin motivasyonunu arttırmak için her yoku denerdi.
1993 yılında Erbakan Hoca Antalya/ Kemer’de Cuma günü yapılan ,40 Milletvekili, il Başkanlarının katıldığı bir programda Cuma namazına gitmet için iki köye dağılınacak O. Asiltürk katılımcıları bir türlü organize edememişti. E.Hoca mikrofonu eline aldı plakası ”1 den 40 kadar olan iller şu köye, diğerleri şu köye demişti.
Hikmet hocam da bulunduğu her ortamda aynı organize rolünü üstlenirdi.İlimyayma, İHH, EBS, Cihannüma.. gibi bir çok kurumda görev aldı.Teşkilatçılığı ,sakinliği ve güler yüzü hep vardı. Kimin bir işi düşerse olması için bütün tandıkları arardı. Birçok insana faydası olmuştur.Kendisi için hiçbir şey istemedi. Cesedi enkazdan çıkarılırken bir çok dostu da oradaydı. Rabbim Rahmet eylesin.
O Urfa halfetide ki öğrencilerin den bitanesiyim evet çok çabaladı bizim için çok çok söylenecek şey var ama anlatılmaz Hikmet hocamızın eşiyle bizim için yaptıkları çok şey var ben inanıyorum bizim kalplerime çok güzel dokundular ve izleri sonsuza kadar kalacak rabbim mekanlarını cennet eylesin biz çok şanslıydık ki böyle bir hocamız oldu Hikmet hoca anlatılmaz ????????????????
“Abicim” deyip açıverirdin telefonunu. Mevzunun sonunu “adil” olmayla bağlar kapatırdın.
Müslüm Baba’nın “Uzaktan uzağa sevdim sadece” dediği gibi zoomdan zooma gül yüzünü, tebessüm eden çehreni görür mutlu olurduk. Adın gibi sözünde Hikmetliydi. Gönül tahtının sahibiydin bilemedik.
Hey gidi Beyrut doğumlu Hikmet abi. Bizi adınla ve acınla yaktın. Hey gidi İlim Yayma’dan Eğitim Bir Sen’e nice köklü kuruluşun İskenderun’daki hâdimi.
Akif’in dediği gibi “Haksızlığa ölsen tapmıyordun”. En son konuşmamız da bir memurun hakkını nasıl müdafaa ettiğini ve gasp edilmiş bir hakkı mahkeme yoluyla nasıl aldığını anlatmıştın. Çok hayır dua aldın Hikmet abi. Seni gerçekten Allah için seviyordum. Bizimde duamız odur ki Rabbim bizleri cennetinde buluştursun. Âmin.
Hikmet hocam ablamız ve kızları Rümeysa kardesimizin dünyada güzel insan olduklarına şahidiz … Rabbim herkesten çok seviyormuş yanına aldı..
Rabbim mekanlarını cennet eylesin Rasullullaha komşu eylesin inşallah…amin
Hikmet ağabeyle tanışma hukukumuz Cihanmüma çatısı altında oldu.İmanına samimiyetine teşkilatçılığına bitmez tükenmez enerjisine hoşgörüsüne şahidiz.Nasıl ki dünyada aynı sancak altında toplanmak nasip oldu.Mahşer gününde de aynı sancağın gölgesinde toplanmak nasip olur.Hakkımız sana helal olsun.Mekanın cennet olsun reis.
Fazla söze gerek yok. Allah ondan ebeden razı olsun. Makamı Âli olsun Peygamber efendimize komşu olsun İnşaAllah.
Değerli Reisim ve hemşehrim…Bu dünyadaki görevini tamamlamış bulunmaktasin.Cenab-ı Hak mekanını cennet eylesin.Aklımda jalan o güler yüzün diğer alemde de solmasın inşallah.
Biz razıydık Cenab-ı Allah kendisinden razı olsun hep olumlu pozitif biriydi eleştirirken dahi karşıyı kırmadan konuşurdu yaşantısı ile örnek ve fedakardı tel veya bir şekilde konuştuğumuzda ailemizi tanımadığı halde onları sorar ve ayrılırken babaya selam söyle derdi bütün iyiliklere yetişmek isterdi hiç dert yanmaz kendinden şikayetçi değildi hikmet reisin çok kişiyi tanıdığı ve konulara hakim olduğu aklımda kalmış muhabbeti güzel çocuk ile çocuk büyük ile büyük olurdu aslında onun ile ilgili çok şey yazılabilir Allah eşine kızına rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah Gerideki ailesinde sabırlar versin
Güler yüzlü Hikmet reis;
‘Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır.’ Peygamber sözünün yaşayan bir örneği olarak teşkilâtlarımızın kademelerinde hakkın hakim olması için mücadele eden yigit bir insan.
Kendisini bir teşkilat toplantısında Hatuniye Medresesinde ağırlamıştık. Güzel bir gün geçirdik. Halep yürüyüşü vesilesi ile İskenderun’da bizi ağırlamıştı. Değişik vesilelerle zaman zaman telefon görüşmeleri yaptık. Sıcak, candan, samimi, ihlaslı bir dostu dünya sürgününden ebedi aleme uğurladık. Bu fani dünyadan bir Hikmet reis geçti. Mekânı cennet makamı ali olsun.
Amin inşallah
İnsanlar, doğar, yaşar ve ömürlerini tamamlar giderler. Bu, mukadder olandır. İnsanlar bazen yaşadığı toplulukla birlikte ölümü tadsa da yine de tek kişilik tadarlar. Ölüm anına kadar ömrü vardır insanın. İşte bu muazzam süreçte insan, insan da olabilir sıradan bir canlı da. İnsan olmak, irademiz ile tercih ettiğimiz iş ve eylemler ile mümkündür. Bunların gerisinde ise o iradenin etrafından teşekkül ettiği tasalar ve tasavvurlar vardır. Bizi Hikmet Hocamız ile aynı istikamette tutan şey işte bu tasa ve ortak tasavvurlar idi. Her insan, onun gibi er ya da geç ömrünü tamamlayacaktır, lakin bazı insanlar geride kıymetli bir miras bırakıp giderler. Uğruna ömür eskittiği nice dertleri kendisine dert edinmiş nice insan geçip gitti bu alemden, Hikmet Hocam da, şahidiz ki, ömrünü güzel, iyi bir insan olarak, iyi bir Mü’min olarak tamamladı ve erkenden ayrıldı aramızdan. Ülkemizin onbinlerce canı ile birlikte gitti, (herbirine rahmet olsun) ruhlarımız birbirinde demleniyor idi seher vakitlerinde. Tam bir can dost idi. Büyüklerine candan bir kardeş, küçüklerine müşfik ve mütebessim bir ağabey, talebelerine alim bir muaallim ve insana merhametli ve adil bir şahsiyet idi. Allah’a şükürler olsun ki bu güzel insanı tanıdık, tanış olduk hep beraber. Rahmete mazhar olsun, iki cihan Serveri’ne komşu olsun. Zü’l Celal-i ve’l İkram’dan ailesi ile birlikte onlar için âlî makamı niyaz ederim.
Hikmet abi, Tevazu, Güler yüzlü, Yapıcı ve Vefakâr bir insandı. Allah ebeden ondan razı olsun, mekânı Cennet olsun.
Bende Adıyamanlıyım bu depremde Ablam ,Enistem amcaoglu ,12 yaşında kızları kayıp ettik.cok sayıda akrabam arkdas dostu kayıp ettim.Hikmet abi dahil herkese rahmet dilerim.Herkese sabır dilerim
Hikmet ağabey.
Bir müslüman da olmaması gereken; kibir ve enaniyet’ten uzak yaşayan, çevresine tebessüm sadakası dağıtan, iç rahatlatan, samimi ve vefakar bir dost…
Derdi dinleyip davasını, inancını süzgeç olarak kullanan ve her olumsuzluğu imtihana yoran iyilik timsali bir ağabey…
Azim ve gayretin mükâfatını Rabbinden dileyen, kulun eksikliğinin imtihana sebep görüp, yola devam eden di…
Tesellimiz Şehadet’i oldu…
Rabbim bizlere merhamet etsin…
Hikmet Altunsöz kardeşimizi Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi öğrencilik yıllarında tanıdım. Sevecen sıcak kanlı güler yüzlü eylem adamı olarak gözümde canlanır. Fakültemizde beş altı hazırlık sınıfı ve sonrasında A ve B şubesi vardı. Biz Hak Yol Vakfı Kalaba Şenlik Camii altındaki yurtta kalıyor Hikmetler ise MGV evlernde kalmaktaydı. Ahmet Akça, Cemil Hakyemez, Abdülkadir Aykan ve Osman Öztürk ve nice arkadaşlarla beraber şimdilerin tabiriyle ekip ruhuyla fakültemizde milli görüşün var olduğunu ve varlık felsefesinş hep canlı tuttular. Gerek derslerde yönelttikkeri sorularla ve gerekse fakültenin koridorlarında konferans salonunda yemekhanede yan yana yürüyerek birlikte oturup muhabbet ederek birlik ve beraberlik içinde İslam kardeşliğinin ruhunu hep yaşattılar. İlahiyat Kültür ve Sanat Topluluğu çatısı altında geniş bir aile olabildik.bu topluluğun kısa adıyla da (İKSAT) dergi çıkarıldı, konferanslar verildi, seminerler düzenlendi. Bir defasında ODTÜ’de bahar şenliği ve etkinlikleri varmış… Kendilerine solcu vs. diyen kendini bilmez hadsizler Müslüman gençlerin kurtuğu statlar dağıtmışlar Kur’an’ı Kerim’i satış için getirilen dini kitapları dağıtıp tezgahın başındaki gençlerimizi tartaklamışlar… Hikmet kardemiz herzaman olduğu gibi 15-20 kişilik arkadaşımızı hızla organize edeiverdi. Belediye otobüsüyle ODTÜ’ye vardık. Başka üniversiteli ancak MGV ve Hak Yol Vakfı, Hüdai vakfı ve daha sonra İBDA-C”li olduğunu öğrendiğimiz Müslüman gençleri omuz omuza vererek ve nöbet tutarak stadlarımızı ayağa kaldırdık. ODTÜ’de müslümanların var olduğunu gösterdik. Seçim zamanlarında Hamidiye genel merkezdeki eğitim çalışmalarında Hikmet kardeşimiz hep önde idi. Onun dik duruşuyla, gülümseyen yüzü ve esprili sohbetleriiyle hepsinden öte hizmetiyle hep öndeydi.mezun olduktan sonra da 95 mezunlarının her yıl bir şekilde kesintisiz toplanmasını sağlayan ekipin üyesiydi. Çünkü o MGV kimliğini saklamadan farklı meşrep klik ve partililerle de bir araya gelinebileceğini yaşayarak gösterdi. insanları şucu bucu diye ayrıştırmadan toparlamayı hep düşündü. Ben Mardin’den Hatay’a İskenderun’a yerleşmiş Beyrut’ta doğmuş bir Arabım ve Osmanlı’nın temsil ettiği Türk’üm vatandaşım derdi. O her zaman kendini bu ülkenin asli ve kurucu unsuru olduğu söylerdi. Gönül coğrafyamızın bir gün birleşeceğine olan inancı tamdı. İlim yayma eğitim birsen Cihannüma gibi STK ve sendikaların hem aranan hem de sevilen ismi oldu. Seçimi kazansak da kaybetsek de sorumluluğumuz bakidir der daima çalışmak hesap vermeye ve asıl hesap gününe hazır ve hazırlıklı olmayı önemserdi. Geleceğe umutla bakmayı Hakkın ve hakkının yanında durmayı yeğlerdi. Eleştiri yapmadan hele öz eleştiri yapmadan olmaz derdi. Allah amellerini makbul eylesin Hikmet kardeşim. Mekanın cennet olsun
Umudu Tebessümü İle Aşılayan Hikmet Abi;
Mütebessim çehresiyle en solgun anlarda, filizlenen bir fikirle sözü yükselttiğinde yeniden “Bismillah” demenin habercisi, refikiydi. Müslümanca duruş, mücadale azmi, tükenmek bilmeyen heyacanı ile ümmetin değerelerini, haklarını her alanda koruyan, tarafını her durumda izhar eden dava adamıydı.
2014 yılında İlim Yayma Cemiyeti İskenderun Şubesinin kuruluşuna öncülük ederek ilim irfan sahibi, manevi ve ahlaki değerlerle benzenmiş bir neslin yetişmesindeki gayretine şahit olduk. 8 yıllık teşrik-i mesaimiz oldu, yakın çalıştık. Yük olan değil, yük alan bir teşkilatçı, tez canlı, gayretli, daima yarına odaklanan bir bakışla etrafına şevk veren bir muallimdi. Allah’ın nazlı kulları, özel eğitim gereken muhacir çocuklara Ensar oldu. Yaptığı güzel işlere bizi de ortak etti.
Her görüşmemizde “abim” diyerek yaşça küçük olmama rağmen büyütmesi, tevazu ehli bir dervişin samimi yansımasıydı üzerimize. Rabbim ondan razı olsun.
Biz kendisini Allah için sevdik ve O, hoş bir seda bırakarak Rabbine kavuştu…
Öldü. Bu sözü söylemekten yorulanların yaşadığı şehir Hatay. Ulaşamıyorum diye aradık önce. Sonra ulaşabildiniz mi diye aradık, Sonra son bir umut diye aradık. Oysa biz diyemedik. Son Umut tükenene kadar diyemedik. Acı yürek yakan haber geldi sonrasında.
Her bölge ve il anılınca her insan kendi yaşam tarzına göre bir şahsiyeti müsemma gösterip öyle kanarmış. Şahsım olarak akrabalarıma olmasına rağmen, Hatay İskenderun denilince hikmet abi gelir hep aklıma. Bu bölgeleri gönlüme güzel gösteren hikmet abi… Debremden dokuz saat önce Diriliş kampından Mustafa Şen reisle tıkalaşırken ben ve Adana yönetimden rahmete kavuşan İsmail inan abinin fotoğrafını attım WhatsApp’tan “Belgeleri konuşturmayalım şimdi” dedi sonra “fotoğraftaki ölenlere Allah rahmet eylesin İsmail abi çok iyi bir insandı dedi” ama sildi orda vefaat eden bir kişiydi yani kendi ede rahmet diledi Rabbim bizlere de rahmet etsin inşaAllah. Özelde istişarelerimizde çok özel ve güzel eleştiri ve istişarelerimizde oldu. Rabbim rahmetiyle merhametiyle şehitler zümresinde kılsın Reisimizi inşaAllah….
Öldü. Bu sözü söylemekten yorulanların yaşadığı şehir Hatay. Ulaşamıyorum diye aradık önce. Sonra ulaşabildiniz mi diye aradık, Sonra son bir umut diye aradık. Oysa biz diyemedik. Son Umut tükenene kadar diyemedik. Acı yürek yakan haber geldi sonrasında.
Her bölge ve il anılınca her insan kendi yaşam tarzına göre bir şahsiyeti müsemma gösterip öyle kanarmış. Şahsım olarak akrabalarıma olmasına rağmen, Hatay İskenderun denilince hikmet abi gelir hep aklıma. Bu bölgeleri gönlüme güzel gösteren hikmet abi… Debremden dokuz saat önce Diriliş kampından Mustafa Şen reisle tıkalaşırken ben ve Adana yönetimden rahmete kavuşan İsmail inan abinin fotoğrafını attım WhatsApp’tan “Belgeleri konuşturmayalım şimdi” dedi sonra “fotoğraftaki ölenlere Allah rahmet eylesin İsmail abi çok iyi bir insandı dedi” ama sildi orda vefaat eden bir kişiydi yani kendinede rahmet diledi. Rabbim bizlere de rahmet etsin inşaAllah. Özelde istişarelerimizde çok özel ve güzel eleştiri ve istişarelerimizde oldu. Rabbim rahmetiyle merhametiyle şehitler zümresinde kılsın Reisimizi inşaAllah….
2013 ten bu zamana çok anılar var yazacak aslında, kitaplara sığmayan dostluklar var aramızda Allah eksik etmesin bereket ihsan etsin inşaAllah.
Şunuda teyit etttikki vefa Ahde vefa cihannüma’nın diğer adıymış… Selametle hürmetle duam sizlerle….
Hikmet hocam… Birlikte olmaktan, aynı yolda yürümekten mutluluk ve gurur duyduğum abim…
Sözü ve özü bir, hesabi değil hasbi olan klas adam…
Dünyalık bir çıkar beklentisi içinde olmadan gönül kazanan ve fedakarlık yapan…
Mücadele etme azmini ve gayretini her daim gösteren, kınayıcının kınamasından çekinmeyen harbi dost…
Kaht-ı rical günlerinde adam gibi adam…
Haksızlığa ve zulme karşı duruşu dik, tavrı net, sesi gür olan…
Nesep, renk, sınıf, dil, statü, meslek, meşrep ayrımı yapmadan insanlara dokunan, öğrencilerinin yüreğine girmeyi başaran…
Mesleğini ibadet aşkıyla yapan…
Cemaat, teşkilat ve sivil toplum örgütleri konusunda vizyon sahibi bir lider…
Şu acı günlerde en fazla aranan isim…
Hülasa…
Bize Allah’ı hatırlatan yüreği güzel insan…
Biz ondan razıydık, Allah’ta hocamızdan ve vefat eden aile ehlinden razı olsun.
Mekanları cennet olsun inşallah
Benim güleryüzlü canim dayım..Yüreğimizi yaktın..Bir sarsıntı mı aldı seni , sen gittin diye mi sarsıldık muamma …Artık buralarda işler sensiz nasıl yoluna girer bilmiyorum.Hele şu durumda, tam da sana ihtiyaç varken.Nasıl güzel organize ederdin herşeyi…Kimin neye ihtiyacı olduğunu en iyi sen bilirdin. Hızır gibi yetişirdin…Ne güzel bir öğretmendin sen…Sadece görev yaptığın okulda değil, heryerde her koşulda öğrettin..Doğruyu tam yerinde söylemekten hiç bir zaman çekinmedin… Korkmadın…Oturdukları koltuğun hakkını veremeyenlerin yüzlerine haykırdın yanlışlarını… Bundan böyle çar çakala haddini kim bildirecek Dayı… Dayı kim düzeltecek yanlışları..Kim öğretecek doğruları… Sen bizim dağımızdın… Ama ben senin öğrettiklerini kazıdım zihnime… Haramzedelere söyleyecek çok şeyin vardı… Duruşun yüreklerine korku salardı…Hepsini haykıracağım yüzlerine…Sevenlerinle kucaklaşıp acımızı birlikte hafifleteceğiz inşallah.Seni unutmayacağız..Öğrettiklerini de … Şehit gibi yaşadın şehit gibi Rabbimin rahmetine kavuştun.. Mekanın cennet olsun Canım dayım…
Ağabey, dost, arkadaş, yoldaş…
Hikmet Hocam;
İskenderun AGD MGV’nin yaz ve kış kamplarında hocamızdı. Benim kafamda 40 tane tilki var hiçbirinin kuyruğu birbirine değmez derdi. Haklıydı, muhteşem çalışan bir beyin…
Üniversiteye gittiğim dönemde de desteklerini hiç esirgemedi. Kilometrelerce öteden uzatırdı elini. Bir çok başarıma hocamın yön verdiğimi söyleyebilirim. Üniversiteden memlekete döndüğümde atanana kadar ücretli öğretmenlik yapmak istediğimi söylemiştim ona. Yarın gel yurtta başla dedi. 🙂 Böylede tez canlıydı. Ben yurtçuluğu bilmem hocam dediğimde, bende bilmiyorum ki dedi. 🙂 Ve dört yıl İskenderun İYC Erkek Yurdunda profesyonel çalışma imkanı buldum kendisiyle. Hem hocam, hem çalışma arkadaşım olmuştu. Yurtta çalışırken şahit oldum ki Hikmet hocam hakikaten Ümmetin Ağabeyiydi.
Depremden hemen sonra yurtla alakalı malumat vermek için mesaj attım. Yurt tahliye edildi, tüm öğrenciler iyi ve güvendeler diye.
Cevabını bekledim bir kaç saat… Cevap gelmedi. Aradım hatlardan ötürü ulaşamadım sandım.
Annemden öğrendim sonra felaket haberi.
Enkazın başına gittiğimde bizim camianın enkazdan onu kurtarmak için nasıl canla başla çalıştığına şahit oldum.
Yine toplamıştı işte herkesi yanı başında. Bunca dokunduğun gencin, yaşlının hatrına Rabbim seni bize bağışlasın dedim.
Rabbim seni bize, islama, memlekete bağışladı hocam…
Rabbim seni şehitlerden yazsın.
Bazı insanlar son zamanlarında onu üzdü, yordu, yıprattı, onu hiçbir zaman anlamadılar. Memleket mücadelesine şahit oldukları halde hemde. Onlar senin dostluğunu bile haketmedilerki hocam!
Onlara son kez hakikatleri haykırarak gittin.
Ne mutlu sana!
Ne yazık onlara!
En son Erbakan hocam vefat ettiğinde böyle hissetmiştim.
Sizi çok özledik.
Mekanın cennet olsun.
…
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Hikmet hocam Allah sizden razı olsun Rabbim mekanını cennet etsin inşallah
Bismillah…
Nasıl başlasam bilmiyorum… Çaresizlik… Hüzün ve bomboş bir dünya… Rıza-i İlahi yaşamı anlamlandıran tek şey…
80 li yıllar…İskenderun İmam Hatip te, şehri, hayatı hatta davayı tanımaya çalışan, yoksul, henüz bıyıkları yeni terlemeye başlamış bir avuç delikanlı… Bıyıkları yeni terlese de omuzlarında ki yük, ellerinin nasırlarında ve gözlerinin ışıltısının zayıflığında hissediliyor…
Tıpkı diğer arkadaşlar gibi Hikmet de şehrin varoşlarında gecekondu denilebilecek bir evin 14 kardeşinden birisi… Tamirhanelerin olduğu bölgeye yakın ikamet etmelerinden öbürü sadece hafta sonları değil, hafta içi sabahın erken saatlerinde simit tepsisini kafasında ki havlunun üzerine koyup, zaten hazır ve onu bekleyen tamircilere kahvaltılık simitleri satıp, bitirdikten sonra okula gelirdi….
Sadece aynı sınıfı değil, aynı sıraları da paylaştık kardeşim Hikmetle… İmam Hatipli yıllar bir çok hatıra, mücadele, bisikletlerimizle kaçamak deniz yüzmelerimizle 1989 yılına kadar devam etti. Gerek bizim dönem gerekse bizim döneme yakın dönemlerin mezunları şehrin hatta ülkenin kaderini hatta dünyanın kaderini değiştirecek güç ve enerji ile mezun oluyoruz İmam Hatipten. Dönemin okul yöneticilerine ve öğretmenlerimize yeniden şükran ve hürmetlerimi sunuyorum.. Allah hepimizi cennetinde buluştursun inşaallah…
89 yılı üniversite sınavları, Hikmet kardeşim ile şehirlerimizi, kaldırımlarımızı değiştise de dostluğumuzu kardeşliğimizi yıpratamadı. Hele hele aramızda kozmopolit şehir olarak nitelendirdiğimiz İskenderun da davanın bayrağını, bir avuç hacı amca ve yine bir avuç delikanlı ile hep ileriye taşımaya adeta yeminli idik. Hem MGV hem yerel vakfımız Hizmet Vakfı hem Parti… ev ev video dinletim ziyaretleri vb..
Sonra şartlar 92 li yıllarda özel Radyoculuğu davaya hizmet için gerekli kılmaya başladı. Kimsenin kafasına yatma sa da Reşat, Hikmet, Mehmet ve ben MGV kontrollü radyo kurmayı başardık. Hikmetin kuruluş aşamasında ki işlerin takibi ve disiplinli yol alışı işimizi kolaylaştırdı… Artık Selam Radyo ile sadece İskenderun a değil, Çukurova ya kafa tutup, meydan okuyorduk. Adeta Çukurova ve Amik ovasına “Hak Yol İslam” yazmakta kararlıydık..
Bitmeyen dava kardeşliğinin yanında meğersem Hikmet, kardeşliği perçinlemek adına evimizin küçüğü, canımız, biriciğimize Selmamıza talip oldu. İyide olmuş…
Görebildiğim en uyumlu en mutlu aile oldular…Hep aynı hedefe birbirlerinin ayak izlerini takip ederek koştular…Rıza-i Baki İlahiye adanmış bir hayat… Ne de güzel hizmetler ne de güzel bir mutluluk idi. Ne komşu ne anne baba, ne akraba ne Agd ne ihh, ne Cihannüma,ne ilim Yayma ne sendika ne hapishane ne okul, hiç bir alanı boş bırakmadılar… Evliklerinden 3 kızımız oldu, Küçücüğümüz Rümeysamızı da alıp götürdüler cennte…başarılı, tıp okuyacak netleri ile üniversiteye hazırlanıyordu.
Hikmet ailenin iaşesini Din Kültürü öğretmeni olarakTosçelik Fen lisesinde eğitimden kazanıyor idi.
Din Kültürü Fen lisesinde ne kadar rağbet görebilirdi ki? İşte tam da burada Hikmet gibi bir Muallim öğrencilerin tamamının en popüler dersi yapıyor Din Kültürünü. Zira o sadece sınıfında müfredatta değil, çocukların hayatının her alanında bir eğitim koçu oluyor. Okuyor deli gibi ve okutuyor… yurtlar burslar ayarlıyor…sırdaş oluyor, yoldaş oluyorrr… Sadece öğrencilerin değil ailemizin ailesinin hepimizin sırdaşı…
Kim olursa olsun karşıda ki bakanda başkanda fark etmez, sözü eğip bükmeden söyler..Hakikati hiç ama hiç ceketinin asdarı içerisinde gizleyenlerden olmadı.
Hem davasında eksiklik bırakmadan dava adamı olamayı hemde ailesine eksiklik bırakmadan iyi bir baba olmayı başardı. Dünyalık hiçbir hesabı olmadı. Öğretmenliği mesleğinin asli ve zirvesi olarak görüyor idareciliği ret ediyordu…
Ahhhhh kardeşimmm ahhhh… Rabbimin takdiri boynumuz kıldan ince… Selmam, Hikmetin e Rümeysammm Cennettesiniz inanıyor, iman ediyorum. O kadar da çok dostluklar bıraktınız ki geride kalan Meryem ve Feyza kızlarımızı bizden önce sahiplendiler, şemsiye tuttular… kan bağlarının dava kardeşliğinin gerisinde kaldığına bir kez daha şahit olduk… Yetim ve Öksüzlerimin dayısı olarak 3 oğlum bir kızım var idi, şimdi 3 oğlum ve 3 kızım oldu.
İmrenilecek bir dünya hayatınızın karşılığı imrenilecek bir ebedi hayatınız olduğundan hiç şüphem yok
Rabbım tüm dava dostları, tüm aile bireyleri ile sonsuz mutluluk cennetinde buluştursun inşaallah… Güle güle kardeşlerim yiğenim…
Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah iyi bir insan olarak bildim tanıdım gördüm samimiyetle gayretle tevazu ile hayır hasenat Allah rızası için gereken her ne varsa koşturmaktan yorulmadın gönül kirmadı gönüller aldin tanıyan herkes seni iyi bildi rabbimiz razı olduğu kullarından eylesin ailesine yakınlarına sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum mekanı cennet olsun inşallah
Çok üzüldük çok…Tarifsiz acılardayım inanmakta zorluk çekiyorum. Hikmet Abimin kaybı insanlığın kaybıdır. Adil, merhametli, yürürken toprağı bile incitmeyen kıymetli abim benim…
Biz çok üzüldük, kalbimiz yaralandı…
Rabbim sana ve ailene merhamet eylesin, rahmetini üzerinizden esirgemesin Hikmet Abim ????
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, cümlelerin bağlanamadığı, boğazınıza bir şeyin düğümlenip oturduğu o an…
Nefes bile alamadığınız sadece hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğiniz, ama ağlayamadığınız dermansız dert… Ölüm!.. İnsanoğlunun var olduğu günden beri çaresini bulamadığı “İnnalillahi ve inna ileyhi raciun” emri şerifinin sırrına boyun eğdiği İlahî lütuf…
“Her nefis ölümü tadacaktır” ayet-i kerimesinde ikram olunan sonsuz huzur ve şahadet gerçeği…Asırların ötesini düşünen insanlar ölümsüzlüğü kazanmışlardır, şehittirler…
Ve şehitler ölmez! İdealleriyle, eserleriyle, yaptıklarıyla yaşarlar… O yaşıyor…
Her zaman denildiği gibi asıl ‘bizlerin başı sağ olsun!…’
Çünkü daha yapacak çok işimiz var…
Kıymetlim…
Şehrimizin Ak Sakallı Koca Reisi…Böyle hitap ederdim hitabım böyle kalsın…
Annemin 5. Oğlu, abim, kardeşim, yol arkadaşım….
Her daim hakkı ve sabrı tavsiye edenim, gülen yüzüm, yorulmak bilmeyen enerjim, yarım kalmışlığım…
Her işi aşk ile yapanım, salt Allah’ın rızasını gözetenim, karşılıksızlığın ete kemiğe bürünmüş hali…
Yetersizlikte yettirenim, hüzünde coşturanım, umutsuzlukta umut olanım…
Dikleşerek dik duranım, haksızlığa ve zulme direnişi öğretenim, sesi gür çıkanım, susmayanım…
Bilge abim, sözü yükseltenim, anlam bulduranım, anlamlı kılanım, yol açanım, yoldaş olanım…
Hiçbir yükten imtina etmeyenim, motivasyon sebebim, ikna edenim, ikna olanım, kin tutmayanım…
Önceleyenim, önde olanım, bayrağı sımsıkı tutanım, sabırla insan inşa edenim…
Kitap tutkum, kitaba ve söze vurgunluğum, dertlim, dertlenenim ve hiç bir şey beklemeyenim…
Kibirsizliğim, mütevaziliğim, dünyayı içerden ve dışardan bitirmiş olanım…
Her buluşmaya önce gelenim, emin olunanım, adalet ve liyakati önceleyenim…
Merhametin, mesuliyetin ve mahcubiyetin anlamını taşıyanım…
Kıymetlim…
Kelimeler kifayetsiz kaldı…
Sözü yormadan, sessizce buluşacağımız hakikat ehli arasında buluşacağımıza olan inanç ile…
Gönlümdeki yerin her daim yüksek ve derin olacaktır…
Mekanın cennet, makamın âli olsun…
Sevgili Hikmet hocamı 20 yıla yakın tanıyorum.Tanıdığım en dürüst,en çalışkan insandı.Haksızlığı karşı o sağ elini kaldırıp sallayışını hiç unutmam…Karşısındaki kim olursa olsun elini sallayarak her biri mermi gibi olan tane tane sözleri hala aklımda.Biz senden memnunduk başkanım ..Seni çok özleyeceğiz mekanın cennet olsun nur içinde yat…
“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” Ahzâb / 23
Sevgili hemşehrim (Mardin/İskenderun) değerli dava arkadaşım, İskenderun İHL’den alt devrem, kardeşim Hikmet Altunsöz’ü anlatmaya hakikaten yeterli cümle bulmaktan acizim.
İslam davasına adanmışlığın en güzel örneklerinden biri olan Hikmet hocamız Hakk’ı üstün tutup kaldıran feraseti ve mücadeleci kişiliğiyle ömrüne çok güzel hizmetler sığdıran hakiki bir dava adamıydı. Onu tanıyan tüm akraba, dost ve arkadaşları gibi bendeniz de sayısız güzelliklerine şahitlik etmişimdir hamdolsun. Osmaniye TOBB Fen Lisesinde öğretmenlik yaparken onu İskenderun Tosçelik Fen Lisesinde çalışmaya teşvik ettiğimi, İlim Yayma Cemiyeti İskenderun Şubesinin kurulmasına ve başkanlığına talip olmasına istişarelerimiz neticesinde ikna ettiğimi ve bunlar vesilesiyle yaptığı kıymetli hizmetleri acizane şeref madalyası olarak kalbimde saklayacağım ömrüm boyunca..
2007 yılında Almanya Milli Görüş Teşkilatının gönderdiği öğrencilerle civar illerden gelen öğrenciler için İskenderun Hizmet Vakfı Yurdunda düzenlediğimiz yaz Kuran kursundaki efsane hizmetlerini, yardımlarını ve nicelerini saymaya gerçekten acizim. Çalışkandı, çözüm odaklıydı,samimiydi..
Twitter profilindeki açıklamasında Sezai Karakoç’un “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.” sözünü nakleden Hikmet Altunsöz kardeşim gerçek bir hakikat sevdalısıydı..Zalimin hasmıydı amma çok severdi mazlumu şahidiz..
9 Aralık 2022 tarihli bir Tweet’inde:
“Diyorlar ki: Zülfü yâre dokunma!
Dokunmazsam vicdanıma dokunur.
Bir yerde bir yanlış gördüğüm zaman,
Sessiz kalmak irfanıma dokunur…”
[Abdurrahim Karakoç]
Diyerek kanayan bir yara gördü mü ta ciğerinin yanacağını, Hakk’ı üstün tutmanın erdemine sahip olduğunu haykırıyordu.. ve hep haykırdı şahidiz.
İlim Yayma Cemiyeti Osmaniye Şube Başkanlığı yaptığım yıllar boyunca en çok istişare ettiğim değerli başkanımın çalışkanlığına, üretkenliğine, pratikliğine, özgüvenine hep hayran olmuşumdur.. Rabbim mekanını cennet etsin.
Abim abim deyişini asla unutmayacağım güzel kardeşim.
Rabbim seni, değerli eşini ve kızını rahmetiyle kuşatsın.. Mekanınız cennettir gönülden inanıyorum.
Rabbim bizleri cennetinde buluştursun..
Orhan ATEŞ
Nereden başlasam bilemiyorum gerçekten…
Öncelikle bu hatıra etkinliğini organize eden Cihannümaya, sonrasında hatıralarını paylaşıp acımızı hafifleten dostlara, abilere,kardeşlere selam olsun….
***Evet bu dünyadan bir HİKMET ALTUNSÖZ geçti ve gitti…
Buna şahit olmak,yaşamak,aynı soyadını taşımak benim için gurur verici bir o kadar da tarifi imkansız bir duygu….
Gerçekten yaşamak lazım, bunu yaşatan rabbime şükürler olsun…
Dayıdan öte,Ailenin Maestrosu,şefi, lideri velhasılı herşeyiydi… Kıvrak zekasıyla bizleri motive edişi, birleştirici kimliği ile bir okadarda kalabalık bir aileyi bir arada tutmak etrafta ve çevrede ALTUNSÖZ ailesinin örnek aile gösterilmesi gıpta ile bakılması onun eseri.
Eserini yaşatmak boynumuzun borcu…
Abim yoktu mesala ama abimdi sırdaşımdı iyi günümde kötü günümde kritik kararlar alacağım zaman istişare merciiğimdi..
Kendine haksızlık yapıldığında bile yufka yüreğini ortaya koyar bizler ahiret gününe inanan insanlarız deyip bizleri teskin ederdi
Hiç bir gücün karşısında kelamını esirgemedi dik durdu hakkı tuttu ve haklıyı savundu.
Çünkü gelecek kaygısı mevki makam koltuk sevdası yoktu…..
O yüzdendirki;
***” Siyasi entrikalar karşısında sözünü esirgemez keskin kılıcını kalemini ve kelamını hak ve adalet için savururdu…..
Son dönemlerde kendisine yapılan haksızlıklar kendisini yıpratmıştı buna birebir şahit olduğum için sessiz kalamıyor gerekenlere cevabını veriyordum burada bile yufka yüreği ile beni tabiri caiz ise frenliyordu..
Velhasılı;
Onu anlatacak sayfalar kalemler yetmez
Eyvallah,bravo, işte bu, deyişin kulaklarımda yankılanıyor daha ????
Açtığı yol yolumuz olacak
Emanetleri emanetimiz olacak
Rabbim bizleri cennetinde buluşturur insallah
Müslüman yürekler bilirim daha
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
Eller bilirim haşin hoyrat mert
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
Her kırışığı sorulacak bir hesabı
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.
Alnı ak, yüreği pak
Hikmet Ehli, Altun Sözlü
Samimi mü’min, Güzel İnsan
Uzatılmadı, Dünya sürgünün
Rahmet olsun sana
Komşu olasın Rasulullah’a
Ânı yaşayan bir kardeşin olarak
Çağırsana beni de yanına
Seni hep Allah Rızası İçin Sevdik ve Sevmeye de Devam Edeceğiz İnşaAllah.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun İnşaAllah…
Sırtımızda küfürlerle gezeriz bir ömür boyu. Bazılarımızın dünyalıktır yükü, bazılarımızın dünyayı kurtaracak merhamet. 30 yılı aşkındır sırtında taşındıklarına şahitliğimiz. Sırtındakiler mi taşıdı onu? o mu sırtındakileri, şimdi daha iyi anladık. İnsanız ve her gün birçok şeyle yoğrularak yaşarız. Geldiğimiz noktalar bazen yolun bittiği yer, bazen Sözün bittiği yer, bazen gözyaşının bittiği yer olur. Biz bir haber aldık 6 Şubat sabahında, yol da bitti, söz de bitti gözyaşı da.
Bir avuçtuk, göklere sığmıyorduk. Cennete olan susuzluğumuzu, Vakıf binalarımızda, kitap evlerimizde gideriyorduk. Sonra büyüdük, Üniversiteli olduk, dağıldık her birimiz yurdun farklı şehirlerine. Dağılan bedellerimizdi, oysa kalplerimiz, Aşkımız dediğimiz İskenderun’unumuzun atardamarlarında atıyordu. Toplanırdık bir vesileyle, bazen yaz tatiline, bazen bayramlara gün sayarak. Gerçek şuki; her toplantımızın merkezinde ep İskenderun’un HİKMET’i olurdu, o varsa toplanmışlığın bir anlamı olurdu, o yoksa eksik olurdu herbir şey. Şimdi anlatabildim mi Neden yolun tükendiği yerde olduğumuzu? şimdi anlatabildim mi neden sözün tükendiği yerde olduğumuzu? şimdi anlatabildim mi neden gözyaşlarının tükendiği yerde olduğumuzu?
Şimdi sen inşaallah Rahman’ın cennetinde, Mavi Marmara destanının aziz şehidi Cengiz ile buluşmanın mutluluğundayken, ben/biz/hepimiz anılarınla avunmaya çalışıyoruz.
Rahmet ola kardeşim, mekanın cennet, makamın âli ola…
Bezm-i elestte ki ruhlar beden içre yaşa durur.
Kimi başın arşa tutmuş, kimi başın taşa vurur.
Kimi gaflet uykusunda, kimi boşa gezer olmuş,
Ahde vefâ kaygusunda üç beş kişi koşa durur. (Merhum, Şevket Kazan)
Allah cc. Hikmet abiye rahmet eylesin. İnşâallah şehiddir. Bizler onun mü’min, muvahhid ve ahdine vefa gösteren bir mücâhid olduğuna şahidiz. Mekânı cennet, makâmı âli olsun….
Hikmet reisimizi yakından tanıma imkanı bulamamanın hüznünü, şehadetinin ardından kendisini tanıyan reislerimizin yorumlarını gördükten sonra daha derinden yaşadım.
Sonrasında Allah’ tan kendim için de böyle bir hayatın sona ermesinin ardından bu şekilde güzel anılmayı murad ettim.
Reisimize Allah’ tan rahmet, kederli ailesine ve Cihannüma ailesine sabırlar diliyorum.
Hikmet Kardeşim
Yola çıkmıştık dünya denilen gezegende nerede ne zaman nasıl başlayacağı bizim seçimimiz değildi. Hayatın baharında kesişmişti yolumuz milli gençlik ortamında Sanki ruhlarımız bezm’i alemde tanışmışta bir birini arayıp bulmuş gibi kaynaşmıştı. Kaderimiz Torosların eteklerinde nimeti bol, külfeti zor koşullarda yoğrulmuş, daha ergen olmadan adam olmayı öğretti bize. Hayalimiz okuyarak büyümek, adam olmak, bize emek, ekmek veren memleketimize hizmet etmekti. Önce insan olmak sonra iyi bir müslüman olmaktan başka bir gayemizde yoktu.
Değerli dostum
zamanını ve mekanını Rabbimizin takdir ettiği dünya yolculunda tanışmaktan, birlikte yol yürümekten, sohbet etmekten onur duydum.Senin yaşamının
ve ölümünün “Hikmeti “ bizlere rehber oldu olmaya devam edecek.Sen deprem nedeniyle erken çıktın yola şüphe yok bizde geleceğiz ardından yine buluşcağız son Peygamberin kılavuzluğunda. Rabbim Rahmetini, Merhametini esirgemesin mekanın Cennet olsun. Peygamberlere komşu olasın.
Hikmet Kardeşim
Yola çıkmıştık dünya denilen gezegende nerede ne zaman nasıl başlayacağı bizim seçimimiz değildi. Hayatın baharında kesişmişti yolumuz milli gençlik ortamında Sanki ruhlarımız bezm’i alemde tanışmışta bir birini arayıp bulmuş gibi kaynaşmıştı. Kaderimiz Torosların eteklerinde nimeti bol, külfeti zor koşullarda yoğrulmuş, daha ergen olmadan adam olmayı öğretti bize. Hayalimiz okuyarak büyümek, adam olmak, bize emek, ekmek veren memleketimize hizmet etmekti. Önce insan olmak sonra iyi bir müslüman olmaktan başka bir gayemizde yoktu.
Değerli dostum
zamanını ve mekanını Rabbimizin takdir ettiği dünya yolculunda tanışmaktan, birlikte yol yürümekten, sohbet etmekten onur duydum.Senin yaşamının
ve ölümünün “Hikmeti “ bizlere rehber oldu olmaya devam edecek. Rabbim Rahmetini, Merhametini esirgemesin mekanın Cennet olsun.
Mehmet Uysal
26.02.2023
Cihannüma ailesinin kıymetli bir değerliydin be abi.Cumartesi akşamı zoom üzerinden Hasbihal etmiştik,nereden bilebilirdik bunun son görüşmemiz olacağını.Bizler senden razı idik Rabbim de razı olsun.Cihannüma ailemize,senin ailene sevenlerine Rabbim sabır versin.Mekanın Cennet,makamın âlî olsun.Daima gükeryüzlü hatırlayacağız seni ve dualarımızda unutmayacağız.
HİKMET ALTUNSÖZ’ÜN ARDINDAN…
Hikmet kardeşimi Cihannüma Derneğimizin kuruluş çalışmaları vesilesi ile 2013 yılında tanıdım. Ben İstanbul Milli Gençlik Vakfı, o da Ankara Milli Gençlik Vakfı tedrisatından geçtiği için yıllardır tanışıyormuşuz gibiydik. Bu da yetiştiğimiz ocağımızın bizlere sağladığı güzel bir hasletti.
Herkesin üzerinde ittifak ettiği mütebessim çehresi ile hep hatırlayacağız onu. Yine hayırlı işlerde öncü olması, dava adamlığı, gençlere adanmışlığı, mütevazi ve sade bir hayatı tercih etmesi gibi güzel ve örnek hasletlerinden dolayı, dilden dile, gönülden gönüle, nesilden nesile aktarılmayı hak ediyor.
2018 yılındaki genel seçimlerde aday olan Abdülkadir ÖZEL kardeşimizin seçim çalışmalarına destek ve moral için İskenderun’a gittik. Tabi ki Hikmet kardeşimi aradım, geleceğimizi söyledim. Bizi havalimanından aldılar, gün boyu ilgilendiler, o bölgenin bir lezzet durağında ikramda bulunup, akşam da havalimanına bizi bıraktılar. Dediğim gibi aramızda daha önce güçlü bir ilişki olmamasına rağmen, benim geliyoruz demem yetti.
Hikmet, whatsupp grubumuzda oldukça aktifti. Yine daha önce tanımadığı Levent Ali YILDIZ ilede bu mecrada tanışıp, kırk yıllık arkadaş gibi birbirlerine takılmaları, muhabbet etmeleri dikkatimi çekmişti.
İskenderun ziyaretimiz esnasında yemek yerken bu durumu -Levent Ali’yle daha önce tanışık olup olmadığını – kendisine sordum. Oda WhatsApp üzerinden tanıştığını bana söyledi. Biz de bir hatıra olsun diye yemeğin videosunu çekip Levent Ali’ye göndermiştik. Amerikaya giden bir arkadaşını Newyork’da ikamet eden Levent Ali’ye yönlendirdiğini, bu vesile ile iletişimlerinin güçlendiğini söylemişti. Birbirimizi daha yeni tanımamıza rağmen, ortak tanıdıklarımız ortak duygularımız, MGV, Erbakan hoca sevgimiz birbirimizi yıllarca tanıyormuş gibi hareket etmemize vesile olmuştu.
Şimdi kendime kızıyorum. Neden en az haftada bir kez de olsa kendisi ile telefon ile hasbihal etmediğime, yarenlik etmediğime…
Ah be Hikmet abi; her güzel insan gibi erken gittin bu zalim dünyadan.
Yirmili yaşlarımızdaki en büyük arzumuza kavuştun, şehadet şerbetini içerek gittin,
Yarin ile gittin,
Can paren ile gittin,
Bu depremde vefat eden vatandaşlarımız içerisinde en yakinen tanıdığım sendin,
Yüreğimizi yakıpta gittin…
Sen önden gittin…
Orta okul ve lise yıllarımızda bize hem öğretmenlik hem abilik hemde babalık yapan zorda olana kol kanat geren yüreğide kendi gibi güzel merhamet dolu koca yürekli hocam Bize doğru yolu göstermek için elinden gelenin fazlasını yapan ender insanlardan biriydi.Allah senden de ailenden de razı olsun insallah Hikmet hocam mekanınız cennet olsun inşallah amin
Hikmet hoca, Selma hoca.. kıymetleri, değerleri kelimeler ile zor anlatılır.. Haklarında yazılacak çok şey var. Rabbim onlara rahmet eylesin.
Ailemiz için bayramlarda, büyüklerimiz ziyaretlerinde ilk sıralardalardı. Samimiyetleri ve duruşları ile bizlere canlı örneklerdi. Allah onlardan razı olsun.
Hikmet hoca, ziyaretler için sözleştiğimizde kapı önünde beni bekletmeyen ama ben her toplantıya geç kaldığımda işte gerçek MGV’li geldi esprisini patlatan, İYC yurduna AGD ekibi olarak gittiğimizde ‘Eyvah yıkım ekibi geldi’ esprisini her defasında esirgemeyen, zamanımızı kıymetli kılan değerli abimiz.
Yazılacak çok şey var, ne kelime yeter ne cümleler..Ben cümleleri toparlamakta çok güçlük çekiyorum. Bizler onlardan razıyız.. İnşallah onlarda bizden razılardır.. Rabbim bizleri cennetinde tekrar kavuşturur inşallah..
Bitti dünya sürgünleri Hem Selma hocamızın hem Hikmet hocamızın .Vardılar bu dünyada varmak için uğraştıkları yere,ne güzel insanlardiniz ,hayatıma sihirli değnekle bile dokunulsa sizin biraktiginiz kadar iz birakamayacak,Biz sizden razıydık Rabbim de sizden razı olsun inşallah,sizi görünce Allah ,peygamber geliyor aklımıza derdik yine tebessüm edip yine espiri patlatirdiniz,2000 Yukarıgoklu lisesinde yön verdiğiniz tüm bir sınıf sayenizde üniversite sınavını kazanmıştı,Sizin olmadığınız bir dünyaya güneş her sabah doğarken içimi tarifsiz acılar kaplıyor .
Hikmet Abim,
Sürekli görüştüğüm ve dertleştiğim güzel ağabeyim.
Her görüşmeden sonra o kadar mutlu oluyordum ki anlatamam.
Yeri doldurulmaz bir insan ve ağabey.
Allah rahmet eylesin,Mekanı cennet olsun.
Hüseyin DOĞAN/Şanlıurfa
HİKMET EHLİ
“Selam” cümlesi ile başlamış ve “Abim, bizim öğrencilerden bir tanesi Altındağ Boyacı Ali Camii’nde gözlüğünü unutmuş, camii hocasının telefonunu bulabilir miyiz” şeklinde talebi iletince, kendisine şaka yoluyla takılmış “Hatıra olarak anlatmak için bunu not almak lazım” demiştim. Hatırayı aktarmak şimdiye nasipmiş.
Cihannüma olarak uzun dönem yürüttüğümüz görev hasebiyle çok sık görüşmelerimiz olurdu kendisi ile. Ezber bozan “kaynak geliştirme”lere katkısı oldu hep. “Kısıtlı imkanlarla üşenmeden, ertelemeden vazgeçmeden ve küçük/büyük, fazla/az demeden elinden geleni değil gereğini yapan Hatay” dediğimizde teşekkür cümlelerini unutmak mümkün değil elbette.
“İlim Yayma”nın gönül iklimindeki hoş bir esintide yürüdü hep Hikmet Altunsöz. İnsanlığa karşı sorumluluk bilincini yerine getirme, hayırlı insan olma, bir gayeye bağlanma, içinde bulunduğu topluma değer katma ihtiyacını hissederek; “Zorlukla beraber kolaylık vardır” anlayışını benimseyen ve Rabbinin rızasını her şeyin üstünde gören bir insan olarak yaşadı. “Vefa insana verilmiş en büyük nimettir” sözü çerçevesinde bir arada olduğumuz buluşmalara, “vefa”yı içinde hissederek katıldı, dile getirdi.
Yolda olmak ile yoldan geçmek arasındaki büyük farkı bilerek Cihannüma içinde görevler aldı. Üniversite yıllarında Ankara’da yürüttüğü ortaöğretim çalışmalarıyla, gençlerin “Önce ahlak ve maneviyat” ikliminde yetişmesine vesile oldu. Milli Gençlik kuşağında; “Her şey hayalle başlar, bunun temelinde inanç yatar” diyen Erbakan Hocamızdan aldığımız ilhamla; fikri, iradesi, söyleyecek sözü olan, 2071 ve 2453 hedefindeki “bir binanın tuğlaları gibi” omuz omuza yola koyulan kardeşlerle yürüdü.
Uzak şehirlerde olsa bile, gözlüğünü camide unutan öğrencisini sevindirmenin derdini taşıyan, yetiştirmek için gayret gösterdiği öğrencilerin sadece eğitimleriyle ilgilenmeyen, ihtiyaç sahiplerinin sadece karnını doyurmanın yetmediğini bilen bir kardeşimizdi Hikmet Altunsöz…
İnsanların aklını ve gönlünü de doyurmayı hedefleyerek; yardımsever insanları, dünya meselelerine sadece cüzdanlarıyla değil, gönüllüleriyle de bakmaya çağırdı sözüyle, yaptıklarıyla, hayatı ile…
Sorumluluk sahibi olmayı; yaşadığı topraklardan başlamak üzere, mazlum coğrafyaların yürek çırpıntılarını duymak olarak anladı. Taviz vermeyen dava inadını yol azığı yapıp, dinleri değiştirilmeye çalışılan mazlumlara, ekmek, su ve sağlık götürülen mazlum coğrafyalara, ilim, fikir, doğru düşünce ve sağlam bakış açısı da taşıdı.
Davasının delisi bir kardeşimizdi Hikmet; “Öğretmem” değil, “Öğretmen” idi. Gelecek nesillere “yerli ve millî” olmanın, bağımsız ve sömürüye karşı durmanın gereğini hatırlattı hep…
“Soğuk nevale” ve “Sinameki” ifadesi, Hikmet Kardeşimizin o güzel tebessümünde bütün anlamlarını yitiriyordu.
En kritik, toplantılarda, genel kurullarda, yüz yüze ya da online sohbetlerde tebessümü eksik etmeyen, ismi ile müsemma Hikmet’in bizde bıraktığı izlenimlerden birkaç tanesi bunlar…
Cihannüma Genel Merkezimizdeki salonun kapısına, tebessüm eden resmi ile “Hikmet Altunsöz Salonu” tabelasını astığımızda; “Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi” ayet-i kerimesini hayatına yansıttığına bir kez daha şahit olmuştuk.
Hikmet Altunsöz, şairin ifadesiyle; “Esas meselemiz, her yönüyle Müslümanca bir hayatı göze alıp, sonuna kadar götürebilecek inanç kuvvetini elde bulundurmaktır” cümlesinin karşılık bulduğu insandı biiznillah. “Gönülleri fethetme gayretiyle sürdürmeli hayatını insan”, “İyi insan olmalı ama bunu ispatlamaya çalışmamalı” anlayışında, “Zorla birini sevemeyeceği gibi, sevmediği kişilere de seviyormuş gibi davranmamalı” harbiliğinde, çözüm yolunun “Merhamet, fedakârlık, infak ve dayanışmadan geçtiğini” bilerek yaşadı…
Cihannüma Dernek tüzüğümüzün ikinci maddesinde ifade edildiği gibi; Adalet, Ahlak, Hikmet, Emniyet, Hürriyet “zaman ve mekândan bağımsız olarak ulaşmayı amaçladığımız” ortak hedeflerdir. Adın da adındaki anlam da hemen yanı başımızda… Yanı sıra sabır, şükür, ümit, vefa… Bunlar bizim evimizdir, özümüzdür, sözümüzdür.
Senin ve ailenin mekanı cennet bahçeleri olsun.
Rabbim bizleri de hayrı ile yaşayan ve hayrı ile hatırlananlardan etsin.
Mekanlara kıymet katan içerisindeki kıymetli insanlardır..
Kıymetini yitirmiş mahzun, karanlık, kimsesiz şehirden yazıyorum…
24 gün oldu yitikten bu ana.. 24 yıl gibi uzun süren 24 gün… kısa süreli uykularımızda oldu uzun süren dalmalarımızda.. yerde, arabada, çadırda, konteynırda, sağda-solda, farklı şehirde yatakta da uyuduk.. değişmeyen tek şey var; gözlerim kapanırken yüreğimdeki sızı, Hikmet Hocamın çok hoşuna giden bir espriden sonraki kesik kesik samimi gülüşü, Rümeysa’nın çocukken utanarak gözünü kaçırıp gülüşü, Selma Hocam, Hilal, Kutay, Ayhan abi, İbrahim, İsmet Uğur Amca, Serdar abi… şerit… bitmeyen şerit… acı şeridi… ve rüyalar.. insan bilinçliyken kendini durdurabiliyor.. başka konuyu düşünmeye çalışıyorsun ve başarıyorsun.. ama bilinçaltı öyle değil ki.. rüyalara sözün geçmiyor.. kelimeler düğümleniyor..
Vay Hikmet Hocam.. şöyle bir baktımda hakkında yazılanlara Yiğitti demişler.. Vallahi yiğittin.. zaman mekan gözetmeksizin, karşındakinin makamından, gücünden etkilenmeksizin doğru olanı KÜT KÜT söylerdin.. eğmeden-bükmeden-eğilmeden-bükülmeden… “Bir dakka ya o öyle değil” dediğin an herkes bilirdiki o öyle değil…
çok zekiydi, organize ediverirdi demişler.. Vallahi inanılmaz bir ince zekaya ve organize kabiliyetine sahiptin.. bir çok yapacağımız işi istişare ederdik öncesinde ve öngörülerin hep tutardı..
hiç hesabı, beklentisi olmazdı demişler.. Vallahi hesap yapmadan bir beklenti içerisinde olmadan Sevdin DAVANI ve DAVAN için Sevdiklerini.. Hocamızın dediği gibi “ne yaptıysan Allah Rızası için yaptın” biz şahidiz.. o gayretlerinden maddi bir amaç gütseydin ardından servetini konuşuyor olurduk.. mevki makamları defalarca elinin tersi ile nasıl ittiğini gören şanslı kullardanız.. bizlere inanılmaz büyük dersleri miras bıraktın..
Haksızlığa ve zulme karşı duruşu dik, tavrı net, sesi gür demişler.. Vallahi öyleydi şahidiz.. Siz Umredeyken bir yürüyüş tertip etmiştik ve yürüyüş sonunda attığımız sloganlardan rahatsız olan bazı arkadaşlar terslik yapmıştı.. geldiğinizde bu olayı öğrenip çok kızmıştınız ve eğer ben orada olsaydım size bu lafları söylettirmezdim, o meydanı onların kafasına geçirirdim demiştiniz.. varlığınız GÜÇTÜ bize, yokluğunuz çok güç..
Dün bir kermes gördük, depremzedeler için yapmışlar.. hanım ağlamaktan konuşamadı uzun süre.. Selma Hoca olmadan nasıl kermes olur ki, nasıl sohbet yaparız, nasıl toplantı yapılabilir, nasıl yaşarız.. yaşananları unutup yaşayabilecek miyiz bir daha? Sizlerin yokluğunu kabullenip normal olabilecek miyiz acaba? Bu yüreğimizdeki acı geçecek mi hiç? Gidelim Ankara’ya Suna teyzeye İdris Amcaya gidelim bir görelim ellerini öpelim diyor. Meryem’e Feyza’ya gidelim diyor.. nasıl gidilir ki.. nasıl göz göze gelebileceğiz ki onlarla? Nasıl söyleyebileceğiz ki içimizdeki fırtınaları onlara? Ben iskenderunda denedim. Sait abiyle bir şey olmamış gibi yaptım sıkıca elini tuttum.. cesaretimi topladım Yusuf abiyi de aradım.. bir vesile Beşir amcaya da sarıldım ama Babana gidemedim Hocam.. tam yanına vardım kalbim daha fazla yaklaşamayacağımı haykırdı bana.. arabaya koştum hızla uzaklaştım sanayiye doğru son sürat..
Ya Rabbi! Ben Hikmet Hocamın da Selma Hocamın da tertemiz Rümeysa kızımızın da i’lâ-yi kelimetullah için gayret ettiğine ŞAHİDİM.. Mallarıyla Canlarıyla yoluna kurban olduklarına ŞAHİDİM.. Ümmetin derdiyle dertlendiklerine ŞAHİDİM..
Onların kabirlerini Cennet Bahçesi eyle.. bizlerin de canını onlar gibi İSTİKAMET üzerindeyken al Ya Rabbi.. onlar o pazartesi kalkabilselerdi hergün yaptıkları gibi Senin rızan için bir kalbe dokunmaya çalışacaklardı, bir ilim meclisinde Hakkı tavsiye edeceklerdi, bir zulmü yok edebilmenin, bir mazluma sahip çıkabilmenin hesabını yapacaklardı..
MERYEM – FEYZA:
ANNENİZ sadece sizin değil Ümmetin gençlerinin ANNESİYDİ, ABLASIYDI.. BABANIZ sadece sizin değil Ümmetin Gençlerinin BABASIYDI, AĞABEYİYDİ.. Rabbim Cennetinde buluştursun inşallah…
Mekanlara kıymet katan içerisindeki kıymetli insanlardır.. kıymetini, kıymetlilerini yitiren şehirden yazıyorum…
Allah’a Emanet..
Adı gibi Hikmetli, soy adı gibi sözü altın gibiydi. Sayfalarca yazsak güzel insanı anlatmaya kelimeler kifayet etmez.
Allah rahmet eylesin, özledik…
Özledikçe yazılanları okuyorum, okudukça elhamdulillah son güne kadar beraberdik diyorum. Yiğitliği , dik duruşu , davası , kibarlığı ve en çok da şehitliğe olan sevdası. Sen hayaline kavuştun biz ise boşluktayız . Depremden 16 gün önce son buluşmamızda İskenderun’daki gerçek dostlar diye bana bahsettigin 4-5 kişi ilk andan itibaren enkazın başındaydı. Sen olacakları bilir gibi o gün herşeyden bahsetmiştin. Ben ise hayırdır abi vedalaşıyor muyuz devir mi ediyoruz dediğimde sadece gülmüştün. Evimiz ağır hasarlı ne yapacağımız nerde yaşayıp nerde çalışacağımız belirsiz en zoru da arayıp abi ne yapalım diye soramıyoruz . Senin sorunlara bakışın hep farklıydı.
Abi kaybederiz dediğimde kaybedersek mağlup olan biz olmayız demiştin. Şimdi biz seni kaybettik reis vallahi gözümden yaş akarken utanıyorum. Sen en büyük hayaline , herkesin bu adam hangi makamın peşinde diye merak ettiği tek makama kavuştun elhamdulillah. Sen böyle mutluyken bize ağlamak yakışmıyor kızma , kaybettik ama mağlup olmadık. Yengemiz selma hanımın da yeri hepimizde ayrıdır . Hakkına çok girip abimizi meşgul ettik . Ya rabbi Rümeysa kardeşimizin de şehitliğini kabul eyle ben en çok da Rümeysa olmak isterdim . Dünya iyisi anne baba ile cennet yolculuğuna da birlikte çıkmak ne büyük şeref. Geride kalan Meryem ile Feyza ise aynı Hikmet ile Selma gibi zorluğa karşı dimdik ayakta elhamdulillah. Bize senden geriye o naif gülüşün ve hatıran kaldı. Hakkını helal et şehidim . Her zamanki gibi hadi Allah’a emanet selamın aleyküm.
Rabbım rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Hikmet reis 5şubat saat 15.00 sıralarında mesaj göndermişti.Vefa ziyaretlerini ihmal etmeyelim diye. Bizde arkadaslarla ziyaretteydık. Aradım kendısını. Müsaitsen reis ikinci ziyerettte görüntülü arasam olurmu dedım. Hay hay tabı bekliyorum dedı. Yarım saat sonra bir ögretmen emeklisi abımızı zıyarete girdik.Aradık görüntülü konustuk. Doyamamıstık muhabbete. On dk gıbı olmustu. Gülen yüzü tatlı dili.nasıl unutulurkı.O gece sabaha karsı hikmet reisden paylaşım bekledım. Olmadı malesef. Uzun sürdü bekleyiş bir süre sonra malum haber paylasıldı.Gözyaşlarımla duamı birleştirdim. Rabbım cennetinde bulustursun bizleri
Kıymetli Hikmet hocama Allah’tan rahmet diliyorum. Buraya çok uzun yazmalıyım ama onun gibi değerli, kaliteli bir hocamızı anlatmaya kelimeler yetmez. Tebessümü, nezaketi, samimiyeti ve yardımseverliği asla unutulmaz. Ondan çok şey öğrendik. Biz ondan razıydık, Allah da razı olsun bize kattıkları için, ülkeye kattıkları için. Onun ışık saçtığı yollarda binlerce genç yürümeye devam ediyor, devam edecek. Mekânı cennet olsun. Her zaman kalbimizde olacak.
Kıymetli Hikmet abime ve ailesine Allah’tan rahmet dilerim. Rabbım mekânlarını cennet, makamlarını alî kılsın. Orhan Ateş Hocam vasıtasıyla tanıştığım dava adamı, yardım sever, dirayetli bir dosttu. Biz ondan razı idik, Allah(cc) da razı olsun. Rabbim Hz peygambere komşu eylesin.
Hikmet Ağabeyim, canım abim. Güler yüzlü abim.
Seni bu güzel camia içinde tanıdım, sonrasında Cihannüma yönetimin de daha da yakından tanıma fırsatı buldum. Her zaman verdiğin fikirler ve yerinde söylediğin sözlerinle örnek oluyordun. Güler yüzün hiç eksilmiyordu. “Malik Kardeş”diye sözlere başlaman babacan tavrın, hep aklımda. Ahh hikmet abim ah.. Rıza reisim ile beraber Karaman,Mersin,Adana ve Hatay ziyaretlerin de sana misafir olmuş herşeyi ince düşünmüştün. En son havalimanında bizi yolcu ederken Koca Reis kendisine verilen hediyeyi sana vermek istemişti ve sen “ hayatım da ilk defa içinde bulunduğum STKlardan hediye veren değil hediye alan oldum Malik Kardeş bu anı hatıra olarak çekermisin” demiştin; ve o anki mutluluğun da gözlerimin önünde.
Depremin olduğu sabah Kahramanmaraştaki akrabalarımı aradıktan sonra sen geldin aklıma. Aradım. Telefonun çalıyordu. Uzun uzun çaldırdım sonra dedim ki Hikmet abi şimdi koşturuyordur o nede olsa dönüş yapar demiştim ve 5 dk sonrasında gruplarımızdan geldi haberin.
Dua ettim, dua ettik, ama buluşmamız cennete kaldı abim. Allah senden ebeden razı olsun. Rabbim mekanını cennet eylesin. İnşallah cennette de bir arada oluruz. Emanetlerin emanetimizdir.
Üniversite yurdunda tanıştım Meryemle. Her evden gelişinde iki üç gün hüzünlü gezerdi. Yurtta bol bol sohbet ederdik, herkes ailesini anlatırdı işte o sohbetlerde tanıdım Hikmet abiyi Selma ablayı Rümeysamızı. Meryem gözleri parlayarak anlatırdı, hepimiz maşallah çekerek hayranlıkla dinlerdik. Yurdumuzun favori ailesiydi. Zamanla Meryemle sıkı dost olduk,kardeş olduk Allah’a hamdolsun. O anlattıkça sadece aile bağlarının kuvvetli oluşuna değil Hikmet abinin Selma ablanın davalarına olan tutkularına, yorulmak nedir bilmeden çalışmalarına, herkese her yere yetişmek için koşturmalarına hayran kaldım. Yüz yüze tanışmayı rabbim bana nasip etti, şükürler olsun. Evlerinden taşan samimiyeti hangi kelimelerle anlatsam eksik kalır. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi karşılandım. Ailenin bir üyesiymişim gibi muamele gördüm, hiç unutamıyorum. Selma ablamın insanı rahatlatan ses tonu, sıcacık muhabbeti hâlâ kulaklarımda. O akşam muhabbet ederken Hikmet abi elinde iki kitapla girdi odaya. Kitapları çok sevdiğimi duymuş, unutmamış, şaşırdığım bir incelikle bana hediye etti. Meryem’in ince düşünceli hali anne ve babasından geçmiş meğerse. Ömrümde onlar kadar gönlü zengin insan tanımadım. Evlilik kararı aldığımda bana bir ihtiyacın var mı biz burdayız demişlerdi. Hiç unutamıyorum. Ben kızlarının arkadaşıydım ve sadece bir kere yüz yüze görüşmüştük. Ellerinin yetiştiği herkese yardım etme derdine düşmüş mükemmel insanlardı. Tek gayeleri Allah’ı anlatmak onun rızası için yaşamaktı. Pandemide daralan yüreğimizin imdadına Selma ablamın sohbetleri yetişti. İçimizi açtığı gibi bir de sohbet sonunda katılan herkese ismen teşekkür edecek kadar nezaket sahibiydi. Rabbim bu nasıl bir nahiflik. Bende bıraktıkları etki öyle güçlüydü ki kendimi sorgulamama nasıl yaşamam gerektiğini düşünmeme vesile oldu. Yıllarını birlikte geçirdiği halde hayatına hiçbir etkisi olmayan insanlar olduğu gibi bir de sadece duruşlarıyla, yaptıklarıyla, bir cümleleriyle hayatına dokunan bambaşka bir pencere açan insanlar vardır. İşte bu ikincisi olma hayalini Hikmet abi ve Selma abladan öğrendim. Rabbim onlardan razı olsun. Sohbetleriyle, esprileriyle insanın gönlünde sevgi bağı kuran, davalarına olan bağlılıklarıyla, müslümanca yaşamaya örnek halleriyle kurdukları bu sevgi bağını Allah’a yönelten yegâne insanlardı. Vefat haberlerini okuduğumda inşallah şehit olduklarından bir gram şüphe etmedim. Böylesine değerli bir hayat ancak bu güzel makamla uğurlanmayı hak ederdi. Ümmet için çırpınışlarına biz şahidiz. Mevlam mekanlarını cennet eylesin. Bıraktıkları boşluğun derinliğini bildiklerinden belki de, her anlamda kopyaları olan iki güzel evlat bıraktılar, ikisi de benim kardeşim. Rabbim cennetinde buluşmayı nasip etsin bizlere. Amin.
Onu sadece 3 yıl tanıdım ama tanıdığım günden itibaren ona çok büyük bir saygı duydum. Bu 3 yıllık süreçte verdiği öğütler bir tecrübe ağacından meyve koparmak gibi hissettiriyordu. Hikmet Hoca bana bu kısa süreçte bir idol ve yol gösteren oldu. Allah rahmet eylesin, eksiği kapanmaz.
Sevgili hocam, değerli öğretmenim;
Size elveda demiyorum,bilâkis görüşmek üzere. Yüce Rahman’ın huzurunda,hiçbir hüznün olmadığı o esenlik diyarında. Dilerdim ki bu dünya hayatında sizinle ve Selma ablamla daha çok görüşelim,ailecek daha çok vakit geçirelim. Depremden henüz bir hafta önce bizdeydiniz.Bir dahaki sefere sizin evinizde görüşmek üzere ayrılmıştık. Sizleri son görüşüm olduğunu nereden bilebilirdim… Bu dünya güzel insanların muhabbetine doyabilmek için fazla kısa. Rabbimden cennet bahçelerinde sizlerle doya doya muhabbet edebilmeyi diliyorum.
Fen lisesinde okurken bir din kültürü öğretmeninden çok gençlere rehber niteliğindeydiniz.Odak noktası dersler ve notlar olan bir okulda bunu başarmak herkesin harcı değildir. Sürekli okurdunuz,geniş bir dünya görüşünüz vardi.Sizi elinizden eksik olmayan, en fazla 3 4 günde bitirip yenisine başladığınız kitaplarınızla ve mütebessim,güven beren çehrenizle hatırlıyorum. Sınıfa her zaman selâm aleyküm diyerek girerdiniz.Hâlâ kulaklarımda yankılanıyor. Ayağa kalkmamiza izin vermezdiniz,yalnızca Allah’ın huzurunda kıyamda durmamızı istediğinizden mi? Çok kişinin hayatına ve kalbine dokundunuz. Söylediğiniz sonsuzluk türküsü o hayatlara miras kaldı.
Canım hocam, ne söylesem eksik kalır. Sizler dünya uykusundan ahirete uyandınız Selma ablam ve Rümeysa ile.Meryem ve Feyza bize emanetiniz. Mütevazilikleri ve mümin duruşları sizi ve Selma ablami hatırlatıyor. Bizim de dünya uykumuz bittiğinde cennet bahçelerinde buluşmayı diliyorum…
‘ Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim …’
TOSÇELİK Fen Lisesi denilince akla gelen ilk isim: Hikmet ALTUNSÖZ. Kıymetli Hocam, sizin için yazacak o kadar çok şey var ki nereden başlasam bilmiyorum. Fransız düşünür Voltaire ” Senin gibi düşünmüyorum ama düşüncelerini özgürce ifade edebilmen için elimden geleni yaparım.” demişti 19. yy. da . İşte siz hem okulumuzun hem bölgemizin Voltaire’ i oldunuz. Entelektüel birikiminiz, insancıllığınız, dostluğunuz, yardımseverliğiniz, yetişebildiğinize Hızır gibi yetişmeniz… Sizinle dünyaya farklı pencerelerden bakıyorduk ancak baktığımız açıdan görmek ve bulmak istediğimiz noktada insan vardı. İnsan , ortak noktamızdı. Ve ortak noktası insan olan bireylerin uzlaşmaması mümkün değildi. Uzlaşıyorduk. Sizinle on dört yıl çalıştık, on dört yıl boyunca her sohbetinden bir şeyler öğrendiğim, düşünce dünyamı zorlayan, geliştiren nadir insanlardan biriydiniz. Hocam , Hikmet Hocam, kitap, film , dizi, yazı önerilerinizi artık yapmayacak mısınız? Kırmadan, incitmeden artık eleştirmeyecek misiniz? Bilmiyorum gidişiniz çok ağır oldu. Gidişinizle yaratmış olduğunuz boşluk doldurulabilecek bir boşluk değil. Dünya kıymetli bir sakinini, eğitim camiası önemli bir üyesini, okulum özverili bir öğretmenini, öğrencilerim doğru bir rehberini kaybetti, ben ise çok sevdiğim ve saydığım bir dostumu kaybettim. Yattığınız yer incitmesin , Allah’ın rahmetinde olasınız Hikmet Hocam.????
Sevgili Hikmet hocamız onun kıymetini anlatacak kadar güzel kelimeler sarfedebilirmiyiz bilemiyorum.Halfeti Yukarigöklu lisesine geldiğinde hepimiz sanki bir karanliktaymisizda gelişi ile bizi aydınlattı o körpe yıllarımizda sevgili eşi Selma ablamizla bize rehber oldular arkadaş oldular ışık oldular yüreğimizde öyle yer ettiler ki yıllar geçse de ilk günkü gibiydi yüreğimizdeki yerleri o yüzden gidişleri bizi bir o kadar üzdü.Ama kendisi ve eşi öyle güzel insanlardaki davalarina o kadar sadiklardi ki Rabbım onlara insAllah şehitlik bir makamda bu dünyadan aldı.Ne yazsam kifayetsiz kalacak biliyorum hem hüznümüzu anlatmaya hem de kıymetlerini anlatmaya sözü yormadan Rabbimden niyazim duam Hikmet hocamizi eşini ve sevgili kızını cennetinin en güzel yerinde ağırlasin bizi de onlarla komşu eylesin .(Amin)Rahmetle ,sevgiyle, saygıyla hep anılacak hocamız.
Çok kıymetli Hikmet hocam ve Selma abla. Okulda bir çok öğrenci ile fotoğrafını çeken biri olarak her fotoğrafta yüzünde tebessümü eksik olmazdı. Öğretmenimizdi ama kasaba da (Yukarıgöklü Lisesi) bir çok kişinin gönlünü kazanmış abimiz gibiydi. Onun öğrencisi olmak bir onur. İyi ki bizim hocamız oldu. İyi ki yollarımız kesişti. Söz verdim sizi ziyarete gelirim diye. Gelemedim, içimde tarifsiz bir burukluk. Ertemek çok acı verdi…
İki kelam duayı sevdirip öğreten canım hocam. Biz senin hakkını ödeyebilir miyiz bilmem. Biz razı idik senden. Rabbim de senden razı olsun. Selma abla ile de tanışma fırsatım oldu.
Öğrencileri için çok emek ederdi. Sürekli verme taraftarı idi. Hayatlara dokunma… Çok şükür bizlerde hocamızdan öğrendiğimiz gibi hayatlara dokunmaya gayret ediyoruz. Bazen bir karıncanın minik adımları gibi. Ama niyetimiz belli.
Bu güzel yorumların hatıra olarak kalması için vesile olanlara teşekkür ederim.
Meryemciğim, sana ve kardeşine sabırlar diliyorum.
Rabbim, kıymetli hocamı, Selma ablamızı ve kızlarını rahmeti ile kuşatsın.
Hocam, çiçeklerini koluna takmış cennette koşuyorsun……….
Hikmet hocam, ne zaman telefon açsak gelir, bir bardak çayla muhabbetin dibine vururduk anımızı kıymetlendirirdi ne güzel insandın Hikmet hocam hala da öylesin öyle de kalacaksın emanetlerin emanetimizdir seni çok arayacağız hocam dualarımız sizinle yattığınız yer cennet mekan olsun peygamberimize komşu eylesin rabbim sizi
Selam, cümle dostlara, kardeşlere…
Hikmet Altınsöz hocamla 2000 yılında, İskenderun’da, Murat Erdoğan kardeşimizin babasının baharatçı dükkanının önünde yine onun vesilesiyle tanışmıştık. İlk aklımda kalan elinde bir kitap vardı. Daha sonra bu tanışıklık dostluğa dönüştü. Ne zaman bir derdimiz olsa, Allah ondan ve onu yetiştirenlerden razı olsun, imdadımıza yetişir, halledebilirse kendisi halleder, değilse yol gösterir, delalette bulunurdu. Bir şekilde muhakkak yardımcı olurdu. Belki de ailesinden daha çok dostları, arkadaşları için yaşamıştır desek yanlış olmaz. Evine çok geç gitmesi, belki ailesini bir parça ihmal etmesi bundandır dense yeridir.
Çok cömertti, her fırsatta yemek yedirmeyi severdi. Herkesin özelliğini, o anki ihtiyacını bilir, başkalarının haberi olmadan, o kişiye yardım ederdi. Verdiğini geri almak için değil, öylesine verirdi. Kerîmdi. Ondan hep iyilik ve yardım gördük.
Bir sorun gördüğünde, yoldan geçerken bile olsa, insanlık adına muhakkak müdahale ederdi. Adam aldırma çek git demezdi. En olmaz gibi görünen müşkülleri bile bir selamla, bir espriyle tatlıya bağladığı, hallettiği müşahede ettiğimiz ona özgü karakteristik bir özellikti. En kritik zamanlarda, zor durumlarda, ordaki insanları organize edip işleri normalleştirir, ortamı düzenlerdi.
Karşısındaki kim olursa olsun, haksızklık gördüğünde muhakkak kalkıp sözünü söylerdi. Bir şerh düşerdi. Bazıları bundan rahatsız olsa bile o bu özelliğini hiç bırakmadı. Bu yönüyle de cesur bir insandı.
Espriyi sever, insanlarla bu sayede hemen kaynaşırdı. Son esprisini de dünyayı bize bırakarak yaptı. Allah ondan razı olsun ona, eşine, kızına ve cümle geçmişlerine rahmet eylesin.
Ölümünden sanırım üç gün sonra onu rüyamda gördüm. Görüşemeden gittiği için üzülüyordum.
Bu rüyadan uyanınca elhamdülillah dedim, çok ferahladım. Rüya şöyle:
Depremden sonraki günlerden Allahu alem 3.gün sabah bir rüya gördüm. Dediler ki Hikmet hocam sabah 7.20 de filanca yerden arabaya binecekmiş.her sabah bizim okulunun önünden yürüyerek anayola iner ordan arkadaşının arabasına binerdi. Bazen selamlaşır, konuşurduk hakikatte de. Onu göremediğim için üzülüyordum. Dedim ben onu orda gider görürüm. Sonra birden Hikmet hocam peyda oldu, sarıldık, kucaklaştık. Yüzü hep mütebessim. Sonra ayrıldı gidiyordu. Arkasından seslendim, Hocam dedim hep böyle yapıyorsun, bırakıp gidiyorsun( espri ve nazdı benimkisi). Ben böyle deyince geri döndü yüzü hep gülüyor. Cebinden iki anahtar çıkartıp bana verdi ve yine gülerek yürüdü gitti.( Rahimehumullah ecmain.)
Rüyamı anlattığım halam, iki anahtarı, geride bıraltığı iki kızı olarak yorumladılar.
21/03/2023
Muhammet Yiğit
Paşa Karaca AİH. Lisesi
Meslek Dersleri Öğretmeni.
İskenderun / HATAY
Öğrencilerinin kalbine, zihnine girmeyi her şekilde başaran, onların kitaplardan tutun da izlenmesi gerekli film önerileri ile hayatta doğru yolu bulmaları konusunda ışıkları olan, vizyon sahibi misyonlarını yüklenmiş birer birey olmaları yolunda öğretmenliğini ibadet aşkıyla yapmayı meslek edinmiş,
dava adamı olarak gönlümüzdesin.
Yüzündeki eksilmeyen tebessüm, karşısında kim olursa olsun değişmeyen nezaket ile her şartta mazeretsiz, çözüm odaklı düşünen, sonuçlar ortaya çıkarabilen, birleştirici bir karakter, haksızlığın ve zulmün karşısında hiç korkmayan,
eylem adamı olarak gönlümüzdesin.
“Safta durur iken farklılık yok, farklılıklar icraatlar da” diye konuştuğumuz omurgasız duruşların ortadan kalkabilmesi için hep dimdik durduğumuz Allah yolunda yaptığımız çalışmalarda safları toparlayıp güçlendiren, İnsanların her işine koşan ve sıkıntılarının çözülmesine yardımcı olan,
teşkilat adamı olarak gönlümüzdesin.
Dava yolunda herkesten çok çalıştın çok yoruldun. Arkadaşlığı, dostluğu, kardeşliği seninle yaşamak bize bu kadar nasipmiş kardeşim. Dünya sürgünü tamamladın. Rahmana kavuştun. Biz senden razı idik. Rabbimde senden, kıymetli eşin ve değerli evladından razı olsun Mekânınız cennet olsun.
Ben Milletim uğruna adamışım kendimi
Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.
Zulüm Azrail olsa, hep Hakk’ı tutacağım
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.
Selam olsun şehidimize ve şehidemize. sen 1998yılında yukarı göklüye bir işik gibi doğdun bende bu ışık dan payıma düşeni almak istedim ve bir öğrencisi olan Vakkas maviğök aracılığı ile tanıştık o andan itibaren başladı.bu dostluk beraber bir çok gençin yüreğine dokunduk ders halkalarımızla pikniklerle gezilerle kitap okutarak ok şuyorduk o minik kalpleri bir çok genç katıldı bu nurlu kervana hiç unutman bir Ramazan yardim kolisi yaptık fakirler için herkes namazda iken bizler ekipler halinde dağıtıyorduk benle hocam da benim arabamlaydık birden bir ses hükmet koli dağıtıyor dedi biz başladık gülmeye Hikmet hoca diye hükmet hoca diyordu kadın bizler günlerce hükmet hoca diye espiri yaptık daha nice anılar yüreklere dokunmak nasıl olmalı derseniz cennet kardeşim Hikmet altunsöze sormalı derim yüzün tebessüm eksik olmayan asla kırıcı olmayan dostluk kardeşlik islam adına ne ararsanız ona vermiş rabbim biz ailecek görüşürüz biz ondan razı olduk rabbim de ondan razı olsun deprem sabahı ilk aradıklarım dan di ama telefon çalıyor açılmıyor bu defalarca sürdü aklıma Said kardeşi geldi aradım ikincisinde açtı o an yüreğim yerinden fırlayacak sandim hüzünlü bir ses tonu ve o an yıkıldım hiç kırık çöktü boğazıma ve bıraktım kendimi boğuk ağlamaya insan dostunu arkadaşını kardeşini kayıp edinçe çok garip bir düşünce o an ilk düşündüğüm yarabbi beni onunla cennet arkadaş eyle çünkü insan dostuna doymayınca ebedi hayattaki cennete bırakır muhabbetin eksik kalanını son olarak sizlerle depremden önce konuştuğumuz bir konuyu anlatacak sendika secimi vardı aradım kayıp ettiğini söyledi boş ver dedim ama o çok güvendiğim arkadaşlar dan dolayı kayıp ettim dedi çok dokunmuştu bu ona biraz teselli ettim ama işte arkadaştan yana alınan yara insanı yıkıyor kendini dünya için satanlar menfaat için satanlarla dolu makam için satanlar dedim evet dedi yarama tuz bastın dedi ama dost açi söyler dedi iyiki dertleştik dedi o an bende en az o nun Kadar üzüldüm ihanet çok kötü gerçekten bizde hesabi ahirete bıraktık işte böyle dostluklar ebedidir iyi ki hayatımıza ğirdiniz güzel insanlar ayrıca geride bıraktığınız Meryem ve Feyza da inşallah bizlere emanetler cennet kardeşim Hikmet altunsöz biz sizlerden razı idik rabbim de sizlerden razı olsun inşallah cennete buluşuruz kardeşim
Hikmet hoca Yukarıgöklü lisesinde 2000 yılında tanıştık. Şuan düşünüyorumda böyle bir insan dersime girip hocam olduğu için çok büyük bir kısmet olmuş bana. Bazen keşke daha erken ortaokul yada ilkokulda tanışsaydık. Ufkumuz daha erken açılır daha
farklı olabilirdi. Ama bunada şükür hiç olmayabilirdide.
Rotamızı bulmada müdahale etmeden nasıl öncü rehber olunur. Görerek yaşadık.
Seni Allah için sevdik razı olduk. Allah ta seni sevsin razı olsun inşallah
Hikmet hocamı 2001 yılında y.goklu lisesinde tanıdım.sayesinde ilk defa camide bir ders halkası dersine girmiştim.Bir gün bana bir soru sordu
Şahin bir şeyi öğrendiğinde ilk olarak ne öğrenmiş oluyorsun dedi
Cevaplayamamıştım.
Ilk olarak daha önce bunu bilmediğini ogreniyorsun dedi.sınıfça gülmüştük. Hocam çok felsefik oldu dedik.Ayreten çok gayretlı olduğunu zamanla fark ettim.Çünkü o kısıtlı imkanlarla bize dünyanın evrende ne kadar yer kapladığını ve Allahın sonsuz kudretini anlatabilmek için babamın yanında gazeteden bir uzay haritasını almak için kupon biriktirmişti.
Vefat ettigi icin degil ondan öncede gercekten ara ara bir cok ortamda isminden bahsettiren bir hocamızdi Mekani cennet olsun
Tüm dostlara selam olsun. Ben HİKMET kardeşimi geç tanıdım. 1999 yılında Doğu hizmetimi tamamlayıp memlekete/ İskenderun’a geldiğimde Hikmet gibi bizi erken bırakıp giden Murat Erdoğan kardeşimin vasıtasıyla tanıştım. Benim için kısa süren bu 23 yıllık dostluk ve kardeşliğe , bir çok anı sığdırdık Elhamdülillah.
Hem meslektaşım, hemde Sivil Toplum Kuruluşlarında ki yol arkadaşlığından dolayı hep mutlu oldum. Dünya telaşından çok sık görüşemesekte onun bu şehirde olduğunu , lazım olduğunda hazır olduğunu bilmek bana hep güven vermiştir.
İHH ‘da iken bir çok programda beraber hazırlık yaptık. İHH ‘ nın YETİM İSTİŞARE Toplantısı için Samsun yolculuğumuz ise unutulmaz anılarımdan biri olarak kalacak.
Bir çok dostu onun için çok güzel ifadelerde bulundular. Arkadaşları Hikmet için neye şahitlik ettilerse bende tümüne şahitlik ederim.
Güzel ,onurlu ve Müslümanca yaşadı. Allah’ın izniyle Cennet ile mükafatlandırıldı. Ne desem az. Sözün bittiği yerdeyim. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun, bizleri de cennetinde tekrar bir araya getirsin İnşallah.
Abdullah MÜFTÜOĞLU
Paşa Karaca İHL Matematik Öğretmeni
Rabbim mekanınızı cennet eylesin inşallah Hikmet Hocam, eminim ki seni tanıyan dostlardan hiç kimse “İşte çok şükür bizim aileden, akrabalardan kimse vefat etmedi çok şükür.” diyememiştir bir yumruk olup oturmuştur gırtlağına o cümle, çünkü bizim abimiz, kıymetlimiz En Sevgilisine kavuştu. Biz senden razıydık Rabbim de sizden razı olsun. Her yönüyle bir entellektüel, bir aksiyoner, bir düşünce adamı, bir dost, ağabey. Ne mutlu ki senin gibi güzel bir can ile yollarımız buluşmuş, her duamızda sana da bir yer var. Sana selam olsun, seni çok arayacağız ağabey.
Her insanın yaşamı boyunca iyiki dedikleri olmalı,işte benimde iyikilerime eklediğim en büyük değer adı gibi hikmet sahibi HIKMET ALTINSÖZ..Böyle muhteşem bir insanı nasıl anlatırım bilmem bir abi bir baba kaybettik tek tesellimiz ise şehit olarak bu hayatta veda etmesidir ..mekanın cennet olsun HIKMET hocam iyki yollarımız kesismiş
Ahh be hocam,
Neler yaşadık beraber, neler öğrendim sizden, ne zorluklar atlattık beraber, nasıl savundunuz beni her yerde her koşulda, nasıl değer verdiniz bana, nasıl da öğrettiniz bize doğruyu, iyiyi, güzeli… Biliyorsunuz pek dindar bir insan olamadim ama bildiğim her şeyi de sizden öğrendim. Ne zaman aklıma kötü birşey gelse kulağımda sizin seniniz `Bize yakışmaz`.
Nasıl öderim hakkınızı? Mümkün mü böyle bişey? Hangi dinde, kültürde, gelenekte böyle bir hak ödenir? Nasıl teşekkür edebilirim ki size? Bir değil bin sayfa yazsam yetmez. Neye, hangi birine teşekkür edebilirim ki? Boğazım düğüm düğüm, yüreğim ciğerim yanıyor, söner mi, sanmam. İşte sizin öğrettiğiniz gibi bize düşen güzel bir sabır ve teslimiyettir.
Demek ki insanlar böyle ölümsüz oluyormuş. Birilerinin hayatına dokununca, hayatlarını değiştirince, doğruyu güzeli öğretince kalplerde yaşanıyormuş. Nerede olursam olayım, ne yaparsam yapayım sizin sözleriniz hep kulağımda olacak ve ömrümün sonuna kadar size minnettar olacağım.
Her şey için teşekkür ederim…
Selamunaleykum
Söze başlamak hiç bu kadar zor olmamıştı. Yazamadım bi türlü elim gitmedi. Ama hep okudum. Tekrar tekrar okudum. Okudukça ferahladım. Hamd ettim. En çok da gurur duydum. Tanıyordum, biliyordum ve en
yakından şahittim yaşayışlarına fakat başkalarından dinlemek,okumak bu süreçteki
en büyük tesellimiz oldu. O yüzden bu fikri
ortaya atanlardan da, zaman ayırıp
yazanlardan da Allah razı olsun.
Sözün sonu nereye gider bilmiyorum ama
bunca yazılanlar arasında nasıl bir baba olduğundan bahsedilmezse eksik kalırmış
gibi hissediyorum.
Çok yoğundu, davası büyüktü, çok koşturdu
çok yoruldu yarım asırlık ömrünü yüz yıl gibi yaşadı. Peki bu süreçte ailesine nasıl vakit
ayırdı?Onun zaman kavramı çok başkaydı.
Aynı âna çok fazla şeyi sığdırmayı başarırdı.
Hani boş durmazdı ya müslüman.. Tam olarak öyle yaşadı. Onun bomboş durduğu tek bir an görmedim. Enkazdan çıkarıldığı an hariç! Battaniyeye sarılı getirdiklerinde ilk defa öyle gördüm onu. Hikmet Altunsöz böyle yatmaz dedim! Hem de ona en ihtiyaç duyulan
zamanda. Kalk babam dedim. Sana çok ihtiyacımız var.. Kalkmadı. Ama kalkmayan cesediydi.Eminim o güzel ruhu telaş içinde
yine bir şeylerle meşguldü…
Çok iyi bi dinleyiciydi. Bunca yoğunluğunun arasında saatlerce bir şeyler anlatsak dinlerdi. Gözlerimizin içine bakardı dinlerken. Çok basit
bir şey bile anlatsak üzerine çok güzel tespitler yaparak yorumlardı. Öyle kıymetli hissettirirdi
ki bize kendimizi..
En güzel rehberdi. Her şeyimizi danışırdık ona. Her konuda yol gösterirdi. Gösterdiği yollar
hep güzelliklere çıkar, en doğru kararları yine o verirdi. Günlük kıyafet kombinini babasına danışan kaç kız sayabiliriz ki mesela 🙂 Nice önemli zoom toplantılarının ardında gösterdiğim kombineleri işaret diliyle yorumlamışlığı vardır.
“Kızım sonra bakarız” da diyebilirdi. Ama hiç ertelemedi bizi. Hep önemsedi.
Çok güzel sır tutardı. En yakın arkadaşlarımıza anlatamadığımızı bile anlatırdık ona. Öyle rahatlardık ki sonrasında gerek bile kalmazdı başkasına. Biz anlatmadan bile anlardı bazen. “Meri gel bakalım” diye seslendiğinde karşısına oturtur “anlat” derdi. “Neyi?” diye soramazdım bile. İlkokulda sıra arkadaşımla yaptığımız yer kavgasını bile anlatmışlığım var 🙂 ciddiyetle dinleyişini ardından okuluma gelip arkadaşımla konuşup aramızı düzeltişini asla unutamam mesela..
Çok okurdu. Kolilerle kitap alıp okumadan kitaplığa yerleştirmezdi. En fazla 3-4 güne bir kitap bitirirdi. Enkazdan da en çok kitapları çıktı zaten. Ufkunun,vizyonunun bu kadar geniş olmasının sebebi de buydu muhakkak.
Onun gibi bi öğretmen olmaktı en büyük hayalim. Öğrencilerine olan ilgisine hayran kalır,bazen de kıskanırdım. Ufacık sorunlarını bile kendine dert edinir ve mutlaka bi çözüm yolu bulurdu. Şimdi o öğrencileri bize kol kanat geriyor. Abla,abi,kardeş oluyor. Öyle anılarını anlatıyorlar ki şaşıp kalıyorum. Nasıl bu kadar fedakar olabilir bi insan diyorum.
Üniversite tercihi dönemleri evimiz dolar,babamın telefonu hiç susmazdı.Tercihini yapmış olduğu hiç bir öğrencinin mutsuz olduğuna şahit olmadım. Öğrencileri gittikten sonra da bırakmaz gittikleri yerde mutlu olmaları için çabalardı.
Üniversiteden tatile memlekete gelen öğrencilerinden evlerine uğramadan bize geldiklerine de çok şahit olduk mesela.
Ömer Faruk abimiz vardı (Allah rahmet eylesin) vefat ettiğinde babamın ilk defa sesli bir şekilde ağladığına şahit olmuştum. Uzun süre etkisinden çıkamamıştı,çıkamamıştık. Ben ölsem kaç öğretmenim bu şekilde ağlar diye düşünmüştüm. Ancak bir baba evladı için böyle ağlayabilirdi çünkü. Öğrencileri de manevi evlatlarıydı zaten..
Dostluğunu anlatmaya lüzum yok çünkü burada çok güzel bahsedilmiş. Sadece şunu söylemek isterim ki her çocuğun en büyük güvencesi ailesidir. Babasıdır. Baba yoksa endişeler artar. Ama bizim endişemiz de yok elhamdulillah. Sanki ölmeden önce tek tek arayıp bizi bir çok kişiye emanet etmiş gibi hissediyoruz. Öyle güzel dostluklar kurmuş ki her bir dostunu gördüğümüzde onu görmüş gibi oluyoruz. Endişelerimiz azalıyor ve güvende hissediyoruz. Bir baba evlatlarına daha güzel ne bırakabilir ki?
Hamza yürekliydi. Her daim hakkı savunurdu. Kimseyle tartıştığını görmedim ama eğer tartışmışsa muhakkak ortada bi adaletsizlik, haksızlık olurdu. Kimseyle nefsi için tartışmazdı. Karşısındakinin makamını(!) asla önemsemezdi.Doğru bildiğinden şaşmaz karşısındakine göre şekil almazdı.Tüm uyuyanları uyandırmaya tek bir uyanık yeterdi ya hani babam o uyanıklardan biriydi. Hazır ol da değildi rahat da durmadı!En basitinden ben KPSS’ye girdiğimde sınav Hatay merkezdeydi ve bu Hatay’ın diğer ilçelerindeki insanlara büyük bir eziyetti. Belen’de trafik olması sebebiyle bir çok kişi sınava girememişti. Sadece benim sınava girdiğim okulun önünde en az on öğrencinin sınava geç kaldığını görünce ben sınavdayken hemen bi radyo programına konuk olmuş acilen bu problemin çözülmesi gerektiğini ifade etmiş. Ardından da peşini bırakmayıp sınavların İskenderun’da yapılmasını sağlamıştı. “Bir yerde bir yanlış gördüğü zaman, sessiz kalmak irfanına dokunur”du çünkü.
Tüm bu telaşlarının içinde ailesini asla ihmal etmezdi. Her yaz Türkiye’nin belli bölgelerini gezdirirdi. Rotayı oluşturur şehirleri belirler bizden de o şehirleri araştırmamızı ister şehri gezdirdikten sonra da şehir hakkında bir şeyler yazmamızı isterdi. Kendi boş durmadığı gibi bize de bunu aşılamaya çalışırdı. Şehirleri bomboş gezmenin bi anlamı yok Bakarken görebilmek mühim derdi. Herkes bakar çünkü. Görebilmek çok başka..
Bazen çok yorulurduk. Acelemiz ne derdik. Onun acelesi varmış meğer..
Nasıl bir baba derken diğer rollerine de değinmeden edemedim. Çünkü tüm rollerinde en iyisiydi. Birinden bahsedince diğerleri eksik kalırdı. Mesela nasıl bi eş olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez . Bir defa olsun birbirlerine kırıcı bir söz söylediklerine şahit olmadım. Elbet ufak tefek tartışmaları oluyordur ama bize hiç yansıtmadılar. Çok sevdiler birbirlerini. Birlikte gitmek istediler hep. Öyle de oldu. Öyle güzel bi sevgi mirası bıraktılar ki bize kendileri gitse bile bizim sürgünümüz bitene dek yeter bize sevgileri hamd olsun.
Dünyanın en şanslı kız çocuklarıydık.
Annem eş konusunda “Ahlak-ı Muhammedi ile vasıflanmış, evsaf-ı Muhammedi ile evsaflanmış…” diye dua edermiş. Anneciğimin kabul olmuş en güzel duasıymış bence babam. Çünkü bize davranışı Efendimiz’in(sav) Fatıma’sına (as) davranışından farksızdı elhamdulillah. Üç kızım var cenneti garantiledim inşallah derdi bi kızını da alıp gitti Refîk-i Âlâ’ya..
Rabbim cennetinde sevdiği,örnek aldığı Peygamberimize ve Ashab-ı Güzin’e komşu eylesin. Bizlere de onlar gibi bir ömür yaşayıp onlar gibi dünya sürgünümüzü tamamlamayı nasip etsin. Son olarak merak edip sormaya çekinen dostları için şunu söylemek istiyorum.
-Biz çok sorguladık çünkü- Nasıl öldüler, canları yandı mı ,bi şey hissettiler mi son sözleri neydi gibi…
Allahualem elbette ama uykularında gitmişler.
Yataktan hiç kalkmamış,uyku pozisyonları dahi değişmemişti. Öyle bir sallantıda uykusu çok hafif olan babam için bu mümkün değildi. İlk günler bunun nasıl olabildiğini sorgulayıp dururken Allah razı olsun dayıcığım Zümer suresinden bi ayeti hatırlattı bize:
“Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında (bilinç kaybına uğratır). Ölümüne hükmettiklerinin canlarını alır, diğer canları da belli bir süreye kadar bedenlerine salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır.”
Ders alabilenlerden olalım inşallah.Rabbim sürekli bize “ Siz ölümlerine değil yaşamlarına odaklanın!” mesajını gönderdi zaten. Yerle bir olmuş enkazdan sadece ufak tefek sıyrıklarla burnumuz bile kanamadan çıktıysak elbet bir sebebi var. Bu hayat yeniden bize bahşedilmişse bir sebebi var. O sebeplere layık olabiliriz inşallah. Feyza’mla birlikte dua eder,dua bekleriz…
Vesselam.
Selamunaleyküm Güzel anneciğiniz benim için çok kıymetli onu tüm kalbimle çok seviyorum.. bana kuran okumaya öğreten namaz kılmayı.. güzel ahlakı ve yaşayışı ile örnek olan çok değerli canım ablam ???? annesiz büyüyen bir kız çocuğu olarak 30 yaşımda bile imrendiğim hayal ettiğim güzel bir anneydi rabbim ondan razı olsun. Canım Meryem acınızı kalbimde hissediyorum her daim aklımda ve dualarımdasınız.. yine güzel günlerde hayırlı işlerde bir arada olabilmek duasıyla.. Meryem Feyza sizi Rabbime emanet ediyorum canlarım. ????
Sevgili kardeşim , meslektaşım sendeki huy güzelliğinin nereden geldiğini yazılanları okuyunca daha da iyi anladım.Ne mutlu ki böyle güzel bir aile de yetişmişsin.Allah annene babana kardeşine cennet kapılarını açsın sana ve kardeşine de sabırlar versin.
Hikmet Altunsöz…
Ayrı ana Ayrı babadan abimm 10 yıldır tanıdığım 5 yıldır yol yürüdüğüm verdiği kararlardan emin olduğum Ayrı bir değer nadir kişilik …bizleri yetiştirmek için az emek vermemiştir. Çocuklarımın Hikmet amcası eşimin Hikmet abisi..nasıl anlatsam şaşırdım yasanmisligimiz o kadar çok ki her olayda her zaman diliminde farklı bir ders çıkardık bakış açısından. Dava adamıydı vesselam Allah ın dinini Resulullahin sünnetini Islamin sancağını kendine dava edinmiş bu yolda bir ömür tüketmiş hassas bir Müslümandı Rabbım sorduğunda biz şahidiz ..
Yine bana en güze meziyeti nedir deseler
Bildiği ve inandığı doğruları savunmak için makam mevki hatır kar zarar hesabı yapmadan fikrinin ve zikrini arkasında sonuna kadar durmasiydi derim..eğilip bükülmeden
Son olarak
Ben bu depremde öz abimi yengemi ve yeğenlerimi kaybettim aynı zamanda Hikmet abimi de kaybettim şöyle bir bakıyorum içime acilarinda eksik fazla yok aynı derece de acıtıyor
Rabbim çok sevdiğin Hz.Peygamber efendimize komşu eylesin..
Sevgili Hikmet hocam, düşüncelerinizle bizi aydınlattınız, bizlere yol gösterdiniz. Şu hayatta kendime örnek olarak aldığım nadir insanlardan birisiniz. Biz Tosçelik Fen Lisesi olarak size çok şey borçluyuz. Gidişiniz çok ağır oldu bizim için. Sizin yokluğunuz
her zaman hissedilecek. Umarım kabriniz aydınlık olur. Rabbim mekanınızı cennetin en güzel köşesi eylesin. Dualarımız sizinle.
Deprem mi ağır geldi senin gidişin mi bilmiyorum. Bir kaç gün aramayınca büyüklere düşer aramak deyip ince ince gülüşünü özlüyorum. La oğlum bir gün senle nasıl kavga edeceğiz biz merak ediyorum derdin. Yalan dünyada bir kavga bile edemedik. Göçtün gittin. Arkanda bize bıraktığın bir sürü nasihat,birazcık akıl,bitmez bir ağıt.
Elhamdülillah. Ömrünün son döneminde sana yoldaş,kardeş olmayı Rabbim nasip etti bize.
İnsanın hem yüreğine hem aklına dokunan birileri, birisi daha gelir mi bilmem ama kötülüğün ruhuna işlediği bu şehirlere diğergamlığı bayrak edinmiş Hikmet daha gelmez.
Kötülüğün ekser iyiliğin ender olduğu bu topraklarda senin gibi kuyruğu dik,yüreği temiz dahiliğini Hakka adamış deliyi çok arayacağım,arayacağız.
Müslümanız Elhamdülillah elbette yaşamak kadar ölüm de hak.
Yaşıyoruz dostuna dost düşmanına düşman.
Bıraktığın yerde .
Rabbim bizi cennetinde de kardeş etsin
Hikmet Hocam, Canımız hocamız. Okula daha kayıt yaptırdığım gün yanımdaydınız. Attığımız her adımda, başarımızda başarısızlığımızda, hastalığımızda, en ufak canımız sıkkın olsa yanımıza gelir yardım ederdiniz. Sadece hocamız değil babamız gibi ilgilenirdiniz bizimle. Hep yanımızdaydınız şimdi de kalbimizde nereye gitsek bizimle geliyorsunuz. Allah sizden razı olsun, biz sizden çok razıydık. Sizi asla unutmayacağım.
Sizle ilk defa 10. sınıfın başında karşılaşmıştık hocam. Derslerimizi hep sizinle birlikte işleyeceğimizi düşünüyordum. Hayat her en değişebilen bir değişken olduğunu unutmuşum. Eğer 2. döneme başlayabilseydik normal bir şekilde pazartesi ilk iki saatimiz sizeydi. Sizinle konuşmalarımız, bizim isteklerimizi elinizden geldiğince yapmaya çalışmanız, sorunlarımızı dinleyişiniz… Hocam biz sizden razıyıdık her zaman da razı olacağız. Sizinle okulda bir daha görüşemesek de sizi asla unutmayacağız. Okula ve bize bıraktığınız izler çok büyük. Rabbim mekanınız cennet eylesin. Dualarımız sizinle hocam. Sizi çok özleyeceğiz
Tanıdığım birisini bana sorarsanız onu size anlatırım.Nasıl.l birisi olduğunu,nelerden hoslandığını,adını,sanını…
Ama konu Hikmet hoca olursa insan sarrafı da olsanız maalesef elinizden bir şey gelmez.Hikmet hocayı anlatamazsınız.Onunla muhabbet etmemiş,onunla tartışmamış,onunla beraber kafa kafaya verip düşünmemişseniz tanıyamazsınız.Hikmet hoca adete bir güneş gibidir.Hayatınıza girdiği anda aydınlık güzel bir sabahla karşılar sizi.Sıcacık ve bı o kadar büyük birisidir.İnsana o denli huzur verir ki yeni doğmuş yavru kuşlar bile onun elindeyken titremezler.O kadar yumuşaktır ki Hikmet Hoca pamuklar bile ona hayrandırlar.Onu bir çiçeğe benzetemezsiniz o topraktır her bir çiçek artık ondan sonra yetişir onunla beslenir.Bizler de çičeğiz artık ama bu bizim iyi insanlar olmamızdan değildir çünkü toprağımız Hikmet Hocadır.Her gündüzün bir gecesi vardır en güzel günlerin bile bitimi.Maalesef ki bizler en güzel günümüzün gecesine girdik.Artık o güzel güneş gökyüzünde değil belki.Belki güneş hiçbir zaman bir daha o denli sıcak olmayacak ama kalbimizi ısıtan güzel insan kalbimiz hiçbir zaman soğumayacak senin yerin her zaman ışıklar içinde olacak.Bize ışık olduğun için teşekkür ederiz.Işıklar içerisinde uyumam dileğiyle…
Merhaba, ben Hikmet hocanın en son görev yaptığı lisede son sınıf öğrencisiyim. Kendisiyle en son okullar tatil olmadan birkaç gün önce tamamen tevafuk eseri kütüphanede ders çalışmak istediğimde karşılaştım. Son sınıf olduğumuzdan dolayı çoğu arkadaşım dershanelere gidiyor okula gelmiyorlardı. Bende kimse olmayınca kütüphaneye inmek istemiştim bu arada Hikmet hoca kütüphaneden sorumlu hocamızdı. En son orada konuştuk. Son dersti çıkmadan önce tahtaya birkaç şey yazmak istemiştim. Yazdığım şeyler de inanıyorum ki tevafuğun birer kanıtıdır. ” Birazdan ölürüz belki sen her yazdığımı veda say. Şehit Abdulkadir Güler, Kuş ölür sen uçuşu hatırla. Füruh Ferruhzad. ” Bu iki sözü yazmıştım. Bunların üstüne başka hiçbir şey yazmak istemiyorum. Sadece şunu söyleyeceğim hocam. Söylediğin şeyler aklımda. Asla da unutmayacağım. Sen hayatın anlamını çözdün ve öyle gittin. Hayatın anlamı sana yazılan tüm satırlarda gizli. Sen arkanda çok güzel seyler bırakarak gittin. Aslolan şey de budur. Evet, seni çok özledik bu bir gerçek ama bir gün benim de erişmek istediğim makama erişip şehit olduğun için mutluyum hocam. Nurlar içinde uyu.
Sevgili Hikmet Hocam, sizin ölüm haberinizi duyunca inanmakta çok güçlük çektim çünkü hep aklımda Tosçelikten mezun olunca ziyarete geleceğiz sizle olan anılarımızı anlatacağız gülüp sarılacağız olarak hayal ederdim.Hayatımıza çok güzel düşünceler, amaçlar bıraktınız. 2 yıl boyunca sınıf öğretmenimizdiniz ve o kadar güzel rehberlik derslerimiz olurdu ki. Herkesle ilgilenmeye çalışır, sorunlarımıza çözüm arardınız. Sizi unutmayacağız. Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun.
Hocam,ilk öncelikle her şey için teşekkür ederek başlamak istiyorum size. Çevrenizdeki herkes için gösterdiğiniz çaba o kadar hayran olunasıydı ki her zaman güzel bir şekilde hatırlanacağınıza eminim. Gidişiniz çok beklenmedik çok yaralayıcıydı. Sizin için mutlu olduğum bir konu ise her zaman yaşadığınız süre boyunca elinizden geldiğinin en iyisini yapmak oldu,her konuda… Biliyorum ki gittiğiniz yerde mutlu olacaksınız çünkü bunun için çok çabaladınız,huzurla uyuyun.
Çok kıymetli büyüğümüz. Abimiz. Hocamız. Canımız. Sensiz bir değil bin eksiğiz. Her daim bilgi ve birikimlerini heycanla merakla dinlediğimiz. İdol abimiz. Bu deprem seni aramızdan aldı ama sen hep gönlümüzde olacaksın. Belki birgün bir daha karşılaşacağız. Ve kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sohbetine bilgisine doyamadığımız can hocamız. Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun güzel insan…
Haberi aldığımda gerçek olduğunu anlayamadım.
Sizinle sadece bir dönem ders işledik fakat hayatıma çok fazla şey kattınız. Derslerinizde yaptığınız sohbetler, bizi teşvik ettiğiniz araştırmalar, özellikle de beni adımla değil de uzun saçlı diye çağırmanızı asla unutamayacağım. Bu sene önümüzdeki sene sizinle ders işleyeceğimiz için çok mutluydum fakat nasip olmadı. Dilerim gittiğiniz yerde mutlu olursunuz. Eminim ki mutlusunuzdur da…
Sizi çok özleyeceğiz…
Görmüştüm onu ,Hikmet Altınsözü kütüphanede.
Bizi etütdeyken bir sunum için çağırmışlardı. Bu sunum günümüzde pek olmayan meslekler hakkındaydı. Sunumu yapan da oydu. Gözlerindeki ışıltılı mutlu sesi tüm kütüphaneye yayılmıştı. Konu konuyu açtı kitaplara geldi. O kadar önem veriyordu ki kitaplara resmen bütün serileri , kitapları almaya çalışmıştı. Kitapları alıp getirmeyenler olmuştu, ona rağmen yeniden alırdı kitapları. Sırf diğerleri de okusun diye.
Ama şimdi
Alamayacak bize kitap.
Diğerlerine de kitap okusun diye yardım edemeyecek belki,
Gözlerindeki ışıltı ile anlatamayacak bir daha o kitapları okumamızı istediğini
Çünkü artık başka bir yerde
Fakat
Tosçelik onu unutmayacak , onun kitabını yazacak , kitaplar okuyacak ve Hikmet Altınsözü’nü saygıyla anacak..
Sevgilerle..
Görmüştüm onu ,Hikmet Altınsözü kütüphanede.
Bizi etütdeyken bir sunum için çağırmışlardı. Bu sunum günümüzde pek olmayan meslekler hakkındaydı. Sunumu yapan da oydu. Gözlerindeki ışıltılı mutlu sesi tüm kütüphaneye yayılmıştı. Konu konuyu açtı kitaplara geldi. O kadar önem veriyordu ki kitaplara resmen bütün serileri , kitapları almaya çalışmıştı. Kitapları alıp getirmeyenler olmuştu, ona rağmen yeniden alırdı kitapları. Sırf diğerleri de okusun diye.
Ama şimdi
Alamayacak bize kitap.
Diğerlerine de kitap okusun diye yardım edemeyecek belki,
Gözlerindeki ışıltı ile anlatamayacak bir daha o kitapları okumamızı istediğini
Çünkü artık başka bir yerde
Fakat
Tosçelik onu unutmayacak , onun kitabını yazacak , kitaplar okuyacak ve Hikmet Altınsözü’nü saygıyla anacak..
Sevgilerle.
Hikmet Hocam ,
hayatımda yapı taşı insanlardan biriydiniz. Sizi ilk tanıdığım da böyle iyi biri olabileceğiniz aklımın ucundan bile geçmezken kudretinize ve şefkatinize gönülden inanmıştım bundandır ki sonradan size olan inancım arttı. Sıradan bir insanın asla yapmayacaklarını yapabilen birisinden bahsediyoruz. Yaptıklarınıza çoğu kez “Nasıl yahu?” dedim ,yaptıklarınıza aklım bile ikna olamıyordu. Sanki tüm dünyayı karşınıza ; hikmetinizi,şefkatinizi ve iyiliği de arkanıza almış bu kutsal değerleri asil bir savaşçı gibi koruyordunuz. Önyargıların hayatımızdan kaldırılması gerektiğini sizden öğrendim. Kötü olan şeyleri iyiye kullanmayı, iyiyi koruyabilmeyi, doğru yolu göstermeyi sizden öğrendim. Daha sizden öğreneceğim çok şey vardı..
Şimdi bildiğim tek şey hayatımda bir daha sizin gibi büyük bir insanla tanışamayacak olmam. Mekanınız cennet bunu biliyorum , gönlünüz de hoş olsun hocam biz sizden razıydık. Selametle…
Çok kıymetli hocam , başkanım.. Çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun . Hikmet hocamın huzur veren sesi ,güven veren yüzü her zaman bellegimizde olacak . Rabbim kalanlarına sabırlar versin . Meryem’im güzel kızım acını tüm kalbimle hissediyorum . Rabbim sana ve kizkardesine tez zamanda güc kuvvet şifa nasip etsin . Şunu bildiğine eminim güzel Meryem’im anne ve baba bir çocuk için en büyük kısmettir . Kendini böyle teselli et güzel kızım . Sen doyamadın blirim ama bu noktada ne kadarda şansliydin . Sana bakıp işte Hikmet hocamın kızı :Hikmet hocama bakip işte Meryem’in babası dedigim bir sürü hatıram var
Ne güzel bir aile reisi ne güzel bir baba ne güzel bir öğretmen ve ne şifa gibi bir abi idi .. Ruhu şad olsun .
Allah bazen karşınıza öyle insanlar çıkarır ki varlıklarına şükür edersin biz hep Altunsöz ailesiyle komşu olduğumuz için şükür ettik…Allah un bizler onlardan razıydık sende razı ol inşallah.. Mekânları cennet ruhları şad olsun…
Allah bazen karşınıza öyle insanlar çıkarır ki varlıklarına şükür edersin biz hep Altunsöz ailesiyle komşu olduğumuz için şükür ettik…Allah ım bizler onlardan razıydık sende razı ol inşallah.. Mekânları cennet ruhları şad olsun…
Hikmet Hocama…
Kıymetli hocamla tanışıklığımız 2,5 sene evveline yani yeni atandığım dönemlere denk geliyor. O zamanlar benim için yeni atanmış öğretmenlere yardım etmeye çalışan sendika başkanıydı. Bu süreçte kimi mesaj kimi arama yoluyla birkaç kez konuşma fırsatım olmuştu. Hocamı asıl tanıma sürecim 2022 yılında norm nedeniyle Necip Fazıl Kısakürek Ortaokuluna gidişimle başladı. Bu okulda ilk başlarda Hikmet Hoca’nın kızı sonralarında ise en yakın arkadaşım diye tanımladığım Meryem’imle tanıştım. Zamanla ilerleyen arkadaşlığımızda o hep ailesini anlattı ben hayranlıkla dinledim. Benim gözümde kusursuz mükemmel bir aile. Evlerine misafir oldukça bunu gördüm ve aile yapılarına imrendim. Birbirlerine karşı saygıları sevgileri anlatılamayacak kadar güzeldi. Hikmet Hoca’yı Meryem’den dinlemek kadar güzel başka bir şey varsa o da Hikmet hocayla karşılıklı sohbet etmektir. Baba kız ilişkileri her genç kızın hayalini kurduğu bir ilişki belki de kat kat fazlasıydı. Güler yüzü, sıcacık, samimi dili, insana huzur veren ses tonu hep akıllarda kalacak cinstendi. Ben onun sonsuz bir merhamet ve şefkatten oluştuğunu düşünürdüm. Elinde olsa herkesi kucaklayabilecek kadar koca yürekli biriydi. Bu kısa süreçte gerek yüzyüze gerek Meryem aracılığıyla kıymetli tavsiyelerini, tesellilerini hiç eksik etmedi. Yarıyıl tatiline girmeden son kez misafir oldum evlerine, kendimi ailemin yanında hissettiğim şahane saatlerdi ve son kez olduğunu bilmeden bol sohbetli kahkahalı muhabbetimizi ettik. Ve benim için çok değerli bir hediyesi oldu hayatım boyunca kitaplığımın en güzel yerinde duracak bir hediye. Tatil dönüşü kitabı okuyup üzerinde sohbet ederiz diye kendi kendime planlar yapmıştım. Hayat bir kez daha planlar yapacak kadar uzun olmadığını gösterdi bize. O yüzdendir ki kıymetli hocamın boşa gitmiş tek bir dakikası olmamış, Meryem anlattıkça şaşkınlıkla dinler ben yorulurdum bir günde yaptığı işlere. Bu dünyadan bir Hikmet Altunsöz geçti ve ne mutlu ki tanışmak, sohbet etmek bana da nasip oldu. Hayatımıza öyle ya da böyle dokunduğu için, en çok da Meryem gibi dört dörtlük bir evlat yetiştirdiği için sonsuz teşekkürler. Acınız bir yakınımdan daha az yakmadı canımı, bundan sonraki varlığınız da hep dualarımda olacak. Rabbim mekanınızı cennet etsin Hikmet amcam, Selma teyzem ve Rümeysa kardeşim????????…
Kim demiş her şeyin bitişi ölüm,
Destanlar yayılır mezarımızdan…
-Mehmet Akif İnan-
Bir öğretmenden daha fazlasıydı Hikmet hocam. Kimi zaman abi, kimi zaman lider… Abimin okuldan hocasıydı ben daha o zamanlar küçüktüm ama adını hep duyardım. Acaba bir gün benim de öğretmenim olur mu, diye düşünürdüm bazenleri. Oldu da nitekim. Bütün öğrencilerinin gönlünü fethetmişti. Gönlü zengin, yüzü her zaman güleçti. Belki çok fazla vakit geçirme fırsatım olmadı ama gidişine inanmak da, yokluğuna alışmak da çok zor bizim için.
Bu dönemin sonunda vedalaşırken “Görüşmek üzere hocam.” demiştim, onu son görüşüm olduğunu bilmeden. Evet, belki Hikmet hocamı bu dünyada göremeyeceğim. Ama o, kalplerimizde yaşamaya devam ediyor. Onu hiçbir zaman unutmayacağız.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun…
Söyleyin ona kardeşin özler seni
Konuğu oldun düşlerinin
İkram edermiş sana hasretlerini
Billuru oldun gözlerinin
Çocukluk çağlarımda bu ezgiyi her dinlediğimde Hikmet abimi hatırlar ve hüzünlenirdim daha tam olarak şehadet nedir şehit nedir bilmeden …
Ah, diyor deyin, ah ben de olabilsem
Şimdi kardeşimin yanında
Sarılsam ona ve yüzüm sürüversem
Komşu olsam inci tahtına
Fakat O’nun ölümüyle de bize ders vereceğine ölümünün normal olmayacağına dair düşünce hep kafamda yer etmiştir nedense ….
Kendisine en çok benzetilen kardeşi olarak övünç kaynağımdı kendimi tanıtmadan sen Hikmet’in kardeşimisin dendiği zaman kanatlanır uçardım…
Arkadaşım kelimesini çok kullanırdı öfkelendiğinde (d ) harfini düşürerek söylerdi çoğu zaman. Arkasına taş olacak onu tahkim edecek insanlar biriktirmek için o hep arkadaş oldu onu yanında gören daha dik durdu maalesef ki arkadaş dedikleri onu arkadan vurdu bu arada konu şahsi değil haa konu dava konu memleket konu insanlık kendi şahsı için hiç kaygısı olmadı çok şükür mevzu insan seçememek te değil bilesiniz çünkü insan bi şansı daha hak eder derdi bU şahsa niye prim veriyorsun dediğimizde.
Terzi gibiydi yani her seferinde yeniden ölçü alırdı defterinde defalarca ölçüsü alınmış olmasına rağmen …
2 yıl önceydi İstanbul’dan dönüş kararımızı netleştirmemizi sağlamıştı yani dönüşümüzde de bir Hikmet vardı geldiğimizin ilk yılının sonunda Annemizi uğurladık dar ı bekaya dedik ki Hikmeti buymuş dönüşümüzün meğer daha neler bekliyormuş bizleri …
Her derdimizle dertlendi risk aldı ve başardı. Saidsem bunda bir Hikmet vardır dediğim zaman hüzünlenmişti, kimsenin güvenmediği anda güvenendi o, yaralı atları vururlar derdi fakat yaralı atları tedavi etmekten geri durmazdı …
Evimizin yerinin belirlenmesine varana kadar ilgilendi kendi binalarında daire ayarlamasını istediğimde boşver deyip geçiştirmişti onda da bir HİKMET varmış nihayetinde kendi evine yakın bir ev kiraladık.
O gece olanları bilmek istersiniz diye düşündüm dilim döndüğünce anlatayım Deprem gecesi sarsıntı durduğu anda ailemle aşağıya indik çocukları arabaya yerleştirdik Yusuf abimin çocuklarını kontrol edip Hikmet abimlerin binasına doğru koştum aramızda 1 sokak ve bir cadde var ve maalesef yıkıntı ile karşılaştım olabildiğince hızlı bir şekilde aile grubumuza ve dostların olduğu gruplara yazıp organize olmaya çalıştık kendi imkanlarımızla Meryem ve Feyza’yı çıkardık sonrasında HİKMET abimlere yoğunlaştık yoğunlaştık derken elimizde bir çekiç ve demir parçasından yaptığımız murç ile ….
Amma ve lakin
Enkaz başında ve telefon başında dua edip hayırlı haber bekleyen dostları da unutmamak lazım Allah onlardan razı olsun haklarını helal etsinler …
“her zorlukta bir kolaylık vardır” ayetinin bu olaydaki karşılığı olarak düşündüğüm konudan Meryem bahsetmiş evet uykularında yakalanmışlar bu bizi biraz olsun teselli etti …
Abimi yengemi ve yeğenimi defnettikten hemen sonra aile olarak sahaya indik ve dedik ki O olsaydı böyle yapardı …
Çalışmaları acımıza merhem ettik ve dokunmaya çalıştık insanlara. Acımızı kalbimize gömdük tenhada ağladık kimseyi kırmamak için çünkü bizim abimiz olduğu kadar belki de daha fazla ümmetin abisi idi O …
Akçeli işlerden uzak durmamızı tembihler 3 günlük dünya için kıvırmaya gerek olmadığını anlatırdı bunu sadece bize değil her zaman ve mekânda her kademede ki yetkililere de haykırırdı, şimdi bize düşen bu bayrağı devralıp haykırmaya devam etmek …
Bizleri uyaranın vefatı bizlere bir uyarı değil midir? ALLAH Bu vefattan ders çıkarmak nasib etsin âmin.
Böyle bir insan ile 42 sene yaşamak nasib eden karındaş olmak ikram eden Allah’a sonsuz şükürler olsun ve cennetinde buluşmak nasib etsin âmin…
Hasret kafesindeki düşüncelerim
Yürüyün kardeşim diyarına
Ümit yellerim ve sevda güvercinim
Neyler ŞEHİDİM inci tahtında
Paşa Karaca Öğretmen Lisesinde öğrencinizdim. Mersin’de üniversite okurken de, İskenderun’da göreve başlayınca da desteklerinizle, ilginizle yanımızdaydınız. Güler yüzünüzle sizi hatırlayacağım. Ailenize ve sevenlerinize sabırlar diliyorum hocam.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun! Samimi bir abimdi. Ondan çok şey öğrendik. Hem dik duruşu, fikrini açıkça ifade etmesi hem de engin bir anlayışı vardı. Çok değişik sohbet, sosyal çalışma ortamlarında bulunduk. Çok değerli şeyler öğretti bize.
Ama benim en hoşuma giden yanı her halükarda ışıl ışıl parlayan samimi bakışları ve onunla beraber gülmesiydi.
Birgün 2000’li yılların başlarında AGD’de sohbetler yapıyoruz. Ben yeni bir öğretmenim. Stajyetlere çok iş veriyorlar. Sabah 07.00 akşam 17.00’ye kadar okulda yorulmuşum. Akşam AGD’de sohbetteyken öylece uyuya kalmışım. Biraz uyuduktan sonra uyanınca ilk Hikmet Abiyi gördüm. Yıne o pırıltılı gözler ve tatlı gülümsemesiyle takıldı bana. Oradakilere ellemeyin bırakın uyusun demiş.
İşte benim Hikmet Abim!
Selamünaleyküm
Söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Her şeyden önce canım abim için yazdığınız duygu dolu sözler, güzel düşünceleriniz için hepinize çok teşekkür ederim. Eskilerden başlayayım: Üniversite yıllarında Ankara’da okurken her gelişi bize bayram olurdu. Kitap okumayı sevdiğim için bana kitap getirirdi. O kadar mutlu olurdum ki… Sabahlara kadar sohbet ederdik. Her derdimizle dertlenir sevincimizle sevinirdi. İlk zamanlar görev yeri Ceyhan’dı. O zamanlar nişanlıydı. Ben ve kız kardeşim bekardık. Onun yanında kalırdık. Birlikte o kadar mutlu anılarımız var ki… Yeri geldi annemize diyemediğimizi onunla paylaştık. Anne oldu, baba oldu canım abim bize. Evlendim kuşağımı o bağladı. Bundan 9 ay önce kızım evlendi nikâhını o kıydı, dualarla evden o çıkardı. Hayatımın her karesinde mutlaka o vardı. Ne zaman başım sıkışsa bir telefonla gelirdi. Bakardım kapıda gülen o güzel yüzüyle… Benim kocaman gördüğüm üstesinden gelemediğim sorunu iki kelimeyle tatlıya bağlar, esprisini de yapar, tamam benim işim bitti der ve hızlıca çıkar giderdi ona ve sohbetine doymadan. Bu sefer de veda etmeden, bize gülmeden hızlıca aramızdan ayrılıp gitti. Hem de en az onun kadar sevdiğimiz Selma’mız ve Rümeysa’mızla beraber… Biz onlardan razıydık. Rabbim şehadetlerini kabul etsin, cennetinde bizleri kavuştursun inşallah. Tek temennimiz bu. Bizlere büyük bir miras bıraktılar; canlarım Meryem’im ve Feyza’m… Gülen yüzlerini onlarda göreceğiz inşallah. Bir nebze de olsa yüreğimize su serpilir inşallah. Allah’a emanet olun.
Tarih:1 Nisan 2023
Konum:İstanbul, Fatih Merkez Kütüphanesi(TFL’de öğretmenler odasındaki dolap kartınız şu an önümde, kitabımın arasında, üzerinde fotoğrafınız..)
Bazı fotoğraflar da kitap ayracınız olur, kaldığınız yeri hatırlatır..
Sırdaşım, öğretmenim yol gösterenim
O kadar kıymetli bir eşlikçiydiniz ki hangi sıfatı koysam adınızın önüne eksik kalıyor
Şu an bir kütüphanedeyim sizinle değil
Çay içiyorum ama sizin demlediğiniz değil
Muhabbet desen?Yoksunuz..
Birbirini sevmeyenler bile severdi sizi, inanırdı güvenirdi
Doğum gününüzde aldığım bir “kara kadeh” vardı kulpu kırılmıştı ama hala saklıyordunuz
Bugün de doğum gününüz, arayamıyorum bile
6 şubat çok şeyi aldı götürdü herkesten
Yerine de hiç dolmayacak boşluklar bıraktı..
Ben yasımı, yaşamımı anlamlandırmaya çalışarak yaşıyordum, kimse anlamadı
Siz burda olsanız anlardınız değil mi?
Öyle ya benim bile kendimle ilgili anlamadıklarıma ayna oluyordunuz
Bir insanın hem öğretmen, hem dost
Hem gülmekten konuşamadığı hem sorgulamaktan alıkoyamadığı sohbetleri olan birini bulması ÇOK ZOR hocam.
En az kaybetmesi kadar..
İyi ki doğdunuz..
“Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?” diye sorduklarında avazımız çıktığı kadar “ İyi bilirdikk!” diye hep birlikte bağırdığımızı duyar gibiyim. “Her ölüm erken ölümdür.” demiş Cemal Süreya ama Hikmet Hocamın gidişi gerçekten öyle oldu. Nurlar içinde uyu güzel insan. Seni tanımak, senden öğrenmek bizim için onurdu.
Kütüphanede oturduğumuz bir gün konu nerden oraya geldi anlamadığım şekilde “İlayda öldüğümüz ve tabutumuzun taşındığı o gün anlarsın demişti”. Neye dedi niye dedi ne diye dedi bilemedim. Sadece gözüm dolmuştu. Yüzünüze sizi ne kadar sevdiğimi hiç söylemedim. Rüyalarıma sürekli girdiniz ve ben korkumdan hiçbirini anlatamadım. Sessizce ve derinden çok öncesinden bir hüzün vardı içimde. Bir varoluşu bırakıyor olma sürecinin hüznüdür belki de.
“Bir kuşu çok seveceksin o kadar erdemli seveceksin ki zamanı geldiğinde onu usulca bırakacaksın..mutlulukla..yüzündeki o gülümsemeyle..”
O kuş artık özgür ve üstündeki cismiyeti attı!
O kuş artık uçuyor!
O kuşun ardından ağlanmaz!
O kuş Allah’ın vâdettiği o yerde!
I¦ve learn several excellent stuff here. Definitely value bookmarking for revisiting. I surprise how a lot attempt you set to create this type of great informative web site.
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla. 29 Kasım 1998’de Birecikte eşimle evlendiğimde eşim ben nişanlanmadan önce halfetinin göklü kasabasına gidip orada iş yerini kurmuş ayaklarının üstünde durma mücadelesine orada başlamış ve sol görüşlerin hakim olduğu o kasabada bir milat başlatmıştı. Orada İslami hassasiyete sahip bir grup öğretmen arkadaşlarıyla güzel bir ortam kurmuştu ve halkın içinden de İslami hassasiyete sahip kişilerle ders grupları oluşturmuştu.Biz 1997’de nişanlandık bir yıl nişanlı kaldık bir yıl ki zamanda eşim güzel bir çevre oluşturmuştu.Evlendikten sonra evimize misafirlerimiz gelecekti ve bunların başında hikmet hoca ve diğer öğretmen arkadaşlar eşleriyle gelecekti. Büyük bir heyecanla misafirlerimize hazırlık yaptım ve Pazar günü geldiler. Bayanlardan Yavuz hocanın eşi Ulviye vardı ve birkaç kişi daha ama Hikmet hocanın eşi Selma gelmemişti. Çocukları hasta diye gelememişti sonra geleceği söylendi hemen misafirlerim ile tanıştım ve çok sevdim eşimin bahsettiği kadar güzel insanlarla bir ortam oluşturmuştuk çünkü biz evlendikten 6 ay sonra göklüye taşınacaktık ve ben çok tedirgin oluyordum üzülüyordum , yalnız başıma o köyde nasıl yaşayacağım ve kimlerle arkadaşlık kuracağım diye üzülüyordum. Eşim sürekli beni teselli ediyor ve çok güzel insanlar seni bekliyor pişman olmayacaksın diyordu. Nihayet biz Selma ile tanışacaktık bizi evlerine davet etmişlerdi. Birecik’ten daha taşınmamıştık bir pazartesi sabahı eşim beni Selmalara götürdü kapıyı Selma açtı ve güler yüzü, samimi duruşu,sıcak ve yakın davranışları beni mutlu etmişti. Eve girince titiz ve temiz bir bayan oluşu evin düzeninden çok belli oluyordu. Tanıştık muhabbet ettik içimden eşimin haklı olduğu çok güzel insanlarla arkadaşlık ettiğini görünce bir kat daha mutlu oldum. Selma o gün bize çok güzel sofralar hazırladı ve akşamına da diğer arkadaşların hanımları geldi. Tanıştık güzel bir sohbet ortamı olmuştu yaklaşık 6 ay sonra Göklü’ye taşındık ve 2 yıl göklüde beraberdik. Selma’yı çok sevmiştim bir çok yönlerimiz birbirine benziyordu. Hikmet hoca ile o kadar uyumlu ve birbirlerine çok bağlı büyük bir muhabbeti olan çiftlerdi. Selma hem hamarat hem becerikli hem titiz hem de davasında da aynı hassasiyetlere sahipti ondan çok şey öğrendim. Arkadaşlar birbirlerini eğitmeli ve birbirinin aynısı olmalıdırlar. Hikmet hoca ve Selma bizim yanımızda ap ayrı yere sahiptiler. Ben yaşça Selma’dan 4 yaş küçüktüm , yeni evlendiğimizde ikimizde çok genç ve evliliklerimiz baharındaydık. Selmaların 3 yaşlarında Meryem isimli kızları vardı. Yaklaşık göklü de 2 yıl beraberdik. Bütün herkes tarafından sevilen takdir gören bir çiftlerdi. Beraber onlarla ders halkaları oluşturduk nereye gitsek beraberdik. Biz kendimize ahiret dostları ve kardeşleri edinmiştik. Tayin istedikleri zaman çok üzüldük ve İskenderun’a gittiler. Hiç kimse onların yerini doldurmuyordu ve büyük bir boşluk oluştu bizde. Selma ve Hikmet hocanın samimiyetini ve sıcaklığını kimse vermiyordu. Çok ağladım onlar gidince yalnız kalmıştım ama mesafeler uzak olsa da gönüller birdi telefonda sık sık görüşüyorduk. Yaklaşık bir yıl sonra İskenderun’a ziyaretlerine gittik , Feyzaları olmuştu aradan zaman geçti ve onlar da bizi ziyarete geldi ve gönül bağlarımız kopmadı. Aradan yıllar geçti ve çocuklarımız büyüdü ve sorumluluklarımız büyüdü. Anne ve Babalarımız yaşlandı ama ne Selma ne de Hikmet hoca hiçbir zaman davalarından vazgeçmediler. Hatırlamıyorum zamanı bir telefon görüşmemizde Selma bana çok yorulduğunu artık kendinin yaşlandığını hissediyorum demişti.Ben de olur mu canım sen hep aynısın demiştim o da hayır göründüğü gibi değil demişti. Mavi marmara olayında geçirdiği kaza sonucu çok kötü ve zor günlerden geçmişti Selma. Ziyaretine gittiğim de yine onun naif sesi ve kibarlığı hanım efendiliği davasında ki hizmet aşkı beni bir daha hayran bırakmıştı ona ihlas sahibi müminler her zaman aynı istikamette olurlar ve hiç değişmezlerdi işte Selma ve Hikmet hocada bu insanlardandı.Samimi , içten ve öncü olmaya talip müminlerdendiler.Birbirlerine bağlılıkları , sevgileri ve fedakarlıkları büyük örnek teşkil ediyordu. Çünkü Hikmet hoca Selma kaza geçirdiğinde Selma yatalak vaziyetteydi ve eşi bu zor süreçte onun yanında olmuş ve ilgilenmişti. En büyük vefa örneğiydi. İskenderun da oldukları sürece o sohbetten ders halkaları gençlik çalışmaları ve daha bashedemediğim nice güzel çalışmların altında Selma ve Hikmet hoca vardı. Gecelerini gündüzlerini birbirine katıp canla başla çalıştılar. Selma çok vefakar ve hayırlı bir evlattı aynı zamanda yaşlı anne ve babasının işlerini görüyor onlara hizmet edip yalnız bırakmıyordu. Yüz çevirmezdi ne zaman arasam onlardan bahseder ve çok yaşlandıklarını ve yalnız bırakamadığından bahsederdi ki ta 6 Şubat sabahına kadar. Deprem olduğunda bizler de dahil büyük bir felaket yaşamıştık. Depremin ilk şokunu atlattıktan sonra ilk aradığımız dostlarımızın başında Hikmet hoca gelmişti. Eşim aradığında ulaşamağını söylüyordu ve Selmayı da arıyor ulaşamıyorduk endişelenmeye başlamıştık. Maalesef korktugumuz şey olmuştu Hikmet hocanın ve ailesinin en kaz altında kaldıklarını öğrendik. Dualarımızı hiç eksik etmedik kötü bir haber gelmemesi için ama korkunun ecele faydası yoktu. Hikmet hocanın vefat haberini aldık ve yıkıldık. O an Ya Rab ne olur Selma ve çocuklarından kötü bir haber almamak için dua ediyorduk bir yandan da Selma yaşıyorsa Hikmet hocanın acısına dayanamaz diyorum ve ağlıyordum. Hikmet hoca Selma kaza geçirdiğinde yaşadıklarını bize anlatmıştı ve bu sebeple Selma bu acıyı kaldıramaz Hikmet hoca olmadan nasıl yapacak diye karışık duygular yaşıyordum. Çok sürmeden Selmanın da vefat haberini aldık. Yıkıldık , yıkıldım duygularımın tarifi yoktu bu iki güzel insanı ve bir evladını kaybetmiştik. Ya Rabbi dedim bu iki güzel insanı ölüm ayırmadı sana beraber geldiler. Birbirlerini ve senin davanı çok seviyorlardı, ölümlerini şehadet eyle onları şehitlerle beraber eyle tek gayeleri dini mümin islam hizmetiydi. Biz şahidiz Ya Rab bu temiz ve naif gönüllü insanların makamlarını ali mekanlarını cennet eyle. Biz onları seviyoruz sen de sev biz onlardan razıydık sende razı ol.
Şanlıurfa/Birecik
Ayşe İNCEDAL
Öğrencilik yıllarımda verdiği 45 dakikalık haftalık sohbetler terapi gibi gelirdi. Şuan gözyaşı dökülüyor aylar sonra O’nun için gözlerimden. Depremde kaybettiğim akrabalara dökülemeyen yaşlar… O İyi biri değildi O “Aktif bir iyiydi” Şehadet herkese nasip olmuyor. Hayatını imanına şahit kılmıştı. Allah rahmet eylesin kalanlarına sabırlar diliyorum
Rahman’ın ne güzel bir kulu idi!
Rabb’im rahmet eylesin.