30 Ocak 2024 Cihannumma Editör Ekibi

Ukrayna'nın Göç Bilançosu: Anketlere Göre Ukraynalılar Göç Etmek İstemiyor

Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla çok sayıda Ukraynalı ülkesini terketmek zorunda kaldı. Ukrayna ve Suriye savaşlarının büyük ölçüde etkilediği kriz; BM Mülteciler Örgütü'ne göre Avrupa'da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra en hızlı büyüyen mülteci krizi olarak tanımlanıyor.

Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana çok sayıda Ukraynalı ülke içine ve yurt dışına göç etti. BM Mülteciler Örgütü, yaşanan göç krizini Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en hızlı büyüyen mülteci krizi olarak değerlendirdi. Ukrayna’da, doğudaki Rusya sınırında silahlı çatışmalar aslında 2014 yılında başlamış ve artık iki ülke arasındaki uzlaşmazlık farklı bir boyut kazanmıştı. Harvard Üniversitesi Ukrayna Araştırma Enstitüsü uzmanı Emily Channell, Ukraynalılar için çatışma durumunun beklendik bir durum olduğunu vurguladı ve şu değerlendirmede bulundu:

“Sanırım hatırlamamız gereken kilit ayrıntı şu ki, Ukraynalılar 8 yıldır savaş içinde yaşıyor. Bu nedenle, şu an karşılık verdikleri durum onlar için sürpriz olmadı. Bunun olabileceğini zaten tahmin ediyorlardı. 8 yıldır sürekli olarak düşük riskli bir tehdit altında yaşıyorlardı.

Savaşın başlamasının hemen ardından ilk etapta 3 milyondan fazla vatandaş Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Ukrayna’dan ayrılarak diğer ülkelere sığınanlar yüzde 60 oranla Polonya’ya, geri kalanı ise başta Macaristan, Moldova, Romanya ve Belarus olmak üzere çeşitli ülkelere yerleşti.

Polonya'ya geçen Ukraynalı mülteci sayısının 14 milyon 182 bine ulaştığı belirtildi. Ancak Polonya sınır muhafızları, savaşın başından bu yana göç eden 12 milyon 399 bin Ukraynalının Polonya’dan ayrıldığını aktardı.

BM Mülteci Örgütü'nün verilerine göre de 9,9 milyondan fazla Ukraynalı ülkesine geri döndü.

Macaristan’da da rakamlar aynı seviyeye ulaşmasa da, 2015’ten bu yana düzensiz göçmenlere karşı mücadele veriliyor. Ülkesine daha fazla sığınmacı kabul etmeyen Macaristan, Sırbistan sınırını tamamen tel örgülerle kapatıp göçmenlerin ülkeye girişine engel olmaya çalışmıştı. Horgoş Sınır Kapısı’nda Almanya ve İskandinav ülkelerine sığınma talebinde bulunan yüzlerce mülteci, Sırbistan tarafında da kabul edilmemişti.

AB’nin Göçmen Çıkmazı ve Polomya’nın Yükü

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, göçmen sorunuyla mücadele için göçmenlerin her AB ülkesine zorunlu dağıtımını da içeren "dayanışma mekanizması" sistemi kuruyor. Ancak bu önleme itiraz ederek konuyu referanduma götürmeye hazırlanan Polonya'nın, göç yükü altında olduğuna karar verilerek muaf tutulabilir.

AB Komisyonu'nun göçten sorumlu sözcüsü Anitta Hipper, (AA muhabirine) yeni göç ve iltica paketinin dayanışma unsurunun Polonya'da referanduma götürülecek olmasıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu.

Hipper, "AB Komisyonu, konu göç olduğunda kapsamlı bir yaklaşım önermiştir. Göçün koordineli bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Düzensiz göç, sadece Avrupa'nın güneyindeki üye ülkeler için bir zorluk değildir" ifadelerini kullandı. Hipper, "dayanışma mekanizması"nın, göçmenlerin her üye ülkeye zorunlu yerleştirilmesi anlamına gelmediğini kaydetti.

Göçmenleri kabul edemeyecek ülkelerin, mali, operasyonel veya teknik destek, kapasite geliştirme gibi alternatif önlemlerle katkı sunabilecekleri belirtildi.

AB Konseyi'nin, 1 milyondan fazla Ukraynalıya ev sahipliği yapan Polonya'nın "göç baskısı altında" olduğuna karar verebileceğini aktaran Hipper, böylece bu ülkenin "dayanışma mekanizması"na katkı yapmaktan muaf tutulabileceğini belirtti. Ayrıca Polonya’nın aynı mekanizma kapsamında üye ülkelerce desteklenebileceği, dolayısıyla yeni kurallardan fayda sağlayabileceği aktarıldı. Hipper; Komisyon, Konsey ve Parlamento arasında üçlü görüşmelerin devam ettiğini vurgulayarak, "Konsey'in konumu, Avrupa Parlamentosu ile müzakerelere tabidir" dedi.

AB Komisyonu’nun sözcüsü, yine de referandum kararlarının üye ülkelerin ulusal hukukları tarafından yönetilen iç meseleleri olduğunun altını çizdi.

AB, 2015'teki göç krizinden bu yana sığınmacıların üye ülkeler arasında nasıl dağıtılacağına ve iltica başvuruları reddedilenlerin nasıl geri gönderileceğine dair çözüm arayışı içindeydi. AB Komisyonunun bu hedefle hazırladığı "göç ve iltica paketi", üye ülkelerin farklı tutumları nedeniyle uzun zaman sürüncemede kaldı. Fransa'nın AB dönem başkanlığı sürecinde paket üzerinde ilerleme sağlanabilmesi için "adım adım yaklaşımı"nı benimsemesi üzerine, 8-9 Haziran'daki AB içişleri bakanları toplantısında paketteki "zorunlu dayanışma mekanizması" unsurunda nitelikli çoğunlukla anlaşma sağlanmıştı.

Polonya, söz konusu mekanizma gereğince göçmenlerin her AB ülkesine zorunlu dağıtımı, aksi halde ise üye ülkelerin kabul etmedikleri her göçmen başına 20 bin avro ödemesini öngören kuralları, düzensiz göçün yükünü yalnız omuzladığını savunarak kabul etmemişti.

İktidarının başından beri AB'nin göçmen yerleştirme planına karşı olduğunu belirten Başbakan Mateusz Morawiecki, 15 Ekim'de yapılacak genel seçimlerle birlikte referandum düzenleyeceğini, vatandaşlara yöneltilecek 4 sorudan birinin "Avrupa bürokrasisi tarafından dayatılan zorunlu göç mekanizmasına uygun olarak binlerce yasa dışı göçmenin kabul edilmesini destekliyor musunuz?" şeklinde olacağını bildirmişti.

Sığınmacı kavgası’ olarak değerlendirilebilecek olan bu durum; Avrupa’da bir çok ülkenin göç konusunda sert tutum göstermesine, çıkardıkları göç yasaları ile insan hakları topluluklarının protesto ve eleştirilerine neden olmuştu.

Diğer yandan; iç politikada göçmen karşıtı siyaset her zamankinden daha fazla dile getirilmeye, Avrupa’da milliyetçi söylemlerin yeniden yükselişe geçmesine ve sağcı-milliyetçi liderlerin yükselişine yeşil ışık yaktı. Bu ülkeler başlıca İtalya, Macaristan, Fransa, İngiltere, Belarus, Polonya ve Yunanistan olarak kabul ediliyor.

Ankete katılanların yüzde 15’i tahliye kararı aldı ancak sonradan evlerine dönüş yaptı. Yüzde 8’i diğer bölgelere taşınırken, yüzde 7’si ise diğer ülkelere göç etti.

Anketten çıkan bir diğer sonuca göre; Ukraynalıların yüzde 16’sı taşındı ve henüz geri dönmeyi düşünmüyor. Bunların yüzde 9’u yurt dışına göç ederken yüzde 7’si ülke içine göç etti.

Ukraynalılara yakın gelecekte taşınmayı planlayıp planlamadıkları da soruldu ve yanıt verenlerin yüzde 86’sı göç etmeyi düşünmediklerini belirtti.

Ukraynalıların yüzde 3’ü ülke içinde olası bir taşınmayı düşünüyor ve yüzde 3’lük bir kesim de zorlu bir kış olursa yurt dışına gidebileceğini aktarıyor.

Ayrıca, katılımcıların yüzde 7’sinin şu anda evinden uzakta olduğu ve geri dönmeyi planladığı belirtiliyor.

Whatsapp Whatsapp