Ukrayna’nın göç bilançosu: Anketlere göre Ukraynalılar göç etmek istemiyor

Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla çok sayıda Ukraynalı ülkesini
terketmek zorunda kaldı. Ukrayna ve Suriye savaşlarının büyük
ölçüde etkilediği kriz; BM Mülteciler Örgütü’ne göre Avrupa’da 2.
Dünya Savaşı’ndan sonra en hızlı büyüyen mülteci krizi olarak
tanımlanıyor.
Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana çok
sayıda Ukraynalı ülke içine ve yurt dışına göç etti. BM Mülteciler
Örgütü, yaşanan göç krizini Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra en hızlı büyüyen mülteci krizi olarak değerlendirdi.
Ukrayna’da, doğudaki Rusya sınırında silahlı çatışmalar aslında 2014
yılında başlamış ve artık iki ülke arasındaki uzlaşmazlık farklı bir
boyut kazanmıştı. Harvard Üniversitesi Ukrayna Araştırma Enstitüsü
uzmanı Emily Channell, Ukraynalılar için çatışma durumunun
beklendik bir durum olduğunu vurguladı ve şu değerlendirmede
bulundu:
“Sanırım hatırlamamız gereken kilit ayrıntı şu ki, Ukraynalılar 8 yıldır
savaş içinde yaşıyor. Bu nedenle, şu an karşılık verdikleri durum
onlar için sürpriz olmadı. Bunun olabileceğini zaten tahmin
ediyorlardı. 8 yıldır sürekli olarak düşük riskli bir tehdit altında
yaşıyorlardı.”
Savaşın başlamasının hemen ardından ilk etapta 3 milyondan fazla
vatandaş Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kaldı
Ukrayna’dan ayrılarak diğer ülkelere sığınanlar yüzde 60 oranla
Polonya’ya, geri kalanı ise başta Macaristan, Moldova, Romanya ve
Belarus olmak üzere çeşitli ülkelere yerleşti.
Polonya’ya geçen Ukraynalı mülteci sayısının 14 milyon 182 bine
ulaştığı belirtildi. Ancak Polonya sınır muhafızları, savaşın başından
bu yana göç eden 12 milyon 399 bin Ukraynalının Polonya’dan
ayrıldığını aktardı.
BM Mülteci Örgütü’nün verilerine göre de 9,9 milyondan fazla
Ukraynalı ülkesine geri döndü.

Macaristan’da da rakamlar aynı seviyeye
ulaşmasa da, 2015’ten bu yana düzensiz
göçmenlere karşı mücadele veriliyor.
Ülkesine daha fazla sığınmacı kabul etmeyen
Macaristan, Sırbistan sınırını tamamen tel
örgülerle kapatıp göçmenlerin ülkeye
girişine engel olmaya çalışmıştı.
Horgoş Sınır Kapısı’nda Almanya ve
İskandinav ülkelerine sığınma talebinde
bulunan yüzlerce mülteci, Sırbistan tarafında
da kabul edilmemişti.
AB’NİN GÖÇMEN ÇIKMAZI
VE POLONYA’NIN YÜKÜ
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, göçmen
sorunuyla mücadele için göçmenlerin her AB
ülkesine zorunlu dağıtımını da içeren
“dayanışma mekanizması” sistemi kuruyor.
Ancak bu önleme itiraz ederek konuyu
referanduma götürmeye hazırlanan
Polonya’nın, göç yükü altında olduğuna karar
verilerek muaf tutulabilir.
AB Komisyonu’nun göçten sorumlu sözcüsü
Anitta Hipper, (AA muhabirine) yeni göç ve
iltica paketinin dayanışma unsurunun
Polonya’da referanduma götürülecek
olmasıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu.
Hipper, “AB Komisyonu, konu göç olduğunda
kapsamlı bir yaklaşım önermiştir. Göçün
koordineli bir şekilde yönetilmesi önemlidir.
Düzensiz göç, sadece Avrupa’nın
güneyindeki üye ülkeler için bir zorluk
değildir” ifadelerini kullandı. Hipper,
“dayanışma mekanizması”nın, göçmenlerin
her üye ülkeye zorunlu yerleştirilmesi
anlamına gelmediğini kaydetti.
Göçmenleri kabul edemeyecek ülkelerin,
mali, operasyonel veya teknik destek,
kapasite geliştirme gibi alternatif önlemlerle
katkı sunabilecekleri belirtildi.

AB Konseyi’nin, 1 milyondan fazla
Ukraynalıya ev sahipliği yapan Polonya’nın
“göç baskısı altında” olduğuna karar
verebileceğini aktaran Hipper, böylece bu
ülkenin “dayanışma mekanizması”na katkı
yapmaktan muaf tutulabileceğini belirtti.
Ayrıca Polonya’nın aynı mekanizma
kapsamında üye ülkelerce
desteklenebileceği, dolayısıyla yeni
kurallardan fayda sağlayabileceği aktarıldı.
Hipper; Komisyon, Konsey ve Parlamento
arasında üçlü görüşmelerin devam ettiğini
vurgulayarak, “Konsey’in konumu, Avrupa
Parlamentosu ile müzakerelere tabidir” dedi.
AB Komisyonu’nun sözcüsü, yine de
referandum kararlarının üye ülkelerin ulusal
hukukları tarafından yönetilen iç meseleleri
olduğunun altını çizdi.
AB, 2015’teki göç krizinden bu yana
sığınmacıların üye ülkeler arasında nasıl
dağıtılacağına ve iltica başvuruları
reddedilenlerin nasıl geri gönderileceğine
dair çözüm arayışı içindeydi. AB
Komisyonunun bu hedefle hazırladığı “göç
ve iltica paketi”, üye ülkelerin farklı tutumları
nedeniyle uzun zaman sürüncemede kaldı.
Fransa’nın AB dönem başkanlığı sürecinde
paket üzerinde ilerleme sağlanabilmesi için
“adım adım yaklaşımı”nı benimsemesi
üzerine, 8-9 Haziran’daki AB içişleri
bakanları toplantısında paketteki “zorunlu
dayanışma mekanizması” unsurunda nitelikli
çoğunlukla anlaşma sağlanmıştı.
Polonya, söz konusu mekanizma gereğince
göçmenlerin her AB ülkesine zorunlu
dağıtımı, aksi halde ise üye ülkelerin kabul
etmedikleri her göçmen başına 20 bin avro
ödemesini öngören kuralları, düzensiz
göçün yükünü yalnız omuzladığını savunarak
kabul etmemişti.

İktidarının başından beri AB’nin göçmen
yerleştirme planına karşı olduğunu belirten
Başbakan Mateusz Morawiecki, 15 Ekim’de
yapılacak genel seçimlerle birlikte referandum
düzenleyeceğini, vatandaşlara yöneltilecek 4
sorudan birinin “Avrupa bürokrasisi tarafından
dayatılan zorunlu göç mekanizmasına uygun
olarak binlerce yasa dışı göçmenin kabul
edilmesini destekliyor musunuz?” şeklinde
olacağını bildirmişti.
‘Sığınmacı kavgası’ olarak değerlendirilebilecek
olan bu durum; Avrupa’da bir çok ülkenin göç
konusunda sert tutum göstermesine, çıkardıkları
göç yasaları ile insan hakları topluluklarının
protesto ve eleştirilerine neden olmuştu.
Diğer yandan; iç politikada göçmen karşıtı
siyaset her zamankinden daha fazla dile
getirilmeye, Avrupa’da milliyetçi söylemlerin
yeniden yükselişe geçmesine ve sağcı-milliyetçi
liderlerin yükselişine yeşil ışık yaktı. Bu ülkeler
başlıca İtalya, Macaristan, Fransa, İngiltere,
Belarus, Polonya ve Yunanistan olarak kabul
ediliyor.
UKRAYNALILAR TAŞINMAYI
DÜŞÜNMÜYOR
Viber tarafından Ukraynalılara yönelik bir
kullanıcı anketi açıldı. Sonuçlara göre 24 Şubat
2022 sonrasında Ukraynalıların yüzde 69’u
evinde kalmaya devam etti ve bu süre zarfında
da hiç yer değişikliği yapmadı.
Şirket, Ukraynalıların yüzde kaçının tahliyeye
zorlandığını ve yanıt verenlerin şu anda nerede
olduğunu öğrenmek için bir anket paylaştı.
Ankete Ukrayna’dan 65 binden fazla kullanıcı
yanıt verdi.

Ankete katılanların yüzde 15’i tahliye kararı
aldı ancak sonradan evlerine dönüş yaptı.
Yüzde 8’i diğer bölgelere taşınırken, yüzde
7’si ise diğer ülkelere göç etti.
Anketten çıkan bir diğer sonuca göre;
Ukraynalıların yüzde 16’sı taşındı ve henüz geri
dönmeyi düşünmüyor. Bunların yüzde 9’u yurt
dışına göç ederken yüzde 7’si ülke içine göç
etti.
Ukraynalılara yakın gelecekte taşınmayı
planlayıp planlamadıkları da soruldu ve yanıt
verenlerin yüzde 86’sı göç etmeyi
düşünmediklerini belirtti.
Ukraynalıların yüzde 3’ü ülke içinde olası bir
taşınmayı düşünüyor ve yüzde 3’lük bir kesim
de zorlu bir kış olursa yurt dışına
gidebileceğini aktarıyor.,
Ayrıca, katılımcıların yüzde 7’sinin şu anda
evinden uzakta olduğu ve geri dönmeyi
planladığı belirtiliyor.

Yazıyı paylaş

Önerilen Haberler

Beğenebileceğiniz Yazılar
Önerilenler

DİPLOMATİK SÖZLÜKGayri Resmi Diplomasi (İnformal Diplomacy)

Arlinda ISMANIUluslararası ilişkiler alanında toplumlararası diplomasi niteliğinde Track Two...

El-Hidaye HareketininBalkanlardaki Müslüman Entelektüel Yapılanmadaki Etkileri

El- Hidaye Dergisi ve KadrosuAbdulhamit Bolat / M. Huzeyfe...

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda son durum

Dünya gözlerini Gazze'ye ve İsrail’e çevirmiş durumda. Ancak 622...

Belçika Başbakanı Alexander De Croo’dan İsrail’e saldırıları durdurma çağrısı geldi

Belçika’da hükümet, İsrail’in Filistin’e karşı orantısız güç kullandığını ve...