29 Ocak 2024 Cihannumma Editör Ekibi

Milli Gençliğin Siyasi Bilinci

Şenel KIZILCA

İttihad-ı İslam Düşüncesinin Olgun Meyvesi MGV

Türkiye’de millî ve manevî değerlerine bağlı bir gençlik yetişmesinde önemli hizmetler vermiş olan Milli Gençlik Vakfı, bir yönüyle Osmanlı İttihad-ı İslam’ında başlayan yaklaşık yüz elli yıllık bir geleneğin tevarüs etmiş halidir.

Başlangıç zamanlarında Millî Görüş Harekatı, hüdai nabit yani kendi döneminden başlamış gibi gözükse de aslında kökleri Osmanlı devlet İslamcılığına, Abdülhamid dönemi İslamcılığına ve tasavvuf kaynaklı İslamcılığa dayanmaktadır. Bu bağlamda baktığımız zaman Osmanlı Devleti’nin İslamcılık iddiası, siyasal bir iddiaydı ve devleti var etme çabası içindi. Özellikle de Batılıların ortaya atmış olduğu, “Batı bilimi ve kültürü ortaya çıktıktan sonra; “bütün dinler, tarihler, medeniyetler hurafedir” iddiası ile bir meydan okuma içerisindeydi. Bu meydan okumaya karşılık Namık Kemal, Sait Halim Paşa, Tunuslu Hayrettin Paşa gibi Osmanlı aydınları ise; “İslam hayatiyetini kaybetmiş bir din değildir; siyasetten ahlaka, kültürden sosyal hayatın yeniden tanzimine, hukuk ve ekonomiden ibadet ve inançlara kadar her alana çözüm getiren, çıkış yolları gösteren evrensel bir din, bir toplum, siyaset ve medeniyet projesidir. İslam Dünyası eğer bugün dağınık ve geri durumdaysa, bunun sebebi, tarih içinde İslam dinini tanınamaz hale getiren bidat ve hurafeler, çarpıtılmış tasavvufi imajlar; seçim, biat ve şûranın terk edilmesiyle zaman içinde sönen cihat ruhudur” iddiasıydı. Aslında bir yönüyle batılı devletlerin ortaya atmış olduğu iddiaya karşılık İslamcıların vermiş olduğu cevap yaklaşık yüz, yüz elli yılı aşarak bugünlere kadar gelmiştir. Günümüzde bu iddia, Milli Gençlik’in siyasi misyonunda yeniden hayat bulmuştur.

Necmettin Erbakan, kendinden önce yüz, yüz elli yıllık süre zarfında oluşan İslamcılık düşüncesinin tarihini, birikimini, iddialarını alıp 20. yüzyılda modern siyasete uygulayan kişidir.

Milli Gençlik Vakfı safhasına geçmeden önce Necmettin Erbakan’ın siyasi vizyon ve katkılarına da değinmek faydalı olacaktır. Necmettin Erbakan, kendinden önce yüz, yüz elli yıllık süre zarfında oluşan İslamcılık düşüncesinin tarihini, birikimini, iddialarını alıp 20. yüzyılda modern siyasete uygulayan kişidir. Erbakan, kendisinden önceki bütün birikimi yorumlayarak, bir kum saati gibi damıtarak, 20. yüzyıl siyasal iklimine taşıyarak yeni bir siyasal iddia ortaya koymuştur. Öncelikli olarak bu siyasal iddialarda yüzyıllar boyunca Batı karşıtı hareketlerden farklı olarak, demokrasiyi öncelemiştir. İkinci olarak Necmettin Erbakan, teknolojinin batılıların mirası olmadığı aksine dünyadaki insanlığın birikimi olduğu düşüncesi ve teknoloji ile bir Müslüman devletin kalkınacağını, gelişeceğini, sanayisinin olacağını ve zenginleşeceğini vaat eden bir politika yürütmüştür. Bu bağlamda Necmettin Erbakan, İslam coğrafyasında teknoloji ve zenginlik vaat eden alışılmışın dışında, vizyoner bir lider olarak ortaya çıkmıştır.

Erbakan’ın demokrasi yolunu yöntem olarak seçmesi ve topluma zenginlik vaat etmesi ise çok temel duruşlarından biri olmuştur. Bununla beraber Erbakan’ın idealinde, ahlâk ve maneviyatı önceleyen bir gençlik yetiştirmek de vardır ve bu amaçla 1969’da Millî Görüş hareketini başlatıp, davaya sahip çıkacak kadrolarını oluşturduktan sonra, Millî Gençlik Vakfı’nı kurmuştur. Milli Gençlik Vakfı, siyasal olarak Refah Partisi’ne yakın durmakla beraber kültürel olarak bütün yelpazelere açık, herkesi dinleyen, herkesten fikir alan vizyonlu ve geniş ufuklu bir gençlik kitlesidir. Milli Gençlik Vakfı için belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gelmiş geçmiş en etkili gençlik organizasyonudur diyebiliriz.

Necmettin Erbakan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, dünyada Müslümanların, Türklerin bir siyaseti olabileceğine, Türk siyasetinin Batıcı ve Rus yanlısı olmak zorunda olmadığına, Türk milletinin ve gençliğinin saf solcu ya da sağcı olmak gibi bir zorunluluğun olmadığına hükmetmiş ve Türk milletinin kendi tarihinden, kendi kültüründen kendi inancından hareketle bir siyasi hareket oluşturabileceğine inanmıştır. Ve bu iddiayı güçlü fikirlerle inşa etmiştir.

Milli Gençlik Vakfı, siyasal olarak Refah Partisi’ne yakın durmakla beraber kültürel olarak bütün yelpazelere açık, herkesi dinleyen, herkesten fikir alan vizyonlu ve geniş ufuklu bir gençlik kitlesidir.

Günümüz İslamcılığına gelmeden önce 18. ve 19. yüzyıllarda belirginleşen Namık Kemal ile başlayan ve Sait Halim Paşa, Abdülhamit Han ile devam eden Osmanlı İttihad-ı İslam damarını besleyen önemli bir damar da tasavvuftur. İngilizlerin Hindistan işgaline karşı oluşmuş tecrübe ve birikimin Osmanlı coğrafyasına aktarılmasıyla Nakşiler, Kadiriler ve birçok düşünce akımını etkileyen Halidilik, sömürge karşıtı özgün düşüncenin yaygınlaşması açısından oldukça etkili olmuştur. Halidiliğin, Osmanlı coğrafyasında oluşturduğu geniş tekke ağı Abdülhamit siyasetini etkilemiştir. Bu etkileşim gönüllü bir etkileşimdir. Gerek devletin birliğini sağlamak gerekse Müslümanların batı emperyalizmine karşı güç birliği oluşturmasını hedefleyen Abdülhamit’in İttihad-ı İslam siyaseti, dönemin entelektüellerinden, ilmi çevrelerden, pek çok alim ve mutasavvıflardan destek aldığı bilinmektedir. Bu isimlerin önde gelenlerinden birisi de Gümüşhanevi tekkesinin kurucusu Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi’dir.

Milli Gençlik, İslam dünyasının f ikrî, siyasi tecrübe ve müktesebatından yararlanan ümmetçi bir anlayışa sahiptir.

Temel felsefelerine değindiğimiz Milli Gençlik Vakfı’nın ana omurgasını iki temel özellik oluşturmaktadır. Bunlar birincisi ahlak ve maneviyat, bir diğeri de kuruluş döneminin ruhuna uygun ağır sanayi hamlesi diye tanımlanan yüksek teknoloji, inovasyon ve bağımsız ekonomik güçtür. Temel felsefesi bu şekilde olan Milli Gençlik tek kanatlı bir kuş olmak yerine, çift kanatlı (zü’l cenahayn) bir kuş olmayı misyon edinmiştir.

Bununla birlikte Milli Gençlik, imparatorluk bakiyesi bir milletin ferdi olarak, tevarüs ettiği genetik kod sayesinde, Müslüman dünyayı bir araya getirme çabasına ve Müslüman dünyaya liderlik etme kapasitesine de sahiptir. 80’li yıllarda ideal ve tahayyül olan bu iddia, günümüzde inkârı gayri kabil bir realiteye dönüşmüştür.

Milli Gençliğin temel özelliklerinden biri de anti emperyalist/kolonyalist duruşudur. Irkçı emperyalizmin Türkiye’yi ve dünyayı nasıl sömürdüğünü ve bu sömürü düzeninin etki ve sonuçlarına ilişkin eleştiriler ve bu eleştirilere uygun olarak da çözüm önerileri getirmektedir.

Barışçıl, şiddetten uzak, legal bir duruşa sahip olan Milli Gençlik, makul ve makuliyete dayanan orta yolcu, rasyonel (intellect) bir anlayışa sahiptir. Aşırı, profan ve ekstrem birtakım fikirlere kapalı, ana akım İslami paradigmanın dışına çıkmayan, aşkın ve deruni olan bir yapıdır.

Milli Gençlik, İslam dünyasının fikrî, siyasi tecrübe ve müktesebatından yararlanan ümmetçi bir anlayışa sahiptir. Yeryüzündeki tüm Müslümanların kaygısını taşır, onların dertleriyle hemdert, sevinciyle pürneşe olur. İslam Dünyasının Seyyid Kutup, Hasan el Benna, Mevdudi gibi değerlerinden istifade etmiştir. Bunun yanında Batı literatürüne dair okumalar yaparken bu toprakların değerlerini de ihmal etmemiştir. Kendi topraklarıyla barışık olmayan bir hareketin orada kendi kalarak kök salması mümkün değildir. Bu bağlamda Kınalizade’den Yahya Kemal’e, Kemalpaşazade’den Kemal Tahir’e, Zahidi Kevseri’den Tanpınar’a kadar okumalar yapmıştır.

Milli Gençlik Vakfı güçlüden değil haktan yana bir siyaset algılamasına sahiptir. Bu algı “Dünya beşten büyüktür” sloganında da kendisini göstermektedir. “Dünya ne tek kutuplu ne de iki kutupludur. Ne hâkim bir kültürün ne de birkaç imtiyaz sahibi aktörün kültürel hegemonyası altındadır. Çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü daha kapsayıcı adil bir dünya inşa etmek mümkündür”.

Milli Gençlik kendisini çokça tartışmış bir kurumdur. Türkiye’deki bütün cemaat tarikat ve Soğuk Savaş cemaatlerinin hilafına en büyük kazanımı ise Mili Gençlik’in; bütün fikir ve düşüncelere tüm yelpazeye açık bir kurum olmasıdır. Özellikle Amerika’nın komünizme karşı bir savunma olarak İslam’ı kullanmaya başlama amacını taşıyan ve bir nefret söylemi olarak yorumlanabilecek yeşil kuşak harekatının, yeşil kuşak etkisinin çok yoğun olduğu dönemlerde Milli Gençlik, yeşil kuşak proje sahiplerinin iradesine uygun değil de bizatihi kendi misyonlarına uygun olarak hareket etmiştir.

Milli Gençlik Türkiye’nin sol, sağ, muhafazakâr, ülkücü milliyetçi gibi bütün yelpazeleriyle dirsek teması halinde olarak beslenmelerine devam etmiştir. Ülke bütünlüğüne ve geleneklerine bakışı tıpkı Osmanlı öncesi Nakşilerde olduğu gibi ıslahatçıdır. Devleti ıslah etmek için, var etmek için her türlü azimleri vardır. Fakat devletin varlığını örselemeyi asla akıllarından geçirmemişlerdir.

Özetle, Milli Gençliğin gençlik idealinde evrene, çevreye, insanlara ve kendisine karşı sorumluluklarının farkında; tarihine, çağına ve yarınlara duyarlı; kardeşliğin, merhametin, sevginin ve iyiliğin yaygınlaştırılmasında gençlerin yetiştirilmesi ideali mevcuttur. Milli Gençlik Vakfı’nın erişmek isteği gençlik profili, ıslahatçı, reform edici fakat devletin birlik ve bütünlüğüne kastetmeyen, devleti yeniden kurgulayacak bir gençlik profilidir. Bu bağlamda Milli Gençlik, genel olarak Türk milletinin ve insanlığın yaşadığı maddi ve manevi sorunlar karşısında milli ve manevi değerlerimize uygun çözüm önerileri sunacak ve bunların uygulanması için gerekli çalışmaları yapacak, milli ve manevi değerlere bağlı genç bir nesle erişmek adına eğitim ve kültür faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu faaliyetler tek bir gençlik grubunu kapsamanın aksine Türkiye gençliğini kapsayacak şekilde barışçıl ve bütünleştiricidir. Bu bağlamda teknolojiyi batının bir mirası olarak değil insanlığın bir birikimi olarak görmelerini öğütleyerek teknoloji sayesinde devletinin kalkınacağının, gelişeceğinin, zenginleşeceğinin altını çizmektedir. Mevcut durum, Milli Gençliğin ilerici ve gelişime açık yüzünü de gün yüzüne çıkarmaktadır.

Milli Gençlik ile anlattıklarımızın nirengi noktası ve hepsinden daha önemlisi; mensuplarının Maveraünnehir’den Saraybosna’ya kadar uzanan sahih dini akideye bağlı kalarak “ehli sünnet vel cemaat” dininin Tevhid, Nübüvvet, Kuran, Sünnet çizgisine bağlı kalarak temel itikad bütünlüğünü korumasıdır. Son zamanlarda İslam dinine hurafe sokarak ya da şiddete sürükleyerek dini yok etme çabaları vardır. Bu milletin tarihine dinine geleneğine bağlı olarak geleceği inşa etme çabasının gençleri olduk ve olacağız. Ayrıca Anadolu toprağı mayalayıcı bir topraktır bütün farklı kültürlerden anlayışlardan istifade ederek yeni bir iklim ortamında bütün bu fikirlerden büyük Türkiye fikri çıkarmak da bu gençliğin vizyonunda saklıdır.

Milli Gençlik, teknolojiyi batının bir mirası olarak değil insanlığın bir birikimi olarak görmelerini öğütleyerek teknoloji sayesinde devletinin kalkınacağının, gelişeceğinin, zenginleşeceğinin altını çizmektedir.

Whatsapp Whatsapp