12 Ocak 2024 Cihannumma Editör Ekibi

Sunuş

Dr. Ömer Faruk YELKENCİ

Genel Yayın Yönetmeni

Gladyatör filminin final sahnesinde baş aktristin söylediği sözler çarpıcı bir etki bırakır filmden hemen sonra: “Bize Roma’nın iyi bir insanın hayatından daha değerli olduğunu ispatlayın”.

Bu söz tarihte söylenmiş midir, bilinmez ama modern zihnin bariyerleri ve bu bariyerlerin oluşturduğu maluliyet ile ortaya çıkan bir senaryoda yer alan bu replik, devletin lehine, devlet ve iyi insan ilişkisi örgüsünde bir şeyleri anlatmaya çalışır.

Aydınlanma düşüncesinin bir etkisi olarak Batı toplumlarında merkezî unsur, bireydir. Toplum birey merkezli, birey ise benmerkezcidir. Benmerkezcilik (egocentrisme), “her şeyi kendi benliğine indirgeme” olarak tanımlanır. Asırları aşıp gelen bizim medeniyetimizde ise bireyin yerinde insan vardır. İnsan, kainatın göz bebeği ve aynı zamanda yaratılmışların en şereflisidir. Devlet, kurum, aile, hepsinin yönetimindeki hassasiyet, muhatabın, kainatın özü olan insan olduğunun farkında olma şeklinde belirir. Çünkü insanı merkezde düşünmek bizim temel değerimizdir. Bu durum bizi insanı tanıma zorunluluğuna götürür. İnsanı tanıma zorunluluğu da bizi, kendini bilme sorumluluğuna götürür ki “kendini bilen Rabbini bilir”. Kendimizi bilme hususunda ne kadar mesafe kat edebilirsek, genel olarak insanı da daha kolay tanıyacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. İnsanı tanıdığımızda da onu daha iyi anlayacağımız ve ona daha iyi hizmet edebileceğimiz hususlarında şüphe yoktur.

Bununla birlikte insanın içinde yer aldığı toplum ve devlet de çok önemlidir. İnsan ait olduğu toplum ve devlet için, onlar da insan için karşılıklı olarak birer büyük nimettirler. Bu anlamda dilimizde devlet kelimesinin yönetim organları bütünlüğünün yanında mutluluk, ihsan gibi anlamlar yüklenmesinin büyük bir irfanın yansıması olduğunu söyleyebiliriz. Bu düşüncede, devlet insanı alabildiğine korur ve yüceltir, insan da sahip olduğu bir nimet olarak devletin kendisi için taşıdığı anlamı bilir.

Bu doğrultuda baktığımızda Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatinde söylediği “insanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünün yukarıdaki replikten çok daha derin ve güçlü bir anlamı içerdiğini görürüz.

Benzer hassasiyetler içinde güncel tartışmalara şahit oluyoruz. Yeni Anayasa yaklaşımı üzerinden devletin konumu ile ilgili uzun süredir yaşanan arayış bizi de 2021 Bahar sayımızda temayı, “Devlet ve Anayasa” şeklinde seçmeye yöneltti. Bu sayımızda bu konu çevresinde dergimize yazıları ile katkıda bulunan yazarlarımıza ve derginin bütün süreçlerinde emekleri geçen dostlarımızın her birine yürekten teşekkür ediyoruz.

Anayasa konusu ile ilgili röportaj vererek konunun kamuoyunca daha iyi değerlendirilmesine imkân sağlayan TBMM Başkanımız Prof. Dr. Mustafa ŞENTOP’a hususen teşekkür ediyoruz.

Ümid edilen katkıyı sağlaması temennisi ile keyifli okumalar diliyorum.

Saygılarımla.

Whatsapp Whatsapp